WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    Davacı dava dilekçesinde; davalının hakkında başlatılan icra takibine itiraz etmediği, takibin kesinleştiği ve borçlunun 30 gün içinde ödeme yapmadığından temerrüde düşen davalının davaya konu taşınmazdan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili ise; ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/23547E. Sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine UYAP'tan 26.08.2014 tarihinde itiraz edildiğini belirtmiş, mahkeme borçlu kiracının borca yasal süresinden sonra itiraz ettiğinden bahisle tahliyeye karar vermiştir. Dosya kapsamından ödeme emrinin 25.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ üzerine UYAP'tan 26.08.2014 tarihinde vekaletnamede ibraz edilerek itiraz edildiği ileri sürülmesine rağmen bu konuda araştırma yapılmayarak doğrudan davalı vekilinin borca itiraz dilekçesinin UYAP'taki iş listesinden çıkartılarak dosya arasına alındığı tarih olan 14.11.2014 tarihinin esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

      Esas sayılı dosyası ile ilamsız haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 08/12/2021 tarihli dilekçesi ile borca ve yetkiye itiraz beyanında bulunduğunu, itiraz üzerine ... İcra Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, yetki itirazı nedeniyle dosyanın yetkili ... icra müdürlüğüne gönderildiğini, ilgili icra dairesince gönderilen ödeme emrine 09.03.2022 tarihinde davalı tarafça borca itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında davalı adına kayıtlı ......

        Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hakkındaki takipten ve davadan 05.10.2020 tarihinde haberdar olduğunu ve aynı tarihte icra dosyasına borca itiraz ettiklerini, Teb. K.nun 32. Maddesine göre öğrenme ile tebliğin usule uygun hale geleceğini, öğrenme tarihine göre de süresinde borca itiraz ettiklerini, tebliğ işleminin usulsüzlüğünün yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, mahkemenin süresinde borca itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği ve süresinde borcun ödenmediği gerekçeleri ile tahliye yönünde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemştir. GEREKÇE: Mersin 4....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Artvin İcra Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı ilamsız takipte ödeme emrine karşı davacı borçlunun süresi içerisinde 14/08/2017 tarihinde derdestlik itirazı ve zamanaşımı defiinde bulunduğu, Artvin İcra Dairesi Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı dosyasının 14/08/2017 tarihli tensip zaptında ''Müdürlüğümüzün sadece borca ve yetkiye itirazı değerlendirme yetkisinin bulunduğu, Müdürlüğümüzün derdestlik ve zamanaşımı itirazını değerlendirme yetkisinin bulunmaması sebebiyle talebin reddine'' karar verildiği görülmüş, davacı şikayet dilekçesi şikayet konusu icra müdürlüğünün kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        Bu kayıtlar “iflas tehdidi” ve “konkordato teklif edilebileceği” hususlarıdır. İflas yoluyla takipte ödeme emrinde, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde takip konusu borcun ödenmesi, aksi hâlde alacaklının mahkemeye başvurup borçlunun iflasının talep edebileceği belirtilir. Borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerekse kendisinin iflasa tabi kişilerden bulunmadığına dair bir itirazı varsa, bu itirazın da ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine bildirilmesi lüzumu da ödeme emrinde yer alır (Muşul T.: İcra ve İflas Hukuku Esasları, Ankara 2015, s. 684). Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi içinde ödeme emrine itiraz edebilir. Borçlu anılan süre içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir....

          Ödeme emrine itirazın geçerlilik koşullarından biri de itiraz edenin itiraz ehliyetinin ve sıfatının bulunmasıdır. Kendisine ödeme emri gönderilmeyen, takipte borçlu olarak gösterilmeyen kişi takip konusu borcun tarafı olsa bile ödeme emrine itiraz edemez. Ödeme emrine itiraz ehliyetine sahip olan kimse, takip talebi ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilmiş ve kendisine bu sıfatla ödeme emri tebliğ edilmiş olan borçlu olabilir. Bunun yanında ödeme emrine itirazın bazı mali sorumlulukları kendiliğinden doğurduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Somut olayda takip davalı şirket aleyhine yapılmış, takip ve ödeme emrinde borçlu olarak davalı şirket gösterilmiş , ancak takibe itirazı davalı şirketin temsilcisi olmayan ... kendi adına yapmıştır. Ortada usulüne uygun yapılmış bir itiraz olmadığından geçersiz itiraz ve takibin durduğu söylenemeyeceğinden itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/24 satış dosyasının karara çıktığını bu dosyalar nedeniyle kendisine husumet beslediğini ve davaya konu senedi hazırladığını, senedin düzenlenme tarihinin 07.01.2010, vade tarihinin 07.12.2020 olarak belirtildiğini ancak ödeme emrinde 07.01.2020 tarihinin vade olarak belirtildiğini, ödeme emrinin de usulüne uygun olmadığını, imza örneklerinin alınmasını ve imza örneklerinin bulunduğu kurumlardan imza örneklerinin istenerek Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını talep ettiğini, yetkili mahkemelerin Malatya Mahkemeleri olduğunu, İzmir İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, takipte talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu, faiz oranına da itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle takibe, yetkiye, senet üzerindeki imza ve yazıya, borca, faizze ve diğer ferilerine itiraz ettiğini, takibin tedbiren durulmasını, haksız takibin iptalini, yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

            Ancak borçlunun yeni ödeme emri tebliğinden itibaren süresi içinde icra mahkemesinde borca itiraz hakkını kullanabilmesi ilk çıkan ödeme emrine karşı icra mahkemesinde borca itiraz etmemiş olmasına bağlıdır. Aksi hâlde derdestlik itirazı söz konusu olur. Aynı ödeme emrinin farklı tarihlerde tebliğ edilmiş olması ödeme emirlerinin birbirinden farklı olduğu anlamına gelmez. Ödeme emrine karşı icra mahkemesinde borca itiraz görülmekte iken aynı ödeme emrinin ikinci kez tebliği üzerine yapılan borca itirazın derdestlik nedeniyle reddi usul ve yasaya uygundur. Anılan karar sonrasında derdest olan borca itirazın icra mahkemesince süreden reddedilmesi ve bu kararın onanarak kesinleşmiş olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır....

              Davacının kredi alacağının tahsili amacıyla başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde borçlu ve rehin maliki 3.kişiye ödeme emri tebliğ etmiş ve hem borçlu hem de rehinli taşınmazın maliki icra takibine itirazda bulunmuştur. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde borçlu ve rehinli taşınmaz maliki mecburi dava arkadaşı olup, her ikisi de itiraz etmiş bulunduğundan, ikisi hakkında da itirazın kaldırılabilmesi için dava açılması zorunludur. Somut olayda davacı ödeme emrine itiraz eden ipotek maliki davalı ... hakkında itirazın iptali davası açmış ise de yine takibe itiraz eden asıl borçlu...hakkında herhangi bir dava açılmamıştır. Bu durum bir dava şartı olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu