Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın velayetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk yararına 500 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 300 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davacı kadın tarafından "kusur belirlemesi, çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi, yoksulluk nafakasına ilişkin hükmün anlaşılır olmaması, nafakaların ve tazminatların miktarı" yönünden, davalı erkek tarafından ise; "kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velayet düzenlemesi ve kişisel ilişkinin süresi" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince kadının "kusur belirlemesine" yönelik istinaf talebi bulunmadığı belirtilerek buna göre istinaf incelemesi yapılmış ise de davacı kadının 30.03.2018 tarihli istinaf dilekçesinin 7. bendindeki açıklamaya göre "kusur belirlemesine" yönelik istinaf talebi bulunmaktadır....

    seneye yakın bir süre geçtiğini, bu süre zarfında hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, müvekkili ve müşterek çocuk için takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının aylık 700 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak müşterek çocuk ve kadın eş lehine daha fazla iştirak ve yoksulluk nafakası tayini gerekirken müşterek çocuk için aylık 200,00 TL iştirak nafakasına ve kadın eş lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması doğru bulunmamış, kadın eşin bu husustaki istinaf başvurusu da kısmen kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin hükmün kaldırılmasına, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına ve kadın eş yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmetmek gerekmiş, bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ; A)-1- Davacının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, Şanlıurfa 3....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davacı ile davalının 28.05.2009 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; davalının özel bir dershanede öğretmen olarak çalışmaya başladığını ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığını iddia ederek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Birleştirilen ... 3.Aile Mahkemesinin, 2012/133 esas sayılı davasında ise davalı kadın; boşanma davasıyla, müşterek çocuk lehine hükmedilen 400 TL iştirak nafakasının 1000TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir.Mahkemece; davalının boşandıktan sonra öğretmen olarak çalışmaya başladığı, düzenli gelir elde ettiği ve yoksulluk halinin ortadan kalktığı gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin kabulüne, birleştirilen iştirak nafakasının artırılması davasının ise kısmen...

      İlk derece mahkemesinin bu kararı; erkek tarafından, kusur tespiti, velâyet, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiş olmasına rağmen bölge adliye mahkemesince; erkeğin istinaf itirazları; kadının tedbir nafakası davasının kabulü ve birleşen boşanma davasında nafakaların miktarı ve velayet düzenlemesi olarak incelenmiştir. İstinaf incelemesi neticesinde; çocuklar için verilen tedbir nafakası yönünden istinaf dilekçesinin reddine, tedbir nafakasının kabulü ve nafakaların miktarı ve velayet talebi yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakaları ve miktarları yönünden değerlendirme yapılmaksızın, hükmü sadece istinaf edilen diğer yönlerden inceleyerek karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Bu durumda bozmadan sonraki dönem için geçerli olmak üzere tedbir nafakasının arttırılması mümkün ise de, davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hakkı zedeleyecek şekilde tedbir nafakalarının miktarlarında yapılan artışın, dava tarihinden başlatılması usul ve yasaya aykırıdır. 3-İlk hükümle, davacı için aylık 150 TL yoksulluk, velayetine bırakılan müşterek çocuk için aylık 150 TL iştirak nafakası tayin edilmiş, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş, davalının temyizi üzerine bozulmuştur. Bu durumda ilk hükümle tayin edilen yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarları bakımından davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Hakim bu usulü kazanılmış hakkı gözetmek zorundadır. Bu husus nazara alınmadan bozmadan sonra temyiz edenin aleyhine olacak şekilde yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının aylık 200'er lira tayin ve takdiri usul ve yasaya aykırıdır. 4-Davacının tazminat için faiz talebi bulunmamaktadır. Talep olmadan faize hükmedilemez....

          Dilekçeler aşaması bittikten sonra davacı 30.01.2018 tarihli dilekçe ile tazminatların miktarını belirterek velayet, tedbir iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. TMK m.169 kapsamındaki tedbir nafakası ve iştirak nafakası her zaman talep edilebiliniyor ise de, yoksulluk nafakasını dilekçeler aşamasında serbestçe, diğer yargılama saflarında ise ancak karşı tarafın muvafakat ile istenebilecektir.(6100 sayılı HMK nın 7251 sayılı kanunu 15 maddesi ile değişik 141/1 maddesi). Bu bakımdan davacının yoksulluk nafakasına ilişkin talebi süresinde değildir. Mahkemenin yoksulluk nafakası ile ilgili kararı usule uygundur. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı uygundur....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; 2004 yılında hükmedilen 100 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk için hükmedilen 110 TL iştirak nafakasının ayrı ayrı 500'er TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 110 TL olan iştirak nafakasının 140 TL artırılarak 250 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece; davacının herbir talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulması gerekirken sadece iştirak nafakası yönünden hüküm kurulmuştur.HUMK.nun 388/son maddesinde "Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" denilmektedir....

            Aile Mahkemesi'nin 2018/108 Esas 2018/1849 Karar sayılı nafaka davasında verilen aylık 850,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede paranın alım gücünün azalması müvekkili ve çocuklarının ihtiyaçlarının artması ve çocukların büyümesi nedeniyle nafakanın yeterli olmadığını belirterek yoksulluk nafakasının 3.000 TL'ye yükseltilmesini, müşterek çocuklar için 750,00'şer TL olan iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı karşı davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı-davacı kadın vekilinin, kusura, kadın ve çocuklar için takdir edilen tedbir nafakası miktarına, iştirak ve yoksulluk nafakasına ÜFE oranında arttırıma karar verilmemesine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalı-davacı kadın vekilinin, iştirak, yoksulluk nafakasına ve maddi-manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının karşı dava yönünden hüküm fıkrasının 6,7.bentleri ile 8....

            UYAP Entegrasyonu