Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/322 Değişik İş numaralı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığı, davacı tarafından süresi içerisinde yetkiye, borca kısmi ve işlemiş faize itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, borca itiraz edilmeyen kısım yönünden davacı borçlu tarafından takip dosyasına taşınır, taşınmaz mal ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına konulan hacizlerin kaldırılması için 38.140,00 TL yatırıldığı, takibe dayanak Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ihtiyati haciz kararının itiraz üzerine kaldırılması üzerine davacı tarafından dosyaya yatırılmış olan bedelin taraflarına iadesinin talep edildiği, ancak icra dairesince taleplerinin reddine dair karar verildiği, verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatiyle icra dairesi işleminin kaldırılması talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Kocaeli 8....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın yetkiye borca ve takibe itiraz ettiğini, mahkemece yetki itirazının reddedildiğini, borca ve takibe itirazın kabul edilerek takibin iptaline karar verildiğini, bonoda vadenin esaslı bir şekil şartı olmadığını, vadenin belirtilmemesinin bonoyu geçersiz hale getirmediğini, iki vade olmasının da senedi geçersiz hale getirmeyeceğini, bu nedenle verilen kararın isabetsiz olduğunu, ayrıca yetki itirazı reddedilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de yasaya aykırı olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan mal ve hizmet bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız yere borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı, davacı şirketin merkezinin İstanbul olup, davaya konu alacağın Milas Şubesi'nin işlemlerinden kaynaklandığını ispat edemediği, hal böyleyken takibin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı mal ve hizmet faturasına dayanarak icra takibi başlatmış, davalı icra dosyasında borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur....
Bu durumda, borçlunun İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra yetkiye ve borca ilişkin itirazda bulunduğu kuşkusuzdur. O halde, mahkemece, istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken; işin esasının incelenmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen borca ve yetkiye itirazın takibin türüne göre icra dairesine yapılması gerektiği halde, mahkemeye bu hususların ileri sürülmesi sonuç doğurmaz, bu nedenle ilk derece mahkemesinin bu konudaki değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir. Ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde ise, hesap işlemi sırasında uygulanan faiz oranının takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı İİK'nın 16. maddesi kapsamında olduğundan şikayete konu edilebilir ve mahkemece bu husus denetlenebilir....
İcra Hukuk Mahkemesi tarafından borçlunun yetki itirazı incelenerek itirazın haklı bulunması halinde yetki itirazının kaldırılması isteminin reddine, takip dosyasının istem üzerine yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken dava dosyasının yetkisizlikle gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile icra takibinde yetkiye, borca ve ferilerine itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda yetkiye ve borca itirazın reddine, koşullar oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini aynen tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İzmir İcra Müdürlüğü'nün yetkili olmadığını, takibin müvekkilinin adresinin bulunduğu Menemen İcra Müdürlüğünde başlatılması gerektiğini, takibe konu senetlerin tahrif edildiğini, kambiyo vasfında olmadığını, müvekkilinin borcu bulunmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış yetkiye ve borca itirazdır....
Takibe konu borca ilişkin itiraz haklarım şimdilik saklıdır. Borcu kabul etmiyorum.” demekle hem icra dairesinin .... yetkisine hem borca itiraz etmiştir. Dava itirazın iptali davası olarak açıldığı için bu tür davalarda görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir.23.09.2013 SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 23.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı bu taşınmazla ilgili Aksaray İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/240 Esas sayılı dosyasıyla kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet şikayeti açmıştır. Mahkemece davacının meskeniyet şikayeti tefrik edilerek Aksaray İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/119 Esas sırasına kaydedilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 114/1- ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı ya da başka bir mahkemede açılması durumunda, ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve halen görülmekte olması sebebiyle usulden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartıdır. Derdestliğin şartları; aynı davanın aynı mahkemede ya da başka mahkemelerde iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı olması şeklinde sıralanabilir....