Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi tarafından ; davalı, icra dairesinden gönderilen ödeme emrine yaptığı itirazında, itirazını takibe konu faturaları ödeme olgusuna dayandırmadığına ve borç da kabul edilmediğine göre alacağın varlığını kanıtlamak yargılamayı gerektirdiği, takibin dayanağı belgeler, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde de olmadığı şeklindeki gerekçe ile "Davanın REDDİNE " karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; İstanbul 36. İcra müdürlüğünün 2016/20634 Esas sayılı dosyasında başlattıkları icra takibine karşı borçlu tarafından yapılan itirazda yetki itirazının yanı sıra borcun 105.683,40 TL’sinin kabul edildiğini, yetki itirazının kabulü ile Ankara 19. İcra müdürlüğünün 2020/9138 Esas sayılı dosyasında devam eden takip dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı bu sefer borçlu tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini, borçlunun açık ikrarı karşısında artık takibe dayanak belgelerin İİK. 68....

İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile fatura alacağının tahsili amacıyla takip başlatıldığını, müvekkili şirketçe söz konusu ödeme emrine, yetkiye, asıl alacak, işlemiş, işleyecek faiz oran ve miktarına süresi içerisinde itiraz edildiğini, müvekkili şirketin İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğü nezdinde kayıtlı “... cad. ... sok.No:... ... İstanbul Merkez adresinde faaliyette bulunmakta olup şirket merkezi İstanbul sınırları içerisinde olduğunu, ve ......

    Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; "Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır....

    Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; "Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır....

      Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/16 Esas, 2022/47 Karar sayılı dosyasında verilen davanın süre yönünden reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının Aydın İcra Müdürlüğünün 2021/54329 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takip dosyasından çıkarılan ödeme emrini 05/01/2022 tarihinde tebellüğ ettiğini, müvekkilinin Covid-19 temaslısı olarak 04/01/2022- 10/01/2022 tarihleri arasında zorunlu karantinaya alındığını, bu nedenle ödeme emrine karşı yasal süresinde itiraz yoluna başvurmasının mümkün olmadığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla yetkili icra müdürlüğünün borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra müdürlüğü olduğunu, bu nedenle görevli icra müdürlüğünün Bergama İcra Müdürlüğü olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibin usulüne, ödeme emrine, borcun...

      İtirazın iptali davasının önkoşulu usulüne uygun biçimde yapılmış bir icra takibinde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmiş olmasıdır. Takip dosyasının incelenmesinde ödeme emrinin davalıya 15.01.2008 günü tebliğ edildiği görülmüş; bu tarihten sonra verilmiş bir itiraz dilekçesine ise rastlanamamıştır. Davacı vekiline hitaben bankaca düzenlenmiş cevabi yazının, takipten önce 04.01.2008 günü verildiği anlaşılmıştır. Bu yazının icra takibine itiraz olarak kabulü de mümkün değildir. Mahkemece icra dairesine itirazın mevcudiyeti hakkında yazılan yazı ise doyurucu olmaktan uzaktır. Bu durumda, davalının ödeme emrine ne suretle itiraz ettiği hususu araştırılmak ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 04.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Alacaklı vekili tarafından davalı kiracılar hakkında başlatılan icra takibinde, 01.08.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözlü kira akdi gereğince ödenmeyen toplam 2.760,30 TL kira alacağının tahsili ve tahliye istenmiştir. Borçlulardan ...’a ödeme emri 26.09.2009 tarihinde, diğer davalı ...’a ödeme emri 29.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalılardan borçlu ... ödeme emrine itiraz etmemiştir. Davalı diğer borçlu ... ödeme emrine karşı 21.10.2009 tarihinde itiraz dilekçesi vermiş ise de itirazın yasal süre içinde yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda her iki davalı yönünden de icra takibi kesinleşmiştir. Buna göre, taraflar arasında sözlü kira akdi bulunduğu, her iki davalının da kiracı olduğu ve aylık kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Davacı kiralayanın,her iki kiracı hakkında başlatılan icra takibinin de itiraz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle İİK’nun 269/a maddesi gereğince tahliye davası açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

          İhtiyati hacze itiraz eden vekili, çekin keşide yerinin ve borçlunun yerleşim yerinin İstanbul olması nedeniyle yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, ödeme emrine yetki itirazında bulunulması nedeniyle Gebze İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yetkisizlik kararı verildiğinden, ihtiyati hacze itirazın konusuz kaldığı belirtilerek hüküm kurulmasına yer olmadığına kesin olarak karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, kararı temyiz etmiştir. Bu istemin (önceki kararın kesin olarak verilmesinden dolayı) kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi üzerine de temyiz isteminin reddine ilişkin kararı temyiz etmiştir. Mahkeme kararlarına karşı başvurulacak kanun yolları kanunla belirlenmiştir. Kanun yolu açık olan bir kararın mahkeme tarafından kesin olarak verilmesi, kanun yoluna başvurmaya engel teşkil etmez....

            Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir....

            UYAP Entegrasyonu