Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi; çekin keşide yerinin İstanbul olması karşısında, takipte İstanbul İcra Daireleri yetkili olduğundan davacı borçluların yetki itirazının yerinde olmadığı, İİK'nın 169/a maddesine göre; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfetinin borçluya ait olduğu, somut olayda, borçlular tarafından borcun olmadığı veya ödendiğine ilişkin sunulan yazılı belge resmi belge olmadığı gibi imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge de olmadığı gerekçesiyle davacıların yetkiye ve borca itirazlarının reddine, tazminat talebinin reddine karar vermiştir....

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05.04.2021 tarih ve 2021/70 Esas sayılı karar ile; "...takip dosyası incelendiğinde; borçlu tarafından süresinde hem borca hem de yetkiye itiraz edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriği incelendiğinde taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde yetkili merciler olarak İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığının anlaşıldığı, mevcut uyuşmazlıkta tarafların tacir olduğu ve takibin yapıldığı Bakırköy İcra Dairelerini kesin yetkili kılacak bir hâlin bulunmadığı görülmekle yetki şartının geçerli ve usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından yetkili icra dairesi olan İstanbul İcra Daireleri yerine Bakırköy İcra Dairelerinde takip yapıldığı, davalının yetkiye itirazının yerinde olduğu" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2021 NUMARASI : 2020/10 ESAS 2021/740 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 20. İcra Müdürlüğü 2019/46603 sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca, yetkiye, kambiyo senedi vasfına, faize, zaman aşımına ve icra takibine itirazın kabulünü, ödeme emri ve takibinin müvekkil yönünden ve kanaat halinde tümden iptalini, icra takibinde kötü niyetli borçluya İİK.67 maddesi gereği %20 den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini istemiştir....

Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Somut olayda borçlu 22/10/2009 tarihli itiraz dilekçesinin konu bölümünde yetkiye ve takibe itiraz şeklinde itirazda bulunduğunu bildirmiş ise de açıklama bölümünde takip yapılan İzmir İcra Müdürlüğü'nün değil Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple icra takibine ve yetkiye itiraz etttiğini bildirmiştir. İtiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçlunun takip konusu borca itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken itirazın içeriğinde yanılgıya düşülerek işin esası ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

    Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girildiğini, davalı- borçlu şirket, işbu İcra takibinde takibe, yetkiye, ödeme emrine, borç, faiz oranına ve işlemiş faize, yetkiye vb. her türlü ferilere itiraz ettiğini, davalı-borçlu şirketin borca haksız ve kötü niyetli olarak alacağın tahsilini uzatmaya matuf itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu, yetki itirazının reddini talep ettikterini, borçlunun İcra Dosyasında Mesnetsiz ve hukuki olarak geçerli olmayan icra dairesinin yetkisine dair soyut yetki itirazının reddini talep ettiklerini, icra takibi davalının ikametgahı adresinde yetkili Bakırköy icra Müdürlüğünde açılmış olup, işbu itirazın iptali davaları yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, borca itiraz talebin reddettiklerini, müvekkilinin, davalı borçlu şirketten alacaklı olduğu gerek imzalı-tasdikli cari hesap alacağı belgesinden, gerekse taraflara ait ticari defter kayıtlarının tetkikinden açıkça sübut bulduğunu, müvekkilin alacağı likit olduğundan...

      nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı, yetkiye ve borca itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Diğer bir anlatımla, mahkeme dosya üzerinde inceleme ile borca ve yetkiye itiraz yönünden bir karar veremez. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 05.05.2016 tarih 2016/1968 E.-2016/13342 K.sayılı kararı)....

      kaldırılarak, davacı tarafından sunulan borca ve yetkiye itirazın haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olması nedeni ile takibin iptali talebinin reddi ile takibin devamına, davacı tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak müvekkilini zarara sokma ve icrai işlemleri engelleme kastı ile borca ve yetkiye itiraz edildiğinden davacının asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'undan az olmamak üzere para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Alışveriş Merkezinde profesyonel yönetim hizmeti sunduğunu, müvekkili şirketin ... ile yapmış olduğu sözleşme ile davalının kullanımında olan bağımsız bölümün hissesine düşen ve ödenmeyen 2008 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül dönemi giderlerini talep ettiğini, yapmış oldukları takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiğini, davalının itiraz dilekçesinde yetkiye, borca, faize ve fer'ilerine itiraz ettiğini, gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat malikinin ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle % 5'lik gecikme faizi oranının kanuna ve 2008 yılı işletme projesine dayanıyor olması nedeniyle borçluların faize yönelik itirazının da haksız olduğunu, borçluların icra takibine yönelik itirazlarının haksız olduğunu bu sebeple IIK'nın 68/son maddesi uyarınca borçluların itirazının kaldırılmasına karar verildiğinde borçlular hakkında asıl alacağın % 40'ı oranında tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Aksi takdirde borca yönelik kısmi itirazın geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda borçlu, borca kısmen itiraz ettiği halde itiraz dilekçesinde itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermemiştir. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli değildir....

          Esas numarası ile icra takibinin başlatılmış olduğunu, başlatılan icra takibine, borçlu davalılar tarafından itiraz edilmiş olduğunu, itiraz dilekçesinde özetle; yetkiye, takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize, fer'ilerine itiraz edilmiş olduğunu, dava şartı olan arabuluculuk görüşmesinin 17/05/2022 tarihinde anlaşamama şeklinde sonuçlanmış olduğunu, borçlu tarafından kötü niyetli olarak yetkiye, borca, faize ve fer’ilerine itiraz edilmesi sebebi ile tarafımızca itirazın iptali davası açma zaruretinin hasıl olduğunu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde yer alan yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmış olduğunu, davalıların tacir sıfatına sahip olup sözleşmenin tarafı olarak diğer tüm hükümler ile birlikte sözleşmenin yetkiye ilişkin hükmü ile de bağlı olduklarını, müvekkili banka tarafından Genel Kredi Sözleşmesi'nde yazan hususlara göre hareket edilmiş olduğunu, davalı müşterek borçlunun müteselsil kefil sıfatı ile borcun tamamından sorumlu olduğunu...

            UYAP Entegrasyonu