Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değşitirilmesi-İştirak Nafakası-Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı ... tarafından iştirak nafakasının miktarına, birleşen dosya davacısı ... tarafından ise reddedilen yardım nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk 2003 doğumlu...’nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2- Davacı ...'...
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 200,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davadaki istem, mahiyeti itibariyle tedbir nafakası niteliğinde olduğundan Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde tedbir nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu yardım nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2022 NUMARASI : 2020/754 ESAS-2022/253 KARAR DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının üniversite sınavına hazırlandığını, davalının davacının hiç bir ihtiyacına yönelik yardımda bulunmadığını belirterek davacı yararına aylık 1.500,00 TL yardım nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 400,00 TL yardım nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına hükmedilmiştir. Davacı vekili; hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir....
uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusu kabul edilmiş, anılan miktar yardım nafakası olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusu kabul edilmiş, anılan miktar yardım nafakası olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Bu bağlamda; davacının, çocuğu için yardım nafakası olarak ödemesi gereken nafakayı tedbir nafakası olarak ödemesi, ahlaki bir görevin yerine getirilmesi mahiyetinde olup, TBK'nın 78/2 gereğince geri istenmesi mümkün değildir. Buna göre; davacının davalı tarafından açılan yardım nafakası davası sonrasında, daha evvel hükmedilen ve icra kanalıyla ödenen tedbir nafakasının istirdatını talep etmesi, yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine açıkça aykırı olup; mahkemece, bu husus gözönüne alınmadan,yazılı şekilde icra dosyasına ödenen nafakanın iadesine karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bu bağlamda; mahkemece yardım nafakası miktarı belirlenirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri gözönünde bulundurulmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenecek nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde; davacının kalp hastası olduğu için çalışamadığını ve kaymakamlıktan aldığı yardımla geçinmeye çalıştığını belirterek davalı babanın aylık 400 YTL yardım nafakası ödemesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, kızı olan davacının eşinden ayrıldıktan sonra ortadan kaybolduğunu, bir süre sonra başka bir erkekle yaşadığını öğrendiklerini, davacının kendi yanında yaşamasını istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 150,00 TL yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılmasına, her ay 400,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davanın yardım nafakasına ilişkin olduğu ve davacının reşit olmakla daha önce lehine hükmedilen iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığı anlaşılmakla, hükümde 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirme yapılması ve halen mevcut bulunmayan daha önce hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakası üzerinden artırım şeklinde nafakaya karar verilmesi bozmayı gerektirir....