ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2021 NUMARASI : 2018/281 ESAS - 2021/268 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar 04/02/2016 tarihinde davalı sıfatıyla katıldığı davada yapılan yargılama sonucu Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 2014/406 esas, 2015/47 karar sayılı ilamı ile boşandığını, işbu davada taraflar 300,00....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2021 NUMARASI : 2018/281 ESAS - 2021/268 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar 04/02/2016 tarihinde davalı sıfatıyla katıldığı davada yapılan yargılama sonucu Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 2014/406 esas, 2015/47 karar sayılı ilamı ile boşandığını, işbu davada taraflar 300,00....
Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır. Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur. Diğer yandan, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi, somut olayın özelliği ve hakkaniyet kurallarına (TMK m. 4) göre isabetli olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası yönünden davanın reddine, iştirak nafakası isteminin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların ... ....Aile Mahkemesi'nin .../06/2015 tarih 2015/408 Esas-2015/468 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın .../06/2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili ile müşterek çocuk lehine boşanma ilamında iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini belirterek davacı müvekkili için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 500.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden reddine, iştirak nafakası yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların Adana 4.Aile Mahkemesinin 2008/252 E.- 2008/716 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, müşterek çocuk Tahir'in velayetinin davacı anneye verildiğini, verilen kararda 100TL müşterek çocuk için nafakaya hükmedildiğini, davacının ev hanımı olup çalışmadığını, herhangi bir gelirinin olmadığı gibi sosyal haklarının da bulunmadığını belirterek davacı için aylık 500TL yoksulluk nafakasının tahsili ile müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakanın...
Dava dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuk için hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığını ileri sürülerek davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 400 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 300 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; boşanma ilamının kesinleşmesi tarihinden itibaren henüz bir yıl geçmediğini, davacının babasının vefatı nedeniyle ölüm aylığı almaya başladığını, davalının ekonomik durumunun iyi olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının 350 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 250 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ......
na göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, nafakaya dair taleplerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekirken, mahkemece; karar tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1. bendinde yer alan; "... yoksulluk nafakasının aylık 400 TL arttırılarak karar tarihinden itibaren aylık 900 TL olarak belirlenmesine...", ve 2. bendinde yer alan; "... iştirak nafakasının aylık 1.100 TL arttırılarak karar tarihinden itibaren aylık 1.400 TL olarak belirlenmesine...", ifadelerinin çıkarılarak, yerine; 1. bendine "...yoksulluk nafakasının aylık 400TL arttırılarak dava tarihinden itibaren aylık 900 TL olarak belirlenmesine...", ve 2. bendine "... iştirak nafakasının aylık 1.100 TL arttırılarak dava tarihinden itibaren aylık 1.400 TL olarak belirlenmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile ..1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/52 esas 2011/209 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, müşterek çocuk lehine 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aylık 500,00 TL kira ödediğini, diyabet hastası olduğunu, mevcut nafakanın yeterli olmadığını, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, davalının gelirinin iyi olduğunu belirterek; müşterek çocuk lehine iştirak nafakasının 750,00 TL’ye yükseltilmesine ve kendisi için 250,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın velayetinin davacıya bırakıldığını, boşanma kararında yoksulluk nafakasına ve iştirak nafakasına hükmedilmediğini, davacının çalışmadığını, davalının ise ...... Belediyesinde çalıştığını, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacı ve müşterek çocuğun büyük sıkıntılar yaşadığını belirterek, müşterek çocuk .......... için aylık 500,00 TL iştirak nafakası, davacı için de 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, her ay davacı için 200,00 TL, müşterek çocuk için de 200,00 TL nafaka ödediğini, aldığı net maaşın ....125.54 TL olduğunu, yeni evlendiğini, masrafları olduğunu, kirada oturduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk .......... lehine aylık 400,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
ve nafaka miktarları da isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadının faiz talebi bulunduğu halde boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren tazminatlar yönünden yasal faiz verilmemesinin de doğru görülmediği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarları ile tazminatlara faize hükmedilmemesi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında...