“Taleple bağlılık” olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkimin tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu açık olup, somut olay bakımından, alacaklı borçlu aleyhine icra takibi başlatmış borçlu ödeme emrine süresinde itiraz etmiştir. İtiraz üzerine İcra Hukuk Mahkemesine açılan davada davacı-alacaklı vekili dava dilekçesi ile sadece itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin borca itirazın kaldırılması istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, borçlunun bir talebi bulunmadığı gibi re'sen ödeme emrinin iptalini gerektiren bir hususun bulunmadığı halde usul ve yasaya uygun olan ödeme emrinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Tüzel kişiler aleyhine yapılan icra takibinde borçlu tüzel kişinin organı(temsilcisi) ödeme emrine itiraz edebilir. İtiraz eden kişiden, borçlu tüzel kişinin temsilcisi olduğuna dair yetki belgesini göstermesi istenir. Yargıtay 12. HD. 13.10.2000 T. 13723/15090 sayılı kararında “..itiraz tarihi itibariyle borçlu kooperatife temsil ve ilzama yetkili olanlardan sadece birisi tarafından yapılan itiraz başvurusunun, diğer temsilcilerin buna karşı çıktığı ve icazet vermediği kanıtlanamadığı sürece ‘acele işler’ den olduğu benimsenerek, diğer temsilcilerin buna icazet verdiğinin kabulü gerekeceğini” belirtmiştir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/88651 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine, davacı tarafça yetki itirazı kabul edilerek dosyanın yetkili Trabzon İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesinin talep edildiği, dosyanın Trabzon İcra Müdürlüğü'ne gönderilerek 2017/23013 esasına kaydedildiği ve borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacı tarafça davalının borçlu olmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı belirtilerek iş bu itirazın iptali davası açılmış ise de, icra dosyasının incelenmesinde davalının yetkili Trabzon İcra Müdürlüğü'nce gönderilen ödeme emrini tebliğ almasından sonra ödeme emrine itiraz ettiğini gösterir bilgi ve belgenin dosya içinde yer almadığı anlaşılmıştır....
A.Ş olduğu, borçlu vekilinin 15/01/2021 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulundukları, yetkili İcra Dairesi'nin Küçükçekmece İcra Daireleri olduğu, icra takibine, ödeme emrine, işlemiş faize, faiz oranına, ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı/müvekkil şirketin adresinin İstanbul olduğu, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri'nin yetkili olduğundan bahisle yetki ilk itirazında bulunduğu görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde; "Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir." hükmü düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde; ''Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir....
Borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği için yatırması gereken posta giderinin davacı tarafından yatırılmaması hususu, hak düşürücü nitelikteki dava şartı olan sürenin işlemeye başladığı anlamına gelmez. Zira İİK.nun 59. maddesi uyarınca alacaklının tebliğ masrafını avans olarak peşinen ödememesi, icra takibine vaki istemini hükümsüz kılmaz. Somut olayda, icra dosyasındaki borçlular ...,...,...,...vekilleri Av. ... vasıtası ile 17.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine itiraz ederken borçlu ... ise asıl olarak 18.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine itiraz etmiştir. Alacaklı davacı vekiline, itiraz dilekçesi 24.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. İtiraz dilekçesinin tebliğ edildiği tebligat zarafında tebliğ isteyen Av. ..., tebliğ edilen “itiraz dilekçesi” yazılmıştır. Bu durumda, davacı vekiline tebliğ edilen itiraz dilekçesinin davalı borçlular ...,...,... vekili Av. ...’ün 17.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır....
Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 29.09.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ederek yetki itirazında bulunmuştur. Borçlunun süresi içerisindeki itirazı üzerine takip durmuştur. Davacı alacaklı vekili icra dairesine sunmuş olduğu 18/09/2020 tarihli dilekçesi ile davalı borçlunun yetki itirazı zımnen kabul edilerek dosyanın yetkili icra dairesi olan Ankara Batı İcra Dairesine gönderilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine dosya Ankara Batı İcra İcra Dairesine gönderilmiş ve ... Esasına kaydedilmiştir. Davacı yan açmış olduğu dava ile Adana .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğundan bahisle iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Geçerli bir icra takibinin bulunması itirazın iptali davasının koşulları arasında bulunmaktadır. Davaya konu edilen Adana ... İcra Müdürlüğü'nün ......
İİK’nın 62. maddesinde ise ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği, İİK’nın 65. maddesinde de ödeme emrine gecikmiş itirazın ne zaman ve nasıl yapılacağı düzenlenerek, burada da borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceği, ancak borçlunun, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini bildirmeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere 2004 sayılı İİK’da sürelerin hangi hâllerde nasıl başlayacağına ilişkin farklı düzenlenmeler öngörülmüş, bir kısmında öğrenme tarihi esas alındığı hâlde bir kısmında da sürelerin başlangıcında tebligat esas alınmıştır....
Davalı ... 04.02.2004 tarihinde ödeme emrine itirazda bulunmuş ise de bu borçlunun itirazı süresinde olmadığından bu davalı yönünden takip kesinleşmiştir. Davalı ... ise ödeme emrine 15.01.2009 tarihinde itiraz ettiğinden bu davalı yönünden itiraz süresinde olup ödeme emrine itiraz edildiğinden takip kesinleşmemiştir. Bu nedenle itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilmesi mümkün değildir. Davacının itirazın kaldırılmasını da istemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı sözlü kira aktine dayanarak takip yapmış ve takip talebinde dava dışı ... ile davalı ... borçlu olarak gösterilmiştir. Borçlular ödeme emrine itirazlarında sözlü kira aktinede karşı çıkmamışlardır. Borçlular yönünden 01.11.2006 başlangıç tarihli sözlü kira akti kesinleşmiştir....
İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyada genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin süresinde yetki itirazı nedeniye dosyanın yetkili ... 22. İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, vekili aracılığıyla .... İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetki ve borca itiraz ettiği ve vekaletnamenin takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdrülüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir....
Esas dosya numaralı icra dosyasına borçlu tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde itiraz edildiğini, borçlu tarafından icra müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde, ödeme emri tebliğ alınmış olup, alacaklı görünen tarafa itiraz ettiği borçlu olmadığını ileri sürmüşse de faturadan anlaşılacaktır ki davalının borçlu olduğu görüleceğini, davalı borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak alacağı geciktirmek ve sürüncemede bırakmak amacıyla takibe, ödeme emrine, faize itiraz ettiğini, bu nedenle haksız ve kötü niyetli davalı borçlunun takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulü ile davalının Adana Genel İcra Müdürlüğü 2022/......