"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı,01.03. 2010-31.08.2011 tarihleri arası döneme ilişkin olarak 2022 sayılı Yasa kapsamında kendisine ödenen 3.674,14 TL nin yersiz ödendiğinden bahisle davalı İdare tarafından gönderilen yersiz ödeme bildiriminin iptalini istemiştir. Mahkeme, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalı Hazine Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; 01.09.2004 tarihinden itibaren 65 Yaşını Doldurmuş,Güçsüz Ve Kimsesiz ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli ve 2010/1211-2015/559 sayılı kararı ile "davanın kabulüne, 48.504,69 TL yersiz sağlık harcaması talebi ile ilgili ödeme emirlerinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine, 14.756 TL yersiz aylık bedeli olarak tahsil edilen miktarın ödeme tarihi olan 30.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Yargıtay 21....
Davalı tebliğ tarihten itibaren yirmidört ay içinde ödeme yapar ise ana paraya faiz işletilmez. Yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra ödeme yapılır ise artık bu sürenin sonundan itibaren ana paraya kanunî faiz hesaplanmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davalıya yapılan yersiz ödeme, davalının hizmet süresinin tespiti sırasında, davalı ile isim benzerliği bulunan dava dışı 3. kişinin hizmet dosyası ile davalının hizmet dosyasının karıştırılmasından kaynaklanmış olup, ortaya çıkan hatalı işlemde davalının her hangi bir kastı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunması söz konusu değildir. Bu nedenle olaya, 5510 Sayılı yasanın 96/b fıkrası hükümleri uygulanmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, yersiz ödemeden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Somut olayda idarenin herhangi bir şart tasarrufu bulunmamaktadır. Ortada bir şart tasarruf bulunmadığı için şart tasarrufun varlığı halinde uygulanacak ilkelerin uygulama yeri yoktur. Dava konusu olayda davalıya yapılan ödeme davalı yönünden sebepsiz zenginleşme olup, burada, idare hukukunun idari kararların geri alınmasıyla ilgili kurallarının uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca ortada bir idari yargı kararı bile bulunsa; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde istenebileceğine dair yerel mahkeme kararı isabetlidir....
Davacı Kurum, 5434 sayılı Kanun kapsamında 15.03.2014 tarihinden itibaren emekli aylığı bağladığı davalı hakkında, aylık bağlanırken 2829 sayılı Yasa gereğince hzimet birleştirilmesi esnasında esas alınan, 1479 sayılı Yasa kapsamında geçerli sayılan sigortalılık süresinin değişmesi nedeniyle ve 5434 sayılı Yasanın geçici 205’inci maddesinde yer alan 51 yaş şartını gerçekleştirmemesi nedeniyle, davalıya bağladığı aylığı iptal etmiş; yersiz ödeme olduğu gerekçesi ile davalı hakkında 15.03.2014-15.08.2014 tarihleri arasında davalı hakkında 7213,59 TL borç tahakkuku olmasına ve davalıya ödeme ihtaratı yapılmasına rağmen ödemenin olmaması nedeniyle eldeki davayı açmıştır. 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten...
Davacı Kurum tarafından, 5434 sayılı Kanun kapsamında iştirakçi olup, 04.11.1974 tarihinde vefat eden annesi nedeniyle, davalının 16.10.1979 tarihinde ilk eşinden boşanmasından sonra, 14.01.1985 tarihli tahsis talebine istinaden 15.01.1985 tarihinden itibaren yetim aylığı aldığı, ne var ki davalının 16.11.1987 tarihinde ikinci kez evlenmesine rağmen bu evliliği Kuruma bildirmemesi nedeniyle Kurumca sonradan yapılan işlemle, davalı hakkında bağlanan aylığın iptali ile yersiz ödeme olduğu gerekçesi ile davalı hakkında 01.04.1994-31.12.2002 tarihleri arasında 7.458,22 TL’lik ödeme nedeniyle borç tahakkukuna dayalı olarak, takibe geçildiği, takibe itiraz eden davalının itirazının iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1...
İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 15.08.2022 tarihli kurum tarafından yapılmış olan yersiz ödeme döküm tablosu dikkate alınarak, 2008 yılı 10. ayından 2012 yılı 4. ayına kadar ki dönem yönünden yersiz ödeme miktarının hesaplanarak bildirilmesi istenilmiş olup, davacı kurum tarafından gönderilen 15.08.2022 tarihli müzekkere cevabında belirtilen tarihler arasında davalıya 26.031,45,TL yersiz ödeme yapıldığının belirtildiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kurumdan yaşlılık aylığı almaktayken aynı zamanda Çatalzeytin Köylere Hizmet Götürme Birliğinde çalıştığı ve bu işyerinin 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinde kapsamında olduğundan davalının 17/05/2012- 09/07/2017 döneminde kurumlarından aldığı emekli aylıklarının yersiz duruma düştüğünü, davalıya yapılan yersiz ödeme tutarını ödemesi hususunda bildirimde bulunulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 93.618,,35 TL kurum alacağının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini teminatsız olarak davalı adına kayıtlı gayrimenkul ve araç bulunması halinde teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın sonucu beklenmeli, sonucuna göre sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve prim borcu olmaması yönünden davacının yaşlılık aylığı şartları değerlendirilmeli, mevcut sigortalılık süresine göre yaşlılık aylığı şartlarının oluşmaması halinde 5510 sayılı Yasa m.96, (a) ve (b) bendlerine göre yersiz ödeme nedeniyle Kurum alacağı belirlenmelidir.” denilmiş, her ne kadar, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereği tümüyle yerine getirilmemiştir....
dan aylık alan annesi Şerife'nin de 13.06.2006 tarihinde ölümü ile davacının el yazısı ile 22.06.2006 tarihli dilekçesi ile ölüm aylığı talebinde bulunduğu, 10.10.2006 tarihli Kurumun maktu evrakında (10.10.2006 varideli ) sakatlık maaşı aldığını bildirdiği ve babasından dolayı ölüm aylığı istediği ve Kurumun da davacıya 18.10.2006 tarihinde geriye doğru 15.07.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlayarak 15.07.2006-18.06.2008 tarihleri arasında ölüm aylığı ödediği, 15.07.2006-18.10.2006 tarihleri arasındaki dönem yönünden 1.325.21 TL ödeme yaptığı, araştırma sonucunda ölüm aylığının yersiz ödendiği anlaşılınca kesilerek 15.07.2006-18.06.2008 tarihleri arasındaki yersiz ödeme nedeniyle 2008/10691 takip sayılı icra dosyasından ilamsız takip yoluyla 10.532.05 TL olarak geri istendiği, davacının ödeme emri tebliğine rağmen süresi içinde borca itiraz etmeyip bu davayı açtığı, bilirkişi raporunda 15.07.2006-10.10.2006 tarihleri arasındaki ödemelerin 1.213.41 TL olarak hesap edilerek mahkemece...