Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasındaki sözleşmede İstanbul Anadolu Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilmiş,ancak davacı tarafça yetkili kılınan icra dairesi ve mahkeme dışında İstanbul icra dairesinde takip yaparak itiraz üzerine İstanbul Mahkemesinde itirazın iptali davasını açmıştır. Davalı takibe itirazında yetki itirazında bulunmayarak cevap dilekçesinde davalı adresi gereği Siirt mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Davacı takibi ve davayı gerek yetki sözleşmesinde belirtilen ve gerekse kendi ikamet adresi olan İstanbul Anadolu icra daireleri ve mahkemeleri dışında İstanbul icra dairesi ve mahkemelerinde yapmıştır.Davalının ikametgah adresine göre ise Siirt mahkemeleri yetkilidir....
Anılan hükümler doğrultusunda davalı şirket vekilinin süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu ve somut uyuşmazlıkta kesin yetki kuralının bulunmadığı anlaşılmakla davada HMK m.6, HMK m.10 ve TBK m.89 gereğince Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu anlaşıldığından yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2019/1283 ESAS- 2020/700 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Batman'da ikamet ettiğini, bu nedenle Batman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, ayrıca müvekkilinin borcu bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiği, imzaya itiraz hakkını ise saklı tuttuğunu bildirerek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin, onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, alacaklı tarafından, borçlulardan Sabuncuoğlu....Ltd.Şti. aleyhine de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlanıldığı, yetki itirazında bulunmayan takip borçlusu Sabuncuoğlu....Ltd.Şti.'ne ödeme emrinin “Kula” adresinde 04/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi bulunmadığı gibi, böyle bir iddianın da olmadığı, diğer bir ifade ile anılan borçlu yönünden icra müdürlüğünün yetkisinin 09/05/2016 tarihinde kesinleştiği, itiraz eden borçlu ...’ın ise, borçlu Sabuncuoğlu....Ltd.Şti. yönünden Kula İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 10/05/2016 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....
Alacaklı takibe borçlulardan birinin ikametgahı icra dairesinde takibe girişmiş, borçlu da takibe itiraz etmemiş ise; diğeri yönünden icra takibi kesinleşecektir. Ne var ki bu kuralın uygulanabilmesi için borçlulardan en az birinin doğru ikamet adresinde takibin yapılması gereklidir. Aksi halde yetki konusunda tercih hakkını doğru kullanmayan alacaklının bu hakkının karşı tarafa geçeceği ve onun yetki itirazının göz önünde bulundurulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2008/12- 543 Esas, 2008/522 Karar) Tüm dosya kapsamının incelenmesinden; davacı alacaklı tarafından T8 T6 aleyhine İstanbul 20. İcra Dairesi'nin 2021/24710 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, borçlulardan T8 tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, borçlu Bora Mert'in yetki itirazının bulunmadığı, takibe, borca, faize, tüm ferilerine itiraz edildiği görülmüştür....
nun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmasına karar verilmiş ise de, davaya mesnet edilen icra takip dosyasının tarafımızdan tetkiki sırasında, işbu huzurdaki derdest itirazın iptali davasına muttali olunduğunu, davaya mesnet teşkil edilen icra takibine, gerek yetki yönünden, gerekse, davalı şirkete böyle bir borcumuzun bulunmaması hasebiyle, süresinde itiraz edildiğini buna rağmen, davacı tarafından, yetkisiz Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın, esasa girilmeden, öncelikle usul yönünden reddi gerektiğini, takibe ilişkin ödeme emri, borçlu şirketin "..." merkez adresine tebliğ edilmiş olup, müvekkil şirket aleyhine açılacak dava ve icra takiplerinde İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri yetkili olduğunu, anılan nedenle, müvekkil aleyhine yetkisiz icra müdürlüğünden başlatılan takibe yetki yönünden itiraz edilmiş, her ne kadar icra takip dosyasının yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderilmesi istenmişse de, davacı tarafından, bu keyfiyet yerine getirilmeksizin, işbu...
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2303 Esas sayılı takip dosyasına gönderildiğini ve itirazın haksız olduğunu davalı tarafın gönderdiği ipliklerin sözlü anlaşma gereği eksiksiz ve kusursuz bir şekilde kumaş haline getirildiğini ve bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili, yapılan takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini ve dosyanın gönderildiği ... 5. İcra Müdürlüğü'nün takip dosyasına yetki ve esas yönünden yeniden itiraz ettiklerini ve ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/284 Esas, 2014/274 karar sayılı kararı ile icra takibinde çıkarılan ödeme emrinin iptâline karar verildiğini, iptâl edilen ödeme emrine dayalı olarak dava açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine dair verilen karar, yasal süresi içerisinde davacı vekilince temyiz edilmiştir. ... 16....
EK KARAR: Mahkemece; itiraz eden borçlu vekili tarafından yetki itirazında bulunulduğu, ihtiyati hacze konu senet metninin incelenmesinde işbu bononun ödenmediği takdirde müteakip bonoların da muacceliyet kesbedeceğini, ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği ve senet metnini borçlu ... Ltd Şti ve ...'ın imzaladığı, taraflarca yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiği, bonodaki yetki anlaşmasının tacir olmasa bile avalist yönünden de geçerli olduğu, bu nedenle mahkemenin yetkili olduğu gerekçesiyle itiraz edenin yetki itirazının HMK 17.maddeleri uyarınca reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili; müvekkilinin ikamet ve tebligat adresinin Eskişehir olduğunu, takibin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkisiz olup Eskişehir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkili tacir olmadığından HMK 17.maddesinin uygulanma imkanı olmadığını, takibe konu senedi keşide eden ... Ltd....
Mahkemece, ilk takibin ...İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, borçlu/davalının İzmir-Karşıyaka İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek ...İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edip takibi durdurduğunu, davacı/alacaklının, davalının yetki itirazının kaldırılmasını veya iptalini isteme cihetine gitmediğini, yetki itirazını kabul ettiğini, bu durumda, davacının takibin devamını sağlamak için takip dosyasının ancak davalının itirazında belirttiği icra dairesine (borçlu tarafından birden fazla yer yetkili gösterilmiş ise bunlardan birine) gönderilmesini istemesi ve takibe de aynı yerde devam etmesinin gerektiğini, eldeki davada ise, davalının yetki itirazını kabul eden davacının, takip dosyanın Aydın İcra Müdürlüğüne gönderilmesini taleple takibe ...İcra Müdürlüğünde devam edildiğini, oysa, Aydın İcra Müdürlüğü davalının kabul edilen ilk itiraz dilekçesinde yetkili olarak belirttiği yerlerden olmadığını, davalının ......
- K A R A R - Dava; faturaya dayalı takibe itiraz edilmesi üzerine, açılmış olan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı süresi içerisinde ilgili icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçe ile hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalının akdi ilişkiyi inkar ettiğinden bahisle ortada bir sözleşme ilişkisinden bahsedilemeyeceğinden genel yetki kuralınca takibin davalının ikametgahı icra dairesinde yapılması gerektiğinden icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı takibe dayanak olarak faturalar ibraz etmiştir. Davalı ise aralarında hiçbir hukuki ilişki bulunmaması nedeniyle borçlu olmadığını belirtmiştir. Bu durumda, eldeki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi, tam tersi bir kanaate; bir başka anlatımla, akdi ilişkinin bulunmadığı tespitinde bulunmak da mümkün değildir....