İcra Hukuk Mahkemesi'nin E.2011/36, K.2012/77 karar sayılı dosyada şikayete konu icra dosyası ile ilgili olarak, taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar işleyen tedbir nafakası dışında kalan takibe konu taleplerle ilgili takibin iptaline karar verildiğini belirterek icra dosyasına yapılan 10.047,00 TL fazla ödemenin yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleştiği 19.02.2006 tarihinden sonra icra dosyasına toplam 10.617,60 TL fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; 19.02.2006 tarihinde kesinleşen tarafların boşanmalarına ilişkin kararda kadın lehine dava tarihinden itibaren 100,00 TL tedbir nafakası ile 3000,00 TL maddi tazminat, 2000,00 TL manevi tazminat ve 130,00 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, yoksulluk nafakasının icra takibine konu edilmediği, tazminatlar ile tedbir nafakasının ......
Aile Mahkemesinin 2018/237- 284 esas karar sayılı dava dosyasının 02/04/2018 karar tarihli duruşmada " kendisi için boşanma nedeni ile nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep etmediğine" ilişkin yoksulluk nafakası talebinden feragat içerikli beyanı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın sonuç itibari ile doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları müşterek çocuğun yaşı ve gider durumu, dikkate alındığında; İlk Derece Mahkemesince müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakası artım miktarının toplanan delillere usul ve yasaya davalı babanın ekonomik durumuna hakkaniyet ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından, davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen karar " kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının yetersiz olduğu" yönlerinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...
yaşayan davalıya ödenen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren başlamak üzere kaldırılmasına ayrıca vekalet ücreti ile yargılama giderinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
yaşayan davalıya ödenen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren başlamak üzere kaldırılmasına ayrıca vekalet ücreti ile yargılama giderinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece belirlenen ve gerçekleşen davalı erkeğin kusurlu davranışları yanında davacı kadının da, ortak çocukların babalarına fiziksel şiddet uygulamalarına sessiz kaldığı, ancak bu durumda da boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin %85 özürlü olduğu ve çalışamadığı anlaşılmakla yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü tutulamaz....
nun 176/4.maddesinde tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir, düzenlemesi yer almaktadır.Davacı kadının ev hanımı olduğu, oğlu ile yaşadığı, oğlunun evinde kaldığı, oğlunun geçimini sağladığı, davalı erkeğin elektrik işi alarak serbest çalıştığı, kirada oturduğu, yeniden evlendiği yapılan ekonomik sosyal durum araştırma yazıları sonucu belirlenmiştir.Somut olayda; nafakanın hükmedildiği 2002 yılından dava tarihine kadar geçen süre, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile geçim ihtiyaçları nafakanın niteliği, hakkaniyet ilkesi ve ÜFE endeks artış oranları gözetildiğinde mahkemece artırılan miktarın fazla olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....
gereğince yoksulluk ve iştirak nafakası ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen kısa süre içerisinde, davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi tarafların ve özellikle davalının ekonomik durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını veya azaltılmasını gerektiren öngörülemeyen bir halin de yaşanmaması karşısında, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı kanaatine varılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine" karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2012/244 Esas, 2013/377 Karar sayılı nafaka artırım ilamında ise “...müşterek çocuk için hükmedilen 150 TL'lik iştirak nafakasının dava tarihi 28.02.2012 tarihinden itibaren 350 TL'ye, davacı ..... için hükmedilen 100 TL'lik yoksulluk nafakasının dava tarihi 28.02.2012 tarihinden itibaren 250 TL'ye artırılmasına... ” karar verildiği ve 9.000,00 TL birikmiş iştirak ve yoksulluk nafakası ile ferileri için 27.05.2013 tarihinde borçlu ...... aleyhine ilamlı icra takibine başlandığı anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda, yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 14.02.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.09.2020 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....