nın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair ... İcra Mahkemesinin 07/10/2009 tarihli ve 2009/1446-1513 sayılı kararını müteakip, borcun ödenmiş olması sebebiyle davanın ve cezanın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 354. maddesi uyarınca düşürülmesine dair aynı Mahkemenin 09/12/2009 tarihli ve 2009/1445-1512 sayılı ek kararı üzerine müşteki vekili tarafından verilen 06/02/2010 tarihli dilekçe ile borçlunun taahhüdüne uymadığından cezalandırılması talebinin sanığın üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından beraatine dair aynı Mahkemenin 10/03/2010 tarihli ve 2010/254-257 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2010 tarihli ve 2010/232 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi....
Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. Sınırlı inceleme yetkisine sahip İcra Mahkemesinde görülen borca itiraz davasında, ceza soruşturması ve menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılamayacağı gibi, ileri sürülen sair hususlar da tartışma konusu yapılamaz. Açıklanan nedenlerle davacının kambiyo senedi vasfına yönelik şikayeti ile imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısıyla tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
ilişkinin senedin geçerliliğine etki etmeyeceği, davacının senedin ödendiği vb hususları ispat edemediğinden bahisle yetkiye ve borca itirazın redine, tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borca ve imzaya yönelik itirazları yanı sıra %20 kötü niyet tazminatına ilişkin talepler hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmediği, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Başvuru, İİK.nın 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte yetkiye ve borca itiraz ile aynı kanunun 170.maddesi kapsamında imzaya itiraza ilişkindir. Borçlunun yetki itirazının kabulü, anılan kararın kesinleşmesi ve takibin yetkili icra dairesinde devamı halinde borçluya yetkili icra dairesinden yeniden ödeme emrinin tebliğ edileceği tartışmasızdır. Kendisine yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilen borçlu, takibe konu edilen senedin kambiyo vasfını taşımadığı yönündeki şikayeti ile borca itirazını yine yasal süresinde ileri sürebilir....
kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal 7 günlük süre içeresinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, takibin durdurulması kararı üzerine alacaklının şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca ve yetkiye itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş olsada itirazın takip borçlusu tarafından yapılmadığını, takipte üçüncü kişinin itirazı üzerine takibin durdurulması kararının doğru olmadığını belirterek takibin durdurulmasına ilişkin müdürlük işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece...
Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, hacizlerin kaldırılması, borca ve yetkiye itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İlk derece mahkemesince yetkiye ve borca itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu olmayan icra takip dosyası incelenerek ve davanın süresinde olduğu belirtilerek, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yetkiye ve borca itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir....
İcra müdürlüğünün 2020/15037 E. sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, müvekkil şirkete gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, icra takibinden 10/09/2020 tarihinde şirket merkezinin eski adresinde bulunan bir yakını aracılığıyla haberdar olduğunu, tebliğ işleminin 18/08/2020 tarihinde müvekkil şirket çalışanı bir kişiye yapıldığı bilgisine ulaşıldığını ancak , tebliğ işlemi gerçekleştirilen personel ya da kişinin müvekkil şirket personeli ya da yetkilisi olmadığı gibi mevcut yerde tebligatı almaya yetkili personelin bulunmadığını, şirket yetkilisinin nerede olduğunun da açıkça belirtilmediğini, bu şekliyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu beyanla 10/09/2020 tarihinin tebliğ tarihi sayılmış olmasına 10/09/2020 tarihinde yapmış oldukları yetkiye, borca , faize ve takibin diğer tüm ferilerine ilişkin itirazların kabulü ile takibin durdurulmasına, menkul ve gayrimenkul ile banka ve 3.şahıs alacakları yönünden hacizlerin fekkine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/5380 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin davacıya tebliği işleminin usulsüz olduğunu, tebligatın doğrudan muhtara bırakıldığını, adresin kapısına 2 nolu ihbarname yapıştırılmadığını, davacının geçici veya sürekli olarak adreste bulunup bulunmadığının tespit edilmediğini, takipten 27/01/2021 tarihinde haberdar olunduğunu, takipte yetkili icra müdürlüğünün Ankara Batı İcra müdürlükleri olduğunu, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini bildirerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/01/2021 olarak düzeltilmesine, süresinde yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerinin tespitine karar verilmesini istemiştir....