Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu vekilinin vermiş olduğu şikayet dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ayrıca borca itiraz ettiği anlaşılmış olup, öncelikle; uyuşmazlık davacı borçluya yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda yapılan incelemede; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29/04/2015 tarih 2013/2044- 2015/1274 E.K sayılı ilamında belirtildiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun İİK 16. maddesine göre (kanunla çözümü genel veya özel mahkemelere bırakılmış dava ve işler ayrık tutulmak üzere) icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında, bunların kanuna aykırı olmasından veya olaya uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet yolu ile müracaat edilebilir....

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır (İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 168/1-4 ve 5; m. 169; m. 170,I). Ödeme emrine itiraz süresi beş gündür. Yani, borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir (İİK m. 168/1-4 ve 5). Borçlunun beş gün geçtikten sonra yaptığı itiraz geçersizdir. İlgililer için konulmuş süreler hak düşürücü niteliktedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Ankara 2013, s. 143, 778, 779). 13. Borçlunun takip konusu kambiyo senedindeki (kendisine ait olduğu iddia edilen) imzanın kendisine ait olmadığını bildirmesine (imzayı inkâr etmesine) imzaya itiraz denir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir (Kuru, s. 783,799). İİK’nın 168. maddesinin 1. fıkrasının 4 ve 5. bentleri gereğince imzaya ve borca itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

    Davacı kiralayan vekili tarafından 01/04/2019 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira akdine dayalı olarak başlatılan icra takibinde kira ve faiz olmak üzere toplam 10.613,00- TL alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi istenmiş olup yasal ödeme süresi ve tahliye ihtarını içeren "Örnek 13" ödeme emrinin davalı borçluya 24/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde icra takibine itiraz etmediği, eldeki davanın da ödeme süresinin sona ermesi üzerine yine yasal süresi içerisinde açıldığı, davalı ödeme emrine itiraz etmemiş olup kira sözleşmesi ve kira bedelinin takip hukuku yönünden kesinleştiği, davalının 30 günlük sürede herhangi bir ödeme belgesi de sunmadığı ve temerrüt olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez....

    İcra Müdürlüğü’nün 2016/482 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından yetkiye ve borca itiraz edilmesi üzerine dosyanın yetkili ... İcra Müdürlüğü'ne gönderildiğini, ... İcra Müdürlüğü'nün 2016/472 Es. sayılı dosyasından davalıya gönderilen ödeme emrine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Şti, ... ve ...’a tebliği üzerine, borçlular vekilinin, 11.01.2011 tarihinde icra müdürlüğü nezdinde yetkiye, borca ve faize itirazda bulunduğu ve yine aynı tarihte ödeme emrinin iptali talebiyle İcra Mahkemesi'ne şikayet yoluna başvurduğu, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21.02.2011 tarih ve 2011/43 E, 2011/238 K. sayılı kararıyla borçlulara tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği, yeni ödeme emrinin 07.05.2011 tarihinde borçlulardan ...’a, 23.05.2011 tarihinde ise ...’na tebliğ edildiği, ancak ... Turizm …. Ltd. Şti.ne tebliğ edilen ödeme emrinin bulunmadığı anlaşılmıştır.İcra mahkemesince ödeme emrinin iptalinden sonra gönderilen ikinci ödeme emrine karşı borçlunun yeniden itiraz ve şikayet hakkı doğduğundan önceki itirazlar yeni ödeme emri tebliğinden sonra hukuki bir sonuç doğurmaz. Somut olayda; borçlu ... Turizm …. Ltd....

        İcra Müdürlüğü'nün 2020/11646 esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip dosyasında, itiraz eden borçlu yönünden İİY’nin 50. ve 169a/1. maddeleri gereğince icra dairesinin yetkisizliğine, borçlu hakkında düzenlenen ödeme emrinin iptaline, varsa bu ödeme emrine dayanılarak konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar kesinleştikten sonra, istem olması durumunda dosyanın itiraz eden borçlu yönünden yetkili icra dairesi olan Diyarbakır Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verilmiştir....

        Borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmelidir. İtirazın iptali davası açılabilmesi için gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi dava şartıdır. Borçlu tarafından ödeme emrine itiraz edilmediği için takip kesinleşmişse itirazin iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. Somut olayda, davalı borçlu tarafından ödeme emrine süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş bir itirazın bulunmadığı, bu nedenle takibin kesinleştiği ve itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Bu şekilde itiraz üzerine takip durduğu halde alacaklının 29.01.2008 tarihinde ödeme emri çıkarılmasının talep edildiği ve bu talep üzerine ödeme emri gönderilmesi üzerine ... tarafından ikinci kez gönderilen ödeme emrinin iptali için şikayet yoluna başvurulmuştur. Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/204 Esas, 2008/182 Karar sayılı dosyasında şikayet başvurusu incelenmiş ve yukarıdaki aşamalar ve 01.03.2007 tarihinde ilk ödeme emrine itiraz dilekçesi verildiği ve bu nedenle takibin durduğu ve aynı dosya üzerinden yeniden yeniden ödeme emri tebliğinin yanlış olduğu belirtilerek ikinci kez ödeme emri tebliğine ilişkin işleminin iptaline karar verilmiştir. 05.03.2008 tarihinde verilen bu kararda açıkça ilk ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin durduğu belirtilmiş olup itirazın iptali davası bu karar tarihi üzerinden altı yıldan fazla süre geçtikten sonra 07.07.2014 tarihinde açılmıştır....

            Davalı kefil vekili 17.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde; ilk ödeme emrinde müvekkili Halil İbrahim ...’nin isminin yazmamakta olduğunu, bu durumda ortada borçlu bilgileri birbiri ile uyuşmayan 2 farklı ödeme emrinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin alacaklıya belirtilen miktarda kira borcu bulunmadığını, ödeme emrinde belirtilen faiz oranı ve hesaplamasında da yanlış yapıldığını bildirerek takibe konu borca konu asıl alacağa, işlemiş faize, oranına, miktarına ve hesaplamaya itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak borçluların itirazının kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

              Fatma ÜNAL'ın, müvekkili olan T1'a ait ödeme emrine ilişkin tebligatı sehven aldığı için 03.06.2022 tarihinde yazılı dilekçe sunmak ve müvekkil borçlunun yurt dışında bulunduğunu belgelemek şartıyla sehven yapılan tebligatın iadesini talep ettiğini, Şikayet eden müvekkili olan T1' Türkiye'ye geldikten sonra harici olarak öğrenmiş olduğu Gaziantep İcra Dairesinin 2022/55408 Esas sayılı ilamsız takibinde yer alan borca, faize ve ferilerine 30.06.2022 tarihinde itiraz ettiğini, Söz konusu itiraz dilekçesi aradan 7 gün geçtikten sonra, diğer borçlu Fatma Ünal'a sehven yanlış yapılan tebligatın Gaziantep İcra Dairesinin 03.06.2022 tarihli tensip zaptında yer alan iade edilmesi hususu konusunda karar verilmesine rağmen bu hususun göz ardı edildiğini, ödeme emrine ilişkin diğer borçluya yapılan tebligatın 31.05.2022 tarihinde yapıldığı tarih göz önünde bulundurularak itirazın yasal süresi içerisinde yapılmamış olması sebebi ile reddine karar verildiğini, Söz konusu İlamsız takipte ödeme emrinde...

              UYAP Entegrasyonu