Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkilinin takibe ilişkin borca itiraz ettiğini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, asıl senet borçlusunun İsa Gündoğan'ın söz konusu borcu ödediğini ve sadece 4.000,00 TL gibi bir miktarın kaldığını, alacaklı görünen tarafından borcun ödendiğine dair ikrarını içeren imzalı beyanın olduğunu, beyanla alakalı evrak ve çek resminin mahkemeye sunulduğunu, icra takibinde haksız ve fahiş bir faiz hesaplamasının bulunduğunu, bu nedenle borca, faize ve fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini, takibe konu senette belirtilen yerin Çiftlik olduğunu ve yetkili icra dairesinin Çiftlik İcra Daireleri olduğunu, ancak takibin Niğde de açıldığını, senedin düzenleme şekli bakımından yanlış ve eksiklikler olduğundan kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, senette yer alan...
Noterliğinin 11/03/2008 tarih, 13786 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki vekaletname incelendiğinde, 3. sayfasında "... gerektiğinde dilediği özel ve tüzel kurum ve kuruluşlar namına dilediği bedel ve zamanlarda çek ve senet doldurmaya, kesmeye, senet ve çeklere imza atmaya, yanlışlıkları düzetmeye, paraflamaya, hamil, alacaklısı olunan çekleri ve senetleri ilgili özel ve tüzel makam ve kuruluşlardan elden teslim almaya, evraklarını imzalamaya, cirolamaya, kırdırmaya, ilgili banka ve banka şubesi veya bilcümle özel ve tüzel makam ve kuruluş veznelerinden talep tahsil ve ahzu kabza, sulh ve ibraya, gerektiğinde protesto etmeye, protesto işlemlerini takip ve neticelendirmeye, imzalamaya, makbuz almaya, yanlışlıkları düzelttirmeye ..." şeklindeki ifadelerden vekil olan Uğur Ertuğrul'a kambiyo senedi tanzimine yetki verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle anılan vekaletnameye dayalı olarak vekil tarafından düzenlenen bonodan dolayı davacının sorumluluğu söz konusudur....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı bonoda Mersin mahkemelerinin yetkisinin kararlaştırıldığını, borçlu şirket ile müvekkil şirketin tacir sıfatını haiz oldukları göz önüne alındığında HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar ile avalist arasında geçerli olduğundan Mersin İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davacının yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı/borçlular tarafından imzaya ve borca itiraz konusu yapılan senedin Mezbaha Teknolojileri San. Tic. Ltd....
S.Y. ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik dikkate alınmadan hatalı karar verildiğini, yönetmelikte borca itiraz durumunda ... S.Y. hükümlerinin uygulanacağının, yetkiye itiraz durumunda ise sistem üzerinden yetki itirazının kabul seçeneğinin seçileceğinin belirtildiğini, hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü ... olarak gösterildiğinden davanın ...'de açıldığını, sözleşmeden kaynaklanan yetkiye itiraz edilmediği takdirde takibin açıldığı icra müdürlüğünün yetkili hale geleceğini, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, davalı şirketin cevap dilekçesi vermediğini ve yetki itirazında bulunmadığından davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı yönünden davalının isticvabı yoluna gidilmesi ve imza inkar edildiği takdirde imza incelemesi suretiyle yetki itirazı hadise şeklinde incelenip BK.nun 73/1 ve HUMK.nun 10.maddeleri değerlendirilip sonucuna bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HMK'nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. md. 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK'nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görülmektedir. İcra takibinde, borçlunun icra dairesinin yetkisi ile birlikte borcun esasına da itiraz etmesi halinde, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmeli ve bu bağlamda davacı yanın bu konuda açıklama ve ispat hakkı bulunduğu gözetilmelidir. Bu durum HMK.nun 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının bir gereğidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2020 NUMARASI : 2019/15 ESAS, 2020/1288 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ,İstanbul 33. İcra Müdürlüğü'nün 2018/52162 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri hakkında icra takibinde bulunulduğu ,icra müdürlüğünün yetkili olmadığını, Giresun İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu, çekler üzerindeki imzanın müvekkillerine ait olmadığını ileri sürerek icra müdürlüğünün yetkisine ,imzaya ve borca itirazda bulunmuştur....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız yere borca itiraz eden davacı-borçlunun, borca itiraz davasının reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, ayrıca yetki itirazlarının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; "... icra takibine konu 05/01/2018 keşide tarihli 650.000,00- TL bedelli bono üzerinde bulunan keşide yerinin Tatvan olduğu anlaşılmakla davacının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir... Türk Ticaret Kanunu kapsamında açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bono, kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva eden ve sebepten mücerret bir evraktır....
Sezai Yancar tarafından hazırlanan raporda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirilen bu oranlar dikkate alınarak hesaplama yapılmış olup, alınan tablo ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın denetlenmesinde raporda dönemsel olarak tablodaki faiz oranlarının uygulandığı, raporun usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça asıl borca ve uygulanan faiz oran ve miktarına itiraz edildiği, borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğu, davacının faiz talebine ilişkin olarak bilirkişi incelemesi için takdir edilen 600,00 TL ücretin, davacı tarafın faiz yönünden haklılığının ortaya konulmuş olması sebebi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği, asıl borca yönelik olarak yapılan itiraz yerinde olmamakla, davacı tarafça yapılan diğer yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına yasaya uygun olarak hükmedildiği de anlaşılmakla, verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'...
Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....