İcra Müdürlüğü" ibarelerinin alacaklı tarafından yazıldığını, borca, faize ve takibin şekline itirazı olduğunu, adresinin İstanbul sınırlarında olması nedeniyle takibin yetkili yerde başlatılmadığını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesi sunmamış olup duruşmada istemin reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; usulüne uygun olarak yetkili icra müdürlüğü belirtilmek suretiyle yetki itirazı yapılmadığı ve HMK'nın 17. maddesi gereğince tarafların tacir olmaması nedeniyle yetki anlaşmasının geçerli olmadığı belirtilerek, yetki itirazının yerinde olmadığına işaret edildikten sonra, senedin bazı kısımlarının borçlunun iradesine aykırı olarak doldurulduğuna dair iddianın, beyaza imza atanın sonuçlarına katlanması gerektiği ve icra mahkemesinde bunun ispatının mümkün olmadığından bahisle, borçlunun tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Dosya içerisinde bulunan icra dosyasında davalının 22.11.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, borca, takibe, faiz oranlarına, işlemiş faize ve takibin tüm fer'ilerine ve yetkiye açıkça itiraz ettiği görülmüştür. Her ne kadar ilk derece mahkemesi davalının icra dairesine yetki itirazında bulunduğundan ve takibin yetkili icra dairesine yapılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar vermiş ise de, davalının borca itiraz dilekçesi ile birlikte verdiği dilekçede sadece ''yetkiye itiraz ediyorum'' ibaresi mevcut olup, yetkili icra dairesinin neresi olduğuna ilişkin bir açıklama mevcut değildir. Hal böyle olunca davalının icra dairesine usulünce yapılmış bir yetki itirazından bahsetmek mümkün değildir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/995 KARAR NO : 2022/2256 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : PATNOS İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2019 NUMARASI : 2019/13 ESAS, 2019/32 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen icra takibine itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Patnos İcra Dairesinin 2019/236 esas sayılı icra emrine itiraz ettiğini, alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe , borca, ödeme merine, faiz oranına ve işlemiş faize , ferilerine açıkça itiraz ettiğini , yetki yönünden itiraz ettiğini, icra takibinin durdurdulmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı yapılan itiraz konusunda yetkisiz olduğuna dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın, tek taraflı trafik kazası sonuca hasarlandığını belirterek, hasar bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili yetki itirazında bulunup aracın kiralık olarak kullanımı sırasında zarar gördüğünü belirterek faize ve tazminat tutarına itiraz etmiştir....
YETKİ İTİRAZI 6100 S. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 116 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 117 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 164 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 187 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı vekili 28.05.2009 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, bu itiraz hakkında bir karar verilmemiştir. Yetki itirazı hakkında karar verilmiş olmadığından; yetki itirazının incelenmesinde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup (HUMK. md. 187/2; HMK. md. 116) bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorun gibi incelenerek sonuçlandırılır....
Dava konusu senede davacı tarafından borca itiraz edilmek suretiyle icra takibine itiraz davası açtığı, davacının temsil ettiği şirket adına kaşe ve imzasının bulunduğu, senet üzerindeki ikinci imzanın aval hükümleri gereğince şahsın sorumluluğunu doğurduğu, davacının faize itiraz yönünden yapılan incelemede faiz hesap kaleminin tek olması sebebiyle usul ekonomisi açısından mahkememizce yapılan hesaplamada istenen faiz miktarından daha fazla çıkması sebebiyle itirazın yerinde görülmediği, davacının yetki itirazı yönünden incelemede her iki tarafın da tacir olduğu, tacirler arası yapılan yetki anlaşmasının geçerli olması sebebiyle yetki itirazının yerinde görülmediği, senede dayanan takibin ödendiğine dair davacı tarafından İİK 68.maddesinde belirtilen belgelerden herhangi birinin dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın REDDİNE" karar verilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, takipte hem asıl borca hem de faize itiraz ettiğini, davacının sadece faize itiraz edilmiş gibi bu davayı açtığını, asıl alacağın 8.123.03 YTL olup, tüm borcun ise 11.656.58 YTL olduğunu, bu durumda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının 8.123.03 YTL’ si asıl alacak olmak üzere toplam 11.656.58 YTL için takip başlattığı, davalının da hem asıl borca hem de faize itiraz ettiği gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatife aidat borcu ve faizi olmak üzere toplam 9.897,50 TL. borcu olduğunu, borcun 3250 TL'sini ödediğini, 6.647,50 TL. kaldığını, defalarca istemesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek, 6.647,50 TL'nin 01.03.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının daha önce müvekkili hakkında 3.250,00 TL. asıl alacak ve %10 işlemiş faiz miktarı 3.682,00 TL. olmak üzere toplam 6.932,00 TL. alacak için takip başlattığını, işlemiş ve aylık %10 işleyecek faiz talebine itiraz ettiklerini ancak bakiyesi ve takip masrafları ile birlikte 3.677,00 TL'sini 29.03.2006 tarihinde dosyaya ödediklerini, davacının bu parayı itirazi kayıt ileri sürmeden aldığını, aidat borcunun tamamı bu şekilde ödendiğinden aidat borcu kalmadığını, davacının talebi faize ilişkin ise müvekkilinin temmerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz talep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davacı alacaklı vekili tarafından davalı hakkında Konya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/12531 Esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış, davalıya ödeme emri tarihinde tebliğ edilmiş, davalı 13/11/2019 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca, faiz ve fer'ilerine itiraz etmiş, icra müdürlüğünce 19/11/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı alacaklı yetki itirazının kaldırılması için dava açmış, mahkemece davanın kabulü ile davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....
Somut olayda, davacı borçluların takibe konu borcun likit olmayıp mevcudiyeti ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu iddiası ve faize itirazı, İİK'nın 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. İcra mahkemesince işin şikayet yoluyla çözümlenmesi mümkün olmadığından ilk derece mahkemesinin anılan iddialara ilişkin kabulü isabetlidir. Diğer taraftan, davacılar vekili dava dilekçesinde sair nedenlerin yanında, aynı taraflar arasında aynı alacağa ilişkin olarak İstanbul Anadolu 22....