WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile aralarındaki cari hesaptan doğan alacağının tahsili amacıyla başlattıkları icra takibinin, davalının haksız yere borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı hakkında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ödeme emrine itirazında ayrıca, usulüne uygun olarak icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş olması sebebiyle, öncelikle takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkisinin belirlenmesi gerektiği, İİK'nın yetkiyi düzenleyen 50/1 maddesinin HMK'nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, HMK'nın 6.maddesi kıyasen uygulandığında, yetkili icra dairesi'nin davalının ikametgah adresi olan ......

    Şti. yetkiye, borca ve faize itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin, .......

      Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 30.05.2012 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, alacaklının talebi ile aynı adrese yeniden ödeme emri çıkarıldığı ve anılan ödeme emrinin borçluya 14.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Hukuk Genel Kurulunun 13/12/2006 tarih ve 2006/12-786 E.-783 K.sayılı kararında da aynen benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği ona yeni bir itiraz hakkı tanır. Bu durumda borçlu, 14.06.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı İİK.nun 168/5.maddesi gereğince yasal beş günlük sürede (18.06.2012 tarihinde) itirazda bulunduğundan, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken itirazın süre aşımından reddi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

        Tahliye takibinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 274. maddesi hükmüne göre; “İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur.” İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesinde ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' şeklinde düzenleme yapılmıştır. Buna göre; tahliye emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılması gerekir. Dolayısıyla tahliye emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.)....

          İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....

            Davacı tarafından iflasın, ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde istenmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından itirazın kaldırılması ve iflas kararı verilmesi istemiyle eldeki dava açılmış, mahkemece yukarıda yer alan gerekçelerle dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Konusu bir paranın ödenmesi veya bir teminatın verilmesine ilişkin olan genel haciz yoluyla takipte, borçlu yedi gün içerisinde ödeme emrine itiraz etmezse icra takibi kesinleşmiş olur, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmesi halinde ise borçlu aleyhine başlatılan icra takibi İİK'nun 66.maddesi gereğince kendiliğinden durur. İcra takibine devam edilebilmesi için, borçlunun itirazının hükümden düşürülebilmesi gerekir....

              Davacı tarafından iflasın, ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde istenmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından itirazın kaldırılması ve iflas kararı verilmesi istemiyle eldeki dava açılmış, mahkemece yukarıda yer alan gerekçelerle dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Konusu bir paranın ödenmesi veya bir teminatın verilmesine ilişkin olan genel haciz yoluyla takipte, borçlu yedi gün içerisinde ödeme emrine itiraz etmezse icra takibi kesinleşmiş olur, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmesi halinde ise borçlu aleyhine başlatılan icra takibi İİK'nun 66.maddesi gereğince kendiliğinden durur. İcra takibine devam edilebilmesi için, borçlunun itirazının hükümden düşürülebilmesi gerekir....

              Md. 37, 177/4 ve resen nazara alınacak nedenlerle davalının iflasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme ilamının kesinleşmediğini, halen istinaf incelemesinde olduğunu, Davacı tarafça takip şekli değiştirilerek borçluya----- gönderildiğini, davacının açtığı iflas davasında şartların sağlanmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Davacı, ilama dayalı alacağı sebebiyle icra emri tebliğ edildiğini ancak davalının icra emrine rağmen ödeme yapmadığını, takip şeklinin---- emrine itiraz eden davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir....

                Maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine yasal ödeme süresi geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Borçlulara ödeme emri tebliği işlemi yapılmadığından, anılan maddedeki süreler işlemez. Borçluların haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda alacaklı tebliğ edilmeyen ödeme emrine dayanarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunamayacağından davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  nın 50 ve HMK'nın 17. maddesi dikkate alınarak,yetki itirazının reddi gerektiği, borcun ödendiğine ilişkin iddialarının ispat edilemediği, iddiaların menfi tespit davasında tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği, yetki sözleşmesinin geçerli olmadığından reddine, itiraz edenlerin borca yönelik itirazlarının, yapılan ödemelerin bono ile ilgili olup olmadığının yargılamayı gerektirdiğinden menfi tespit davasının konusunu oluşturabileceği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili; aynı bono ve aynı icra takibiyle ilgili İst. Anadolu 19....

                    UYAP Entegrasyonu