WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen ödeme emri ve 103 davetiye tebligatlarınn usulsüzlüğü şikayeti ile meskeniyet iddiası ve kıymet takdirine itirazı yanında emekli maaşının haczedilemeyeceğine yönelik olarak da şikayette bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece, borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü emekli maaşının haczedilemeyeceğine ilişkin şikayeti incelenmeksizin ve bu konuda HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca, dosya üzerinde inceleme yapıldığı ve alacaklı davada kendisini bir vekille de temsil ettirmediği halde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmalı işlere özgü tarife üzerinden alacaklı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır....

    İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....

    Davacı borçlular tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle, davacıların imza itirazı ve borca itirazları bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, bu konuda 19/11/2018 tarihli tensip zaptı ile yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacıların borca itirazı konusunda ise hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacıların bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacıların yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Tensip zaptı ile yetki itirazının reddi yönünde hüküm oluşturulması doğru görülmediği gibi, bu husus nihai kararla değerlendirileceğinden, yetki itirazı konusunda verilmiş bir kararın varlığından da bahsedilemeyecektir....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; yetki itirazı ile birlikte imzaya itirazda bulunarak takibin iptali talebinde bulunduğu görülmüştür. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu'nun 9. maddesinde faktoring şirketlerinin yapamayacağı işlemler hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun 9/2. maddesine göre; "Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez....

    Bono bir kambiyo senedidir. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir (Reha Poroy, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 11.Bası, s.237 vd.). İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra daireleri ve mahkemeleri ile bonoda öngörülen ödeme yeri icra daireleri ve mahkemeleri yetkilidir....

      Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu beyan ederek davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde davanın esastan reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek 1.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı ... davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davada, davalı vekili tarafından verilen 14.12.2009 havale tarihli cevap dilekçesiyle süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğu belirtilmiş olmasına karşın; mahkemece öncelikle yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yetki ilk itirazı hakkında herhangi bir karar verilmeksizin hüküm tesisi doğru görülmemiş, sair hususlar incelenmeksizin bu yönüyle usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan...

        Davacının icra dosyasından 20/05/2019 tarihinde haberdar olduğu gözetildiğinde ıttıla tarihinden 7 günlük süre geçtikten sonra 13/02/2020 tarihinde dava açılması sebebiyle usulsüz tebliğ şikayeti süresi içinde yapılmamıştır. İİK 168/3'e göre, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfına haiz değilse 5 gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi gerekir. İİK 170/a-2'ye göre, icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla kendisinde intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedini bu vasfa haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuki mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak takibi iptal edebilir. Süresi içinde yapılmış kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik bir şikayet bulunmadığından süresi geçen şikayette re'sen bu husus değerlendirilemeyeceğinden mahkemece süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir....

        Dairemizin bozma kararından sonra mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmeyip “davalı tarafça yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile usulsüz tebligatlara binaen yapılan tüm işlemlerin yok hükmünde sayılmasına” şeklinde hüküm kurulduğu ve yetki itirazı hakkında da karar verildiği görülmüştür. Öte yandan yetki itirazı hususunda kurulan hükmün incelenmesinde, mahkemece yetki itirazının kabul edildiği görülmüş ise de; “mahkemenin yetkisizliğine” şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, yine icra dosyasının yetki itirazında bulunan davacı borçlu yönünden tefriki ile yetkili ve görevli icra dairesine gönderilmesi gerekirken tefrik edilmeksizin tüm dosyanın gönderilmesi sonucunu doğurabilecek doğrultuda hüküm kurulması da isabetsizdir....

          İcra Dairesi'nin 2019/19560 E. sayılı takip dosyasında takibe dayanak olan bono niteliğindeki kambiyo senedi incelendiğinde senedin üzerinde ödeme yerinin gösterilmediği, düzenleme yerinin ise Bakırköy olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetkili icra daireleri İİK'nın 50/1. Maddesinin göndermesi ile HMK'daki genel yetki kurallarının kıyasen uygulanması ile belirlenmektedir. Buna göre HMK'nın 6. Maddesine göre genel yetkili yer borçlunun ikametgahının olduğu yer icra daireleridir. Ancak bu yetki kesin yetki olmayıp seçimlik yetki niteliğindedir. Zira 6102 sayılı TTK'nın 777/3. Maddesi doğrultusunda bonoda öngörülen ödeme yeri, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda ise ödeme yerinin düzenleme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden bononun düzenleme yerinde bulunan icra daireleri de seçimlik olarak takipte yetkili olacaktır. Davaya konu somut olayda; Bakırköy 15....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinden doğan alacakların aranacak alacaklar niteliğinde olduğunu, kambiyo senedi alacaklısının borçlunun yerleşim yerinde, bonoda yazılı ödeme yerinde, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bonoda düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde icra takibi yapabileceğini, borçlu aleyhine girişilmiş olan icra takibinin yetkili yerde başlatıldığını, senet üzerinde sadece borçlunun imzasının olması sebebiyle yetki şartının geçersiz olduğunu, bonolara yetki şartı konulamaması gerektiğini, konulması halinde geçersiz olduğunun doktrinde kabul edildiğini, ciro edilmemiş bonolarda sadece borçlunun imzasının olduğunu, yetki sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının gerekli sözleşmelerden olduğunu, bir sözleşmenin yazılı şekilde yapıldığından bahsedebilmek içinse, yazılı sözleşmenin iki tarafının da imzasının bulunmasının gerektiğini, senet üzerinde yetki şartının mahkeme için tanınmış olduğunu, icra dairesinin yetkisini kapsayamayacağını, tüm...

          UYAP Entegrasyonu