"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...
yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar ..., ... hakkında hırsızlık suçundan açılan kamu davalarının şikayet yokluğu nedeniyle TCK'nun 73 ve CMK'nun 223/8 maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 02.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Temyiz Sebepleri Davacı borçlu vekili; ödeme emrinin içeriği kanunda emredici hükümlerle düzenleme altına alındığı için bu hükümlere aykırılık süresiz şikâyete tabi olduğunu, olmayan bir adres için tebligatta böyle bir şerh kullanılmaması ve sadece “tanınmıyor” ifadelerinin şerh edilmesinin hatalı olduğunu ve yapılan tebligatı yok hükmünde kıldığını, ödeme emri ekinde dayanak belgelerin gönderilmemesi, ödeme emrinde icra müdürlüğünün imza ve mührünün bulunmaması hususlarının süresiz şikayet yoluna tabi olduğunu ileri sürerek temyiz incelemesi ile kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti, gecikmiş itiraz, ödeme emri ekinde dayanak belgenin gönderilmediği ve ödeme emrinin imzasız ve mühürsüz olduğu iddialarına dayalı ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emri iptali istemine ilişkindir. 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yetkiye ve borca itirazını icra dairesine sunması gerektiğini, bu nedenle yetkiye itiraz davasının reddi gerektiğini, ayrıca ileri sürülen hususların 7 günlük süre içinde sunulmadığını, davacı borçlunun ıttıla tarihi hakkında birbiriyle çelişen beyanlarda bulunduğunu, mahkememiz dosyasında tebliğ tarihinin 24/09/2021 tarihi olarak baz alınmasını talep etmiş ise de, icra müdürlüğüne borca itiraz dilekçesini 23/09/2021 tarihinde sunduğunu, davacının borca itiraz dilekçesinde kabul ettiği adresin mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde reddettiğini, davacının bizzat kendi sunduğu yerleşim yeri belgesinde yer alan yerleşim yeri adresinin tebligat adresi olmadığını iddia ettiğini, davacının itirazlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir....
beyan etmiş ve bu beyan imza altına alınmış olduğunu açıklayarak davanın reddine, borca İtirazın İptaline, borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....
Sayılı dosyasının incelenmesinde davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine aidat borcuna ilişkin işlemiş faizi ile birlikte toplam 4.447,62 Euro'nun takip tarihi itibariyle karşılığı olan 12.826,95 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya tebliğinden sonra süresinde borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu, alacaklı vekili tarafından 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 33....
Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....
Bu durumda, usulsüzlüğü ileri sürülmeyen 103 davetiyesi ve bilirkişi raporunun 03/07/2021 tarihinde tebliği esas alınmak sureti ile iş bu tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte İİK'nın 62. maddesi uyarınca mükerrerlik ve borca itirazlarını da bildirmiş ise de, Takibin ilamsız icra takibi olduğu gözetildiğinde borca itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekmekte olup, icra mahkemesinin bu itirazı değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple davacının borca ilişkin itirazının reddine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçelerle; 1- Şikayetçi borçlunun yapmış olduğu usulsüz tebliğ işlemi ve mükerrerlik iddialarına dayalı şikayetinin REDDİNE karar verilmiştir....
Burada belirtilmelidir ki; davalı tarafa davacılara ait imza ve yazı asıllarının olduğu yerleri bildirmek için ikinci kez süre verilmesine karar verilen 27/04/2021 tarihli celsede davalı taraf hazır olmayıp bu celseye ilişkin duruşma zaptı da davalı tarafa tebliğ edilmediğinden HMK'nın 94. maddesinin bu aşamada uygulanmasına imkan yoktur. Ayrıca kabule göre de; davacının borca (ve faize) itirazları ile kambiyo şikayeti hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davacıların istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
No: 8 Düziçi/ Osmaniye olarak gösterildiğini, taraflar arasında tanzim edilen bonoda yetki sözleşmesi bulunmadığını, sonradan bono metnine Ankara yazılmasının Ankara İcra Müdürlüğünü yetkili yapmayacağını, yetkili icra müdürlüğünün Düziçi İcra Müdürlüğü olduğunu; takibe konu bononun teminat senedi kapsamında verildiğini, müvekkili ile alacaklı olduğunu iddia eden şirket arasında önceden tamamlanmış ve faturalar ve hakedişler tamamlanmak suretiyle iş ilişkisinin sona erdiğini, müvekkilinin işin başında şirkete teminat olarak verdiği bu açık senedin sonradan tamamlanıp takibe konulmasının hukuken borç doğurmayacağını, bu nedenle borca ve ferilerine açıkça itiraz ettiğini belirterek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 19/08/2021 olarak kabulüne, yetkiye itirazları sebebiyle Düziçi İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğuna, teminat senedi olan takip konusu senetteki borca ve ferilerine, itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....