Ödeme emri davalı borçluya 06.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu, vekili aracılığı ile 13.07.2015 tarihinde verdiği dilekçe ile 2015 yılı Mayıs ayı kira bedelinin 03.07.2015 tarihinde ödendiğini, yasal süre içinde Haziran ayı kirasına ilişkin borcun da ödeneceğini belirterek borca, faize ve diğer tüm ferilere itiraz ettiğini bildirmiştir. Dosya içeriğinden takipte talep edilen 2015 Mayıs ayı kirasının ödeme emrinin tebliğinden önce 03.07.2015 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır. İtiraz dilekçesi içeriğinde borca itiraz edildiği yazmakta ise de mayıs ayı borcunun ödendiği haziran kirasının da ödeneceği belirtilerek faize itiraz edilmiştir. Bu durumda mahkemece sadece faize itirazın değerlendirilmekle yetinilmesi gerekirken ödeneceği belirtilen başka bir deyişle kabul edilen asıl alacak üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
sonra, davalı borçlu herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine, ödeme emrine borca, faiz oranına, faize ve yetkiye itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, müvekkilinin icra takibine devam edebilmek için 6102 sayılı Türk Ticaret kanunu 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereği arabulucuya müracaat ettiğini, davalı taraf usulüne uygun davet edilmiş ve yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibi sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, davalı icra dosyasına sunduğu itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın genişletilmesine ve değiştirilmesine muvafakatı olmadığını, davalı tarafın icra dosyasındaki yetki itirazı geçersiz olmakla birlikte takip yetkili icra dairesinde açıldığını, keza 24.2.2020 tarihi sanal santral kurulumu ile ilgili taraflar arasında yapılan sözleşme Söke’de yapılmış, işin yapılacağı ve tamamlanacağı yer de Söke’dir....
Her ne kadar davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda, aciz vesikasının ilam hükmünde olduğunu ve yetki itirazında bulunulamayacağını ileri sürmüşse de, söz konusu takip ilamlı değil ilamsız takip olup, borçlu tarafından İİK'nun 62. ve 50. maddeleri uyarınca borca itirazla birlilte yetkiye itiraz edilebilir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 8....
Deliller; Direkt Satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim Sözleşmesi, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyası, Bilirkişi İncelemes, ... 1. İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı dosyasının incelenmesinden; Alacaklı davacı ...Ş.'nin davalı borçlu ... aleyhine 18/01/2019 tarihinde 550,94-TL cari hesap alacağı hakkında ödeme emri düzenlendiği, davalıya ödeme emrinin tebliğine dair tebligat parçasının dosya içinde olmadığı, davalının 04/03/2019 tarihinde yetkiye, takibe, borca ve faize itiraz ettiğini, ikamet adresinin Denizli olmasından dolayı Denizli İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, alacaklı firmaya karşı herhangi bir borcunun olmadığını, takibe, borca, yetkiye, faize ve tüm ferilerine ve imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır....
bu kez -----sayılı dosyası üzerinden örnek ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatılmışsa da, borçlu-davalı ve dava dışı şirket yasal süresi içinde yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz etmiş ve böylelikle takip durduğunu, akabinde dosya kefil yönünden ---- şirket yönünden ise------ Sayılı dosya olduğunu, davalı şirket için ise ------- sayılı dosyası üzerinden örnek ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatılmışsa da, borçlu-davalı şirket yasal süresi içinde borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz etmiş ve böylelikle takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, davalı tarafın kullanılan krediyi geri ödemediğini, hesap kat tarihi itibarıyla ve icra takibi aşamasında istenilen alacak miktarı, işletilen faiz oranlarındaki isabet, banka defter ve kayıtlarının incelenmesi ile bu hususun sabit hale geleceğini, dava dışı asıl borçlunun tacir olduğunu tüm bu nedenlerle davalının vaki tüm itirazların iptali ile takibin devamına...
Davacı vekili, elektrik tüketim borcunun tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı cevap vermemiştir. Arabuluculuk şartının yerine getirilmiş olduğu görülmüş; ... ... esas sayılı dosya sureti celp edilmiş,elektrik tüketim fatura bedelleri ve faizi için takip yapıldığı, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Abonelik sözleşmesi ve ekleri celp edilmiş, abaoneliğin Dükkan olduğu, sözleşmenin ifa yerinin ... olduğu görülmüş, yetki itirazının reddi ile bilirkişiden rapor alınmış, bu aşamada davacı vekilinin 7420 sayılı Kanunun Geçici Madde 2/2 maddesi uyarınca mevzuat değişikliği nedeniyle takipten feragat edildiği ve davanın konusuz kalmasına karar verilmesini, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinin talep edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu da gözetilerek davacının talebi doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/725 ESAS - 2021/794 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibin yetkili yerde başlatılmadığını, müvekkilinin yerleşim yeri itibariyle yetkili icra müdürlüğünün Edirne İcra Müdürlüğü olduğunu, müvekkilinin aldığı borca karşılık olarak senedi boş olarak imzalayıp davalıya verdiğini, senede ilişkin olarak 52.700- TL ödeme yaptığı halde ödeme düşülmeden takip yapıldığını, bononun protesto edilmediğini, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini beyan ederek takibin iptali ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 06.06.2024 tarihli borca itiraz dilekçesi ile '' hiçbir borcu olmadığı/bulunmadığı '' gerekçesi ile takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirketin faaliyeti kapsamında davalı borçlu şirkete motor bloğu sattığını ve bu satışa dair 07.05.2024 tarihli, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetkiye ve faize itiraz K A R A R Davacı ... tarafından davalılar ..., ..., ..., ... aleyhine açılan yetkiye ve faize itiraz davasının reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan inceleme sonunda Daire'nin 11.03.2013 tarih ve 2013/1093 Esas, 2013/3155 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece, onama kararı HUMK'nun 438. maddesi (HMK'nun 372. m.) gereği usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan birinin karar düzeltme yoluna başvurması halinde dosyanın inceleme yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, onama kararı taraflara tebliğ edilmeksizin, taraflardan birinin kanun yoluna ilişkin bir başvurusu da bulunmadığı halde dosya Dairemize gönderilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, borçlu tarafından yapılan itiraz bir bütün olarak değerlendirildiğinde açıkça tüm borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesi içerisinde geçen " takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı" şeklindeki cümle her ne kadar tereddüt oluşturmuş ise de itiraz dilekçesinin bir bütün olduğu ve dilekçe içinde borcun ve ferilerinin tümüne itiraz edildiğinin belirtilmesi karşısında borçlu lehine değerlendirme yapılarak kısmı itiraz olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, borçlunun sunmuş olduğu itirazın borcun tümüne yönelik olduğu dolayısıyla icra müdürlüğünce verilen takibe itirazın durdurulması kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetinin reddine karar verilmiştir....