Yerel mahkemece, tarafların düzenli gelirlerinin bulunmadığı, iş bulduklarında çalıştıkları, birbirlerine yakın gelirleri olduğu gerekçesi ile davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, tarafların istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince sabit gelirinin ve malvarlığının olmadığı gerekçesi ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin itirazları kabul edilerek tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davacı kadının diğer davalı erkeğin ise tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiş ise de; davacı kadının malvarlığı sorgulamasında üzerine kayıtlı bir mesken, bir dükkan ve bir araç olduğu görülmektedir. Ayrıca ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesinde tarafların birbirine yakın gelirlerinin olduğu belirtilmesine rağmen bölge adliye mahkemesince, davacı kadının sabit gelirinin ve malvarlığının olmadığı gerekçesi ile kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14.03.2023 NUMARASI : 2022/776 ESAS, 2023/168 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/270 Esas, 2018/167 Karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, davalı kadın için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalı erkeğin ortaya çıkan rahatsızlığı nedeniyle işlerini aksattığını, ruh sağlığının bozulduğunu ve çalışamaz hale geldiğini, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yattığını, icra takibine uğrayan nafaka borçlarının da emekli olan babası tarafından ödendiğini, davalının ekonomik durumunun düzeldiğini, Sinop'ta çalıştığını, yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunmadığını belirterek davalı için verilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2022 NUMARASI : 2021/1191 2022/293 DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakalarının Artırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11. Aile Mahkemesi 2012/1093 E. 2013/898 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, karar sonucu müşterek çocuk Şilan Dilek'in velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, davacı yararına ise 200,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davacının şu anda bir işte çalışmadığını, düzenli bir gelirinin olmadığını, geçen zamanda müşterek çocuğun büyüdüğünü ve giderlerinin arttığını, davacının bu giderlere tek başına yetişemediğini beyan ederek davanın kabulünü, müşterek çocuğun iştirak nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını, davacının yoksulluk nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği tarih olan 28/11/2011 tarihinden itibaren aylık 300.00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasının aylık 400.00 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
Aile Mahkemesinin 2011/160 esas 2011/1202 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma davası sırasında davalı kadın için yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının çalışması ve sosyal yaşamı dikkate alındığında yoksulluk nafakası alacak nitelikte olmadığını, aktif çalıştığını, iş hayatında tanınan ve konusunda uzman bir kişi olduğunu, ekonomik durumunda olumlu değişiklikler meydana geldiğini belirterek boşanma kararına istinaden devam eden yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf yasal sürede davaya cevap vermemiş süresinden sonra davalı vekili verdiği beyan dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kararın kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır....
yoksulluk nafakasının 200,00 TL’ye, iştirak nafakalarının 150,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda;davacı dava dilekçesinde, kendisi için 500 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocukların her biri için, Sincan 4.Aile Mahkemesinin 2014/92 Esas, 2014/102 Karar sayılı ilamı takdir edilen 150 TL iştirak nafakasının 500,00 TL 'ye yükseltimesini istemiştir. İştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkin bu davalar arasında fiili ve hukuki irtibat vardır. Zira davacının kendisi için talep ettiği yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için artırılmasını talep ettiği iştirak nafakasının borçlusu davalı olacaktır. Bu nedenle davalardan biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nitelikte olduğundan,mahkemece, her iki isteme yönelik davanın, birlikte görülmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karara ulaşılması gerekirken,mahkemece yanılgılı değerlendirilme ile yoksulluk nafakasına ilişkin istemin tefriki ile iştirak nafakasının hükme bağlanması usul ve yasaya uygun değildir....
Davada; tarafların 2006 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları davacı eş kadın için aylık 800 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, müşterek çocuk ...'ın velayetinin davacı anneye verildiği, ancak çocuk için iştirak nafakasına hükmolunmadığını aradan geçen zaman içerisinde mevcut yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığı, çocuk içinde iştirak nafakasına ihtiyaç duyulduğu ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 800 TL'dan 1000 TL'ye yükseltilmesi, çocuk içinde 500 TL iştirak nafakasına hükmolunması talep ve dava edilmiştir....
Somut olayda, davacı-davalı için reddolunan iştirak ve kaldırılan yoksulluk nafakasının yıllık miktarının toplamı (150+150+350=650x12=7.800 TL), davalı-davacı yönünden arttırılan iştirak nafakasının yıllık miktarının toplamı (300x2x12=7200), 8.000 TL kesinlik sınırı altında olduğundan, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik yoktur. Yoksulluk nafakası yönünden hükmün ONANMASINA, İştirak nafakaları yönünden ise, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları, eğitim durumları ve eğitim giderleri, davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında, artırılan iştirak nafakalarının miktarları az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış olup iştirak nafakaları yönünden hükmün bozulması gerekmiştir. Diğer yandan, yargılama giderleri ile ilgili olarak hüküm kurulmamış olmasıda doğru görülmemiştir....