Sayılan bilgi ve belgeler dosya içine alınıp mahkemece yapılan keşifle mukayese edilmeden, ayrıca mahkemeyi davayı kabule götüren deliller gerekçeli kararda yeterince tartışılıp değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. b) Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalıların kullanımında olan ev ve müştemilatın köyün boşaltılması ve terör olayları nedeniyle zarar gördüğü iddiası ile tazminat talebinde bulundukları ve kendilerine ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Tazminat talep edilebilmesi için 5233 sayılı yasa 1 ve 2. maddesi açık hükmüne göre, zarar gören olunması yeterli olup sırf üzerine kayıtlı taşınmaz kaydı bulunmadığı gerekçesiyle zilyetlik konusunda gerekli araştırma usulünce yapılıp değerlendirilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Şu halde; mahkemece belirtilen eksikler giderilip dosya tamamlanmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, ölen ...’lı anne ve babasından dolayı davalı kız çocuğuna ölüm aylığı bağlandığı, anne ve babadan bağlanan ölüm aylıklarının miktarına ve süresine ilişkin yersiz ödeme tabloları dosyada bulunmamakla birlikte, mevcut yersiz ödeme tablosunda istirdada konu dönemin 15.11.1986-22.05.2006 dönemi olarak miktarının ise davaya konu tutar gibi gösterildiği, evlenip boşandığı anlaşılan davalının buna ilişkin nüfus kayıt tabloları celp edilmediğinden evlenme ve boşanma tarihlerin denetlenemediği, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda 506 sayılı Yasanın 93.maddesine ilişkin değerlendirme yerinde olmakla birlikte, bu madde kapsamına yönelik herhangi bir hesaplama yapılmadığı eksik inceleme ve araştırma ile hüküm verildiği anlaşılmaktadır....
ödenen yaşlılık aylıklarının yersiz ödeme kapsamında alınması talimatı verildiği, kurumun 25/07/2012 tarih 13289538 sayılı kararı uyarınca 24.566,51 TL alacağın tahsili için Konya 1....
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....
Mahkemece, asıl dava yönünden davanın reddine, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile “8566,81 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacı Kurum'a verilmesine”, karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurum'un 26/09/2011 tarih ve 2011/139 sayılı kontrol memurluğu raporu ile davacının muvazaalı evliliğinin tespit edilmesi üzerine 01/12/2010 tarihinden itibaren almakta olduğu aylığının kesildiği, 13/12/2011 tarihli Kurum yazısı ile “davacıya 21/06/2011-20/11/2011 tarihleri arasında 7.683,73 TL yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiği, bu miktarın tahsilinin gerektiği”nin belirtildiği, aynı tarihli Kurum yazısı ile “01/10/2008-20/12/2011 tarihleri arasında yersiz aylık olarak toplam 8.566,81 TL nin tahsilinin gerektiği”nin belirtildiği, davacıya gönderilen borç bildirim belgesi ile bu miktarın 26/12/2011 tarihi itibariyle 16.635,10 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır....
Dairemizin 10.02.2020 tarihli 2018/5237E-2020/883K. sayılı bozma ilamında “Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır. Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan %25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır. Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.'' şeklinde düzenlemiştir....
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....
Davalı vekili; müvekkil şirketten talep edilen tazminatın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle davayı kabul etmediklerini, ayrıca müvekkilin temerrüdü olmadığı halde ödeme tarihinden itibaren faiz ödenmesi talebini de kabul etmediklerini belirtmek suretiyle davanın reddini talep etmiştir. İhbar olunan vekili; davada taraf olmadıklarından haklarında karar verilmemesini talep etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; davanın kabulü ile 20.447,88 TL'nin ödeme tarihi olan 10/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 2000/7 dönemine ait enerji bedeli alacağı için giriştiği icra takip dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yaptıklarını, davalının müvekkilinden 8.000.00.-YTL. fazla tahsilatta bulunduğunu iddia ederek bu miktarın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı adına 29.07.2000 son ödeme tarihli 2000/7 dönemine ilişkin toplam 10.183.990.000.-TL.lık fatura düzenlendiğini, bunun üzerine davacının menfi tespit davası açtığını, müvekkili şirketin bilahare alacağını tahsil için giriştiği icra takibine de davacının itiraz ettiğini ve itirazın iptali davası açıldığını, her iki davanın birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda davacının faturadan dolayı 3.230.990.941.-TL. borçlu olduğuna karar verildiğini, bu karar üzerine davacıdan 22.12.2004 tarihinde toplam 19.954.375.791.-TL. para tahsil edildiğini, takip tarihine kadar 3.230.990.941....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu edilen kurum işleminin iptali ile ilgili olarak, davacı adına 2.581,00 TL yersiz ödeme borcu davalı Kurum Borç Kayıt Belgesine göre 26.10.2016 - 25.06.2017 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanmış ise de; yine davalı Kurumun 03.02.2018 tarihli yazısında davacıya 26.10.2008 - 25.02.2018 süresi için 2.581,00 TL yersiz ödeme yapıldığının ifade edildiği belirlenmiştir. Bu kapsamda, Yeniden geri çevirmeye mahal bırakmaksızın; Davalı ......