Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin anne babasının 1997 yılında boşandıklarını, müvekkiline bugüne kadar annesinin baktığını, öğrenci olan müvekkilinin 11.05.2013 günü reşit olduğunu belirterek; aylık 750,00 TL yardım nafakasının davalı babadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile aylık 250,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından, davalının 18 yıldır kızına icra yoluyla nafaka verdiği, başka herhangi bir katkısının bulunmadığı, bu nedenle takdir edilen nafakanın çok az olduğu belirtilerek temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir....
Ancak, davadaki istem; reşit çocuğun üniversitede okuması nedeni ile, babasından nafaka istemine ilişkin olup; niteliği itibariyle yardım nafakası istemine ilişkindir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ve yanlış nitelendirme sonucu iştirak nafakasının artırılması şeklinde hüküm tesisi doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci bendindeki "Daha önce 150,00 TL olarak takdir edilen iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasına" sözlerinin silinerek yerine "Dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.75.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Ancak, davacı Tuğba'ya ait nüfus kayıt örneği incelendiğinde, davacı Tuğba'nın doğum tarihinin 07.07.1991 olduğu, müşterek çocuğun işbu davanın açıldığı 05.01.2015 tarihinden önce reşit olduğu ve davanın kendisi adına açıldığı anlaşılmaktadır.Buna göre, müşterek çocuk için daha önce iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de, müşterek çocuk için bu dava ile talep edilenin yardım nafakası olduğu göz önünde bulundurularak, müşterek çocuk Tuğba için yardım hükmedilmesi gerekirken, iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesi doğru değilse de; belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1. bendinde yer alan; "müşterek çocuk Tuğba için 100 TL iştirak nafakasının davacının yaşı da dikkate alınarak dava tarihinden, işe giriş tarihi olan 09.02.2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere 75.00 TL artırılarak 175.00 TL olarak belirlenmesi" ifadesinin çıkartılarak, yerine "müşterek çocuk Tuğba için dava tarihinden...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2015 NUMARASI : 2015/233-2015/419 Taraflar arasındaki yardım - iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesi ile, 2013 yılında müşterek çocuk Y... için hükmedilen 300 iştirak nafakasının 750 TL ye çıkarılmasını, G... için hükmedilen 300 TL yardım nafakasının 1.000 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocuğu Y......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davaya konu istemin kısmen kabulü ile; davacı lehine daha önce hükmedilen aylık 500 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 310 TL arttırımı ile aylık 810 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, İstinaf dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkile 500 TL yardım nafakasına nafakanın her yıl ocak ayında Üfe oranında arttırılmasına hükmedildiğini ancak davalının ilama uymadığını yıllık ÜFE oranında arttırmadığını, müvekkilin davaldan aldığı nafaka dışında hiçbir gelirinin olmadığını, hükmedilen nafakanın günümüz koşullarına, hakkaniyete aykırı olduğunu bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu yardım nafakası davası olduğu anlaşılmıştır....
(Anne); mevcut ödenmekte olan 30 TL yoksulluk nafakasının zaman içerisinde ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek, 400 TL artırılmasını, müşterek çocukları ... için ödenmekte olan 50 TL iştirak nafakasının 600 TL'ye yüksetilmesini ve reşit olan müşterek çocuk ...'ya ödenmekte olan 50 TL iştirak nafakasının onun öğrenci olması nedeniyle 600 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacı anne için yoksulluk nafakası 103 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, müşterek çocuk ... için iştirak nafakasının 190 TL'ye yükseltilmesine, diğer davacı müşterek çocuk ...'nın reşit olduğu için iştirak nafakası artırım talebinde bulunamayacağından bahisle, ... yönünden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının bütün, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece; kısa kararda; "Davanın kısmen kabulü ile davacının reşit olması ile kesilen 200TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 500TL'ye yükseltilmesine", gerekçeli kararda ise; "Davanın kabulü ile davacının reşit olması ile kesilen 200TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 500TL'ye yükseltilmesine " denilmek sureti ile çelişki yaratılmıştır. 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas- 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır. Öte yandan, mahkeme gerekçesinde; "...davacının talebinin haklı olduğu, ancak talep edilen miktarın fazla olduğu..."ifadesinde belirtilen kanaat ile, tam kabul olarak hüküm tesis edilmesinin birbiriyle uyumlu olmadığı, bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki meydana geldiği anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacının talebi yardım nafakasına ilişkin olup, iştirak nafakasının arttırılması şeklinde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir....
edilmiş, anılan miktar yardım nafakası olarak hüküm altına alınmış ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/787 Esas 2016/129 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan aylık 270,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 215,00 TL arttırılmak üzeriyle 485,00 TL yoksulluk nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı Emin Kumru'nun davasının REDDİNE, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılardan T1 vekili kararı, reddedilen yardım nafakası yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakasının artırımı ve yardım nafakası isteminden ibarettir. Reddedilen yardım nafakası davasının davacısı konumunda olan Emin dava tarihinde reşittir. Davacı Emin diğer davacı olan annesinin velayet hakkına istinaden Av. T3 verdiği vekaletname ile davada temsil edilmiş ise de dava tarihi itibariyle reşit olan çocuğun bu vekaletname ile davada temsili mümkün değildir. Zira vekaletnamenin dayanağını diğer davacı Mücella'nın velayet hakkı oluşturmaktadır....