Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalı şirketin dosya alacaklısına herhangi bir borcu söz konusu olmadığını; borca, faize, takibe, ödeme emrine ve ferilerine itiraz etme zorunluluğu doğduğunu. Davalı şirket aleyhinde başlatılan icra takibinin haksız ve yersiz olduğunu. Ticari kayıtlar defterler incelendiğinde görüleceğini ki karşı tarafın iddia ettiği şekilde bir borcun mevcudiyeti söz konusu olamayacağını. Alacaklı ... Kimyevi Ürünler San. Ve Tic. AŞ'nin başlatmış olduğu takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu. Dolayısıyla borcumuz olduğuna yönelik iddiaları reddediyor ve başlatılan işbu takipte; borca, takibe, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini 08.12.2017'de tebliğ edilen ödeme emrine 11.12.2017 tarihinde itiraz ederek 04.01.2018'de takibin durdurulduğunu, Davalı şirketin kayıtlı olduğu adres 04.12.2017 tarihli ödeme emrinde de açıkça görüleceği üzere Kocaeli ili Gebze ilçesinde olduğunu....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Yetkili İcra Dairesinin Kahramanmaraş İcra Dairesi olduğunu, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin borcu olmadığını, davacı alacaklı sözleşmeden döndüğünden kaporayı talep etme hakkı olmadığını, mahkemenin davada görevli olmadığını belirterek öncelikle görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, aksi taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve müvekkilleriyle davalının tacir olduğu, ancak tacir olup olmadıkları hususunun etraflıca araştırılmadığı, açılan menfi tespit davasında verilen tedbir kararı nedeniyle davaya konu bonoya dayalı takip yapılamayacağı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçluları tarafından açılan şikayet yetkiye ve borca itiraz davasına ilişkindir....

      İcra Dairesinin 2022/3265 Esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine ilişkin takibe karşı itiraz davası açıldığını, mahkemece yetki itirazının kabul edildiğini, ancak taraflarınca imzaya, borca ve kabul manasına gelmemek kaydıyla fer'ilerine yaptıkları itirazların incelenmediğini, yetkilisi olduğu şirketin bu şekilde keşide ettiği bir kambiyo senedi bulunmadığını, bu sebeple yerel mahkemenin imzaya, borca ve kabul manasına gelmemek kaydıyla fer'ilerine yaptığı itirazların incelenmemesi sebebiyle eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, icra takibinde borca, imzaya, faize ve tüm fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini belirterek, yetkilisi olduğu şirket hakkında başlatılan takibin durdurulmasına ve iptaline, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı tarafından borçlular Hüseyin Kargın ve Baltacı İnşaat ......

      Hukuk Dairesi Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçluların yetkiye, borca, faize itiraz ile takibin iptali istemi üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yetkiye, borca, faize itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; itiraz dilekçesinde asıl alacak- BSMV ve masraf kalemlerine itiraz edilmeyip bu yönlerden icra takibinin kesinleştiği sadece faize itiraz nedeni ile iş bu davanın açıldığını, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, zira 13/04/2012 tarihli ''davalının mal beyanının sunulması ve faiz itirazı'' itiraz dilekçesinde bulunan Av. Gülnihal Kara imzalı ''itiraz dilekçesini tebliğ aldım'' beyanı gerekçeye temel oluşturmadığını, Av. Gülnihal Kara'nın dosyada vekaletnamesi, herhangi bir işlemde imzası ve yetki belgesi dahi bulunmayıp dava dışı bir şahıs olması nedeni ile dosya ile ilgili işlem yapması kendileri açısından geçerli bir işlem olmadığını, HMK m.77'de vekaletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması hükümlerinin düzenlendiğini, Av....

        DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZ (BORCA İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 35 İcra Müdürlüğünün 2020/6173 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu senette İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, borç miktarının icra takibinde belirtilen rakam tutarından daha az olduğunu, kanuna aykırı olarak faiz işletildiğini, icra takibine konu senedin bankaya kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini belirterek yetki itirazının kabulü ile Manisa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun tespitine, borca itiraz nedeniyle takibin iptaline, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/222 ESAS, 2021/370 KARAR DAVA KONUSU : YETKİYE VE İMZAYA, BORCA İTİRAZ KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin adresinin, Ataşehir/İstanbul olması sebebiyle, İstanbul Anadolu İcra Dairesi yetkili olduğu halde yetkisiz İzmir İcra Dairesinde takip başlatıldığını, ayrıca müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını takip konusu bonoların teminat olarak verildiğini ileri sürerek borca, faize, faiz oranına,imzaya ve diğer ferilerine itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazını da birlikte bildirmemişse, artık takibin bundan sonraki safhalarında yetki itirazında bulunamaz. Yani borçlu esasa ilişkin itirazıyla birlikte aynı anda yetki itirazında bulunmamışsa daha sonra itiraz, süresi dolmasa dahi artık icra takibine yetki yönünden itiraz edemez. Hem yetkiye hem esasa itiraz etmek isteyen borçlunun, her iki itirazını da açıkça ve birlikte bildirmesi (yapması)gerekir.Somut olayda borçluya ödeme emri 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlunun 19/11/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, daha sonra 20/11/2014 vürut tarihli ikinci dilekçesiyle borca itirazın yanında ayrıca yetkili icra dairelerinin İzmir olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu görülmektedir. Şu hale göre borca itirazdan sonra yapılan yetki itirazı süresinde dahi olsa geçersizdir....

          UYAP Entegrasyonu