İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;İİK.nın 168.maddesine göre itirazların ve şikayetin 5 günlük yasal süre içerisinde yapılması gerektiği, davacıya ödeme emrinin 28.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 11.03.2019 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Kambiyo senedi vasfına haiz olmayan bir senede dayanılarak takip yapılması halinde süresiz şikayet edilebileceği, senetteki vade tarihinin 01.10.2019 olduğunu, yazı ile yazılan vade tarihinin ise 01.10.2018 olduğunu, bu şekilde senette iki farklı vade bulunduğundan kambiyo senedi vasfı taşımadığını, senette tahrifat yapıldığını, senedin miktar kısmındaki 3 rakamının 8 rakamına dönüştürüldüğü, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapılamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK.nun 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Davacı şirkete ödeme emrinin 04/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 06/03/2019 tarihinde süresinde olduğu, takip dayanağı senette İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, HMK. 17....
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Davanın kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip takipte, kambiyo vasfına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itiraza ilişkin olup, mahkemesince öncelikle kambiyo vasfına yönelik şikayetin değerlendirildiği, davacı tarafça her ne kadar bonolarda tanzim yeri yazılmadığı ve bu nedenle senetlerin kambiyo vasfında olmadığından bahisle takibin iptali talep edilmiş ise de; 6102 sayılı TTK'nun bononun zorunlu unsurlarına ilişkin 776/1- f maddesi uyarınca "düzenleme yerinin" bononun zorunlu unsuru olduğu, 777/4. maddesinde; "Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır." düzenlemesine yer verildiği, anılan yasal düzenleme itibariyle takibe konu senetler incelendiğinde; düzenleme yerinin ayrıca belirtilmediği, ancak düzenleyen davacı borçlunun adı yanında adres yazılı olduğu ve bu itibarla zorunlu unsurun gerçekleştiği anlaşıldığından davacının şikayeti yerinde görülmeyerek...
Mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi gerekirken, yetki itirazı incelenmeksizin, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden, talep dışına çıkılarak takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece senet aslının veya onaylı örneğinin dosyaya celbi sağlanarak, yetki itirazıyla ilgili karar verilmek üzere dosyanın HMK.353/1- a6 maddesi gereğince mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL ANADOLU 11....
Hukuk Dairesinin kambiyo senetlerine yönelik ihtiyati haciz kararlarının temyizi üzerine verdiği kararlarda; kambiyo senedinin protesto edilerek karşılıksız kalmasından sonra götürülecek borç haline dönüştüğü, bu nedenle alacaklının yerleşim yeri mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alınabileceği yolunda kararları bulunmakta ise de, anılan kararların ihtiyati haciz taleplerine yönelik olduğu, çeke dayalı takipte ise yetkili icra dairesinin belirlenmesine yönelik Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında; kambiyo senetlerine dayalı takipte dayanak belgenin ödeme için ibrazı ve karşılıksız kalması ya da protesto görmesi halinde aranılacak borç niteliğinin değişmeyeceği, borcun götürülecek borç haline dönüşmeyeceği ve sair yetki kuralları ile örtüşmediği müddetçe alacaklının kendi yerleşim yerinde takip yapamayacağı belirtilmektedir. Bu durumda mahkemece davacının yetki itirazının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Şti. kaşesinin üzerinde şikayetçi-borçlunun imzası bulunduğu gibi kefil kısmına şikayetçi-borçlunun isim-soyismi yazılarak hizasında yani senet metninin altında tekrar şikayetçi-borçlunun imzasının bulunduğu, senedin bono vasfına haiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu senedin keşide tarihi imzanın altına ve sonradan atıldığını, keşidecinin imzasının bononun tüm metnini kapsayacak şekilde atılması gerektiğini ve bu haliyle senedin kambiyo vasfını taşıdığının düşünülemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, takibin dayanağı olan belgenin bono vasfına haiz olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir. Adana 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı ile birlikte iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararı gereği takibin iptalini talep etmiş, mahkemece; borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/17086 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin davalı borçluya 17.05.2018 tarihinde tebliğ olduğunu, borçlunun 17.05.2018 tarihinde borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu, borçlunun yetki ve borca itirazının yerinde olmadığını, borçlunun yetki itirazının geçerli olabilmesi için icra dairesine sunduğu yetki itirazında yetkili icra dairesini de açıkça belirtilmesi gerektiğini, ancak borçlunun yetki itirazında sadece yetkiye itiraz ettiğini belirttiği ancak yetkili icra dairesini açıkça göstermediğini bu nedenle usulüne uygun bir yetki itirazının söz konusu olmadığını, borçlunun borca itiraz ettiğini ancak bonolarda yer alan imzalarına itiraz etmediğini yani imzalarını ikrar ettiğini, borçlu tarafından imzalara yönelik itirazda bulunulmadığından icra takibinin dayanağı olan bonoların İİK 68/a maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belgelerden sayıldığını, bu sebeplerle davanın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, keşideci borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamakla birlikte yetkili icra dairesinin Balıkesir icra dairesi olduğunu dilekçelerinde belirttiklerini, bu nedenle yetki itirazlarının reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 19/2. maddesi uyarınca, birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. HGK'nın 22.09.1976 gün ve 10/1957- 2554 sayılı ve 25.12.1987 tarih ve 1987/501103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır. Yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olur. Ancak, borçlu bu yerlerden birini tercih etmelidir. Somut olayda; icra takibine Büyükçekmece 3....