Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2021 NUMARASI : 2021/826 ESAS - 2021/858 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2021/37396 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde ilgili icra dairesi müdürlüğüne borca ve yetkiye itirazlarının bulunduğunu, icra takibinde yetkili ve görevli icra dairesinin Bartın İcra Daireleri olup Ankara Batı İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını, ayrıca icra emri ekinde borca konu edilen hususlarla ilgili herhangi bir belge yada belge örneğinin gönderilmediğini, tüm borç, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek Ankara Batı İcra Dairesi Müdürlüğünün 2021/37396 esas sayılı icra dosyasındaki takibin iptali ile...

Dava; ilamsız icra takibinde davalı tarafından yapılan itiraz sonucu açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 1-İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. Yapılan ilamsız icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisi yanında borca veya faize itiraz etmiş ise açılan itirazın iptali davasında mahkeme ilk iş olarak icra dairesinin yetkili olup olmadığı yönünde bir inceleme yaparak bu hususta bir karar vermelidir. Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir....

    Taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmakla davacının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Davacının borca ve faize ilişkin itirazlarının incelenmesinde; davacı tarafından senede ilişkin borcunun bulunmadığına iddiasında ise de, buna dayanak olarak İİK'nun 169- a/1. maddesi bağlamında herhangi bir resmi veya imzası ikrar edilmiş yazılı belgesinin olmadığını duruşmada beyan etmiştir. Alacaklının dayanak senetten doğan borca karşılık ödeme yapıldığı yönünde bir kabul beyanı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, ödeme iddiasının yasanın öngördüğü koşullarda İ.İ.K.'nun 169/a-1. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlanamamış bulunması sebebiyle davacının borca itirazının reddine karar verilmiştir....

    Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....

    Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, davalı alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına, borca itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, davacı alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

    Hukuk Dairesinin 08.09.2021 tarihli ve 2020/2604 E. 2021/2186 K. sayılı kararı ile borca itiraz nedeniyle İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 169/a-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapılarak yetkiye ve borca itiraz yönününden bir karar veremeyeceği gerekçesi ile duruşma açılarak davanın yeniden görülmesi için HMK'nın 353/ 1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih ve 2021/624 Esas 2021/760 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ... 27. İcra Müdürlüğünün 2020/1352 Esas sayılı dosyasında mevcut 21.01.2020 tarihli ödeme emrinde talep edilen işlemiş faizin 77.460,27 USD'sini aşan kısmının iptaline, ödeme emrinin bu şekilde düzeltilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş ve bu kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/73 Esasına kayden istinaf incelemesinde olduğu ve derdest olduğu görülmüştür....

      E. sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalıların , söz konusu takibe, faize, tüm ferilerine ve ikametgah adresinin Menderes olduğundan bahisle yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, söz konusu itiraz akabinde takibin durdurulduğunu, davalının yetki itirazının haksız, hukuka aykırı, kötü niyetli ve müvekkili bankanın alacağını sürüncemede bırakma amaçlı olduğunu, takibe konu sözleşmenin müvekkili bankanın İzmir Gaziemir Şubesi ile borçlu arasında imzalandığını, bu sebeple İzmir İcra Daireleri söz konusu takipte yetkili olduğunu, davacının isterse şubenin işlemi nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkta davasını, genel yetkili olan gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yerinin (merkezinin) bulunduğu yerdeki mahkemede açılabileceği gibi, şubenin bulunduğu yer mahkemesinde de açabileceğini, davacının burada her iki yetkili mahkemenin birinde davasını açmak konusunda bir şeçimlik hakka sahip olduğunu, davalıların Genel Kredi Sözleşmesi koşullarını inceleyip, müvekkili bankadan detaylı bilgi...

        -K A R A R- Davacılar vekili, davalı aleyhine 75.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, takip tarihinden hemen sonra 74.000,00 TL' nin davalı tarafından ödenmesine rağmen bakiye 1.000,00 TL ile 28.05.2006-14.04.2008 tarihleri arası yasal faiz, icra vekalet ücreti ve icra masrafları olmak üzere toplam 19.657.80 TL 'nin ödenmediğini, davalının borca itirazının kısmen haksız olduğunu ileri sürerek, takibin devamına % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ödeme emrinin tebliğinden önce müvekkilinin davacıya gönderdiği miktarın, davacı tarafından itirazi kayıt konulmaksızın kabul edildiğini, Borçlar Kanunu'nun 113. maddesi gereğince itirazi kayıt koymaksızın alacağını kabul edenin fer'i alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davalının kötü niyetli bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin herbirinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Davacı dava dilekçesinde, yetki itirazı dışında takibe konu bonunun kefalet sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, ayrıca takipte istenen faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği halde İlk Derece Mahkemesince sadece yetki itirazı hakkında inceleme yapılarak yetki itirazının reddine karar verildiği sair talep edilen hususlar hakkında inceleme yapılmaması usul ve yasaya aykırıdır....

          Dosya içerisinde bulunan icra dosyasında davalının 22.11.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, borca, takibe, faiz oranlarına, işlemiş faize ve takibin tüm fer'ilerine ve yetkiye açıkça itiraz ettiği görülmüştür. Her ne kadar ilk derece mahkemesi davalının icra dairesine yetki itirazında bulunduğundan ve takibin yetkili icra dairesine yapılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar vermiş ise de, davalının borca itiraz dilekçesi ile birlikte verdiği dilekçede sadece ''yetkiye itiraz ediyorum'' ibaresi mevcut olup, yetkili icra dairesinin neresi olduğuna ilişkin bir açıklama mevcut değildir. Hal böyle olunca davalının icra dairesine usulünce yapılmış bir yetki itirazından bahsetmek mümkün değildir....

          UYAP Entegrasyonu