"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetki itirazı K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten kaynaklanan yetki ve imzaya itiraza ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
Takibe konu senedin teminat senedi olduğu itirazı ile faize itiraz da borca itirazdır. Öte yandan şikayetçi borçlunun takip talebi ve ödeme emrinin İİK’nın 58, 60. ve 61. maddelerine göre usulüne uygun düzenlenmediğine ilişkin şikayeti ise İİK.'nın 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir. İİK.'nın 16/1. fıkrası uyarınca bu yöndeki şikayetin yedi günlük sürede icra mahkemesinde açıkça ileri sürülmesi gerekir (HGK. nun 27.01.2010 tarih, 2009/12- 539 esas, 2010/16 karar sayılı kararı)....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde yetki itirazı yanında sair itirazlara ilişkindir. İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/12404 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. HMK.'...
Diğer taraftan 6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; " Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü mevcuttur. Somut olayda; muteriz borçlu icra mahkemesinde yetki itirazında bulunurken, İstanbul Anadolu veya Büyükçekmece İcra Daireleri'nin yetkili olduğunu ileri sürerek İstanbul İcra Dairesi'nin yetkisine itiraz ettiği, ancak birden fazla olarak ifade ettiği yetkili icra dairelerinden hangisini seçtiğini belirtmediği anlaşılmıştır. Bu durumda muteriz borçlu şirket, yetki itirazında, HMK'nın 19/2. maddesinde yazılı "birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir" hükmünü yerine getirmediğinden borçlunun yetki itirazının geçersiz olduğunun kabulü gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; süresi içerisinde yapılmış geçerli bir yetki itirazının olmadığını, davacı tarafın Bursa 9. İcra Müdürlüğü dosyasında yapılan takiple ilgili yetki itirazı üzerine yetkili icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlükleri olduğuna karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, kötüniyetli olarak davacı tarafın yetki itirazında bulunduğunu, borca itirazı kabul etmediklerini, faizin fahiş olduğuna yönelik iddiaların da asılsız olduğunu, müvekkili tarafından davacılar aleyhine yapılan tüm takiplerde ödeme emri protestosunun düzenlendiğini, müvekkilinin meşru hamil olduğunu, ciro silsilesinin düzgün olduğunu söyleyerek davanın usulden ve esastan reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davacı-alacaklı 22.06.2006 tarihli takibinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte öngörülen ödeme emri gönderilmesini talep etmiş, borçlunun icra mahkemesine şikayeti üzerine takip dayanağı belgede tanzim tarihi bulunmadığı, bu nedenle kambiyo senedi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.Davacı-alacaklı vekili 07.07.2006 tarihinde “örnek : 10” ödeme emrinin iptal edildiğini belirterek "örnek:"7 ödeme emri tebliğini talep etmiş, davalı-borçluya aynı takip dosyasında ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. İİK’nın 43. maddesine göre; alacaklı başlatmış olduğu takip yolunu bir defaya mahsus olmak üzere değiştirebilir. Ancak, takip yolunun değiştirilmesi haciz yolundan iflas yoluna, iflas yolundan haciz yoluna şeklinde gerçekleştirilmesi suretiyle olur....
Mahkemece davacı tarafın yetki itirazı bulunmasına rağmen bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, istinafa gelenin niteliğine göre bu hususta aleyhe bozma yapılamayacağından bu konu eleştiri yapılmakla yetinilmiştir....
Bununla birlikte 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ''Borçlunun Kambiyo Hukuku Bakımından Şikayeti'' başlıklı 170/a-2 maddesinde; ''İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.'' hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece; HMK'nın 297. maddesi uyarınca öncelikle davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti bakımından değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü halinde ise kambiyo takibine yönelik borca, faize ve fer'ilerine itirazın da yasal 5 günlük süresinde olduğunun anlaşılması durumunda bu itirazların esasının incelenmesi gerekirken, davacının usulsüz tebliğ şikayeti bakımından hiçbir değerlendirme yapılmadan, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden doğduran borca itiraz bakımından karar verilmesi yerinde olmamıştır....
Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır. 17. Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. Öztan'ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi "şart kabul etmeyen" bir işlemdir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. B., Ankara 1997, s.451). 18. Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2018 tarihli ve 2017/19-819 E., 2018/771 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, 6762 sayılı TTK'nın 688....