Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 02/04/2018 tarih ve E:2018/2312, K:2018/2746 sayılı kararıyla temyiz isteminin reddine karar verilmesi suretiyle kesinleşmesinin ardından, davacının anılan adresteki yapısının ruhsatsız olduğundan bahisle 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin Altındağ Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açtığı davada; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve …, K:… sayılı davanın reddi yolundaki kararının, Danıştay ... Dairesinin … tarihli ve …, K:… sayılı kararı ile bozulması sonrasında ... İdare Mahkemesinin … tarih ve …, K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine; anılan kararın tazminat istemli davasına dayanak oluşturduğu gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine; yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü, davanın reddi yolundaki ......

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 3.571,12 TL maddi ve 2.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında,''Dava'' yerine ''Suç'', ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' olan dava türü yerine ''Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat'', ''Dava tarihi'' yerine ''Suç tarihi/saati'' yazılması ile ''Suç yeri: Şanlıurfa/Merkez'' ve ''Davacı: K.H.'' ibarelerine yer verilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlıkları olarak kabul edilmiş, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği...

      Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; Yargılamanın yenilenmesi talebinin usulden reddine, çekişmeli ...,...Mahallesi çalışma alanında bulunan 2292 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak aslının olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre yargılamanın yenilenmesi koşulları somut olayda oluşmadığı ve Mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı Hazinenin yargılanmanın yenilenmesi istemine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2) Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanaklarının olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin hükme gelince; Mahkemece, Yargıtay bozma ilamının kabule göre bölümünde yazılı şekilde kadastro...

        maddesinde belirtilen diğer yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin de mevcut olmadığının görülmesi karşısında davacı tarafın yargılamanın yenilenmesi talebinin yerinde olmadığı sonucuna varılmış olup, davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilerek dava konusu işlemin iptali ile tazminat talebinin kabulü yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir....

          Ne var ki, TMK.nun 158 ve 179. maddeleri de aynı bölümde yer almakta olup, TMK.nun 158/2. fıkrasında; “Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır”, Mal Rejiminin Tasfiyesi başlığını taşıyan 179. maddesinde de, “mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır” denilmektedir. O taktirde bu maddelerin yer alış biçimine hangi gerekçe gösterilmelidir. Buna benzer bir çok hüküm bulmak mümkündür. O halde bu gerekçe tek başına on yıllık zamanaşımının uygulanmasının gerekçesi olamaz. Ancak, tali bir gerekçe olarak değerlendirilebilir. Bundan ayrı, istek sahibi için çok zorunlu ve yaşamsal bir değer taşıyan, aynı zamanda boşanmanın fer'i niteliğinde olan nafaka, maddi ve manevi tazminat davaları ve benzerleri bakımından daha kısa süre olan bir yıllık, mal rejimi bakımından ise oldukça uzun bir süre sayılan on yıllık zamanaşımının kabulünün bir çelişki oluşturacağı açıktır....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Dava yargılamanın iadesi talebiyle açılmıştır. ...Yargılamanın iadesi sebepleri HMK 'nın 375. maddesinde tahdidi olarak sayılmış olup, davacının ileri sürdüğü iddiaların yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak düzenlenmediği anlaşıldığından, davacının yargılamanın iadesi talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesi ile; " Davacının yargılamanın iadesi talebinin REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/542 Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin davadan feragat beyanının irade bozukluğu nedeniyle iptaline ilişkindir. Her ne kadar dava yargılamanın yenilenmesi olarak değerlendirilmiş ise de; dava HMK.nun 311 maddesine dayalı feragatin iptali istemidir....

            Davacının boşanma dava dosyasındaki beyanları, boşanmanın ferisi niteliğindeki nafaka ve maddi ve manevi tazminat ile ev eşyalarına yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi ve dava konusu 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin bir açıklama ve istek bulunmamaktadır. Mal rejiminin tasfiyesi davası boşanma davasının eki niteliğindeki davalardan değildir. O halde Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              sayılı kararıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve bu kararın Danıştay Onbirinci Dairesinin 18/01/2013 tarihli ve E:2012/4410, K:2013/162 sayılı onama kararı ile kesinleşmesinden sonra, davacının, 30/06/2020 tarihli dava dilekçesi ile, ... İdare Mahkemesinin davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararına ilişkin yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu ve mağdur edildiğinden bahisle 1.000.000.00.-TL maddi, 1.000.000.00.-TL manevi olmak üzere toplam 2.000,000,00 - TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi için temyizen incelenen davayı açtığı anlaşılmaktadır....

                Ne var ki, TMK.nun 158 ve 179. maddeleri de aynı bölümde yer almakta olup, TMK.nun 158/2. fıkrasında; “Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır”, Mal Rejiminin Tasfiyesi başlığını taşıyan 179. maddesinde de, “mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır” denilmektedir. O taktirde bu maddelerin yer alış biçimine hangi gerekçe gösterilmelidir. Buna benzer bir çok hüküm bulmak mümkündür. O halde bu gerekçe tek başına on yıllık zamanaşımının uygulanmasının gerekçesi olamaz. Ancak, tali bir gerekçe olarak değerlendirilebilir. Bundan ayrı, istek sahibi için çok zorunlu ve yaşamsal bir değer taşıyan, aynı zamanda boşanmanın fer'i niteliğinde olan nafaka, maddi ve manevi tazminat davaları ve benzerleri bakımından daha kısa süre olan bir yıllık, mal rejimi bakımından ise oldukça uzun bir süre sayılan on yıllık zamanaşımının kabulünün bir çelişki oluşturacağı açıktır....

                  Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat, nafakaların miktarı, mal rejimi tasfiyesine ilişkin davası yönünden, davalı erkek tarafından ise, hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında karşılıklı birbirlerine hakaret ettikleri, bu hale göre de evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında evlilik birliğinde edinilmiş taşınmaza yönelik mal rejimi tasfiyesine ilişkin talepte bulunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu