Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Eğitime devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimi tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 364 vd. m.leri) TMK'nun 364. maddesinde yardım nafakası yükümlüleri, 365. maddesinde ise dava hakkı ve koşulları belirlenmiştir. Buna göre yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşler diğerinden yardım nafakası talep edebilir. TMK.'nun 328. maddesine göre ana-babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2022 NUMARASI : 2021/1019 ESAS 2022/967 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin babası olduğunu, müvekkilinin üniversite öğrencisi olduğunu, sadece annesinin babası olan dedesinin yardımı ile fakru zaruret içinde eğitimini devam ettirdiğini, davalının nafaka borcunu müvekkilin 18 yaşına girmesi sebebiyle kestiğini, müvekkilin yardıma muhtaç olduğunu, bu nedenle belirtilen bu sebepler nazara alındığında müvekkil lehine aylık 750,00 TL yardım nafakası bağlanması talebinin ve adli yardım taleplerinin kabul edilmesini talep ve dava etmiştir....

Ancak, bizzat reşit çocuk tarafından eğitimin devam ettiği de belirtilerek açılan davadaki istem, yardım nafakası verilmesine ilişkindir. O halde mahkemece yardım nafakası şeklinde niteleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, iştirak nafakasının artırılması yönünde hüküm kurulması doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasının tamamen çıkartılarak yerine "Dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 01.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Davada; davacının, davalının kızı olduğu, önceki iştirak nafakası olan 85 TL'nin davacının reşit olması nedeniyle son bulduğu, davacının eğitiminin devam ettiği, davacıya ait önceki 85 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş, mahkemece önceki iştirak nafakasının 220 TL yükseltilerek hüküm kurulmuş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı dava tarihinde ... olup, üniversite eğitimine devam etmektedir. İstenen nafaka yardım nafakasıdır. Önceki iştirak nafakası son bulmuştur. Mahkemece müstakil 220 TL yardım nafakasına hükmolunması gerekirken önceki sona eren iştirak nafakasının artırılması suretiyle hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasındaki "iştirak" ibaresi çıkartılarak yerine "yardım" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 22.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      ve tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre makul olduğu anlaşıldığından mezkur miktar yardım nafakası olarak belirlenmiş, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

      GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakası (TMK madde 175), mümkün olmadığı takdirde yardım nafakası (TMK madde 364) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı asıl, hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, ''İncelemenin Kapsamı'' başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı Yasanın 364/1. maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür....

      Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davacının giderleri ve davalının gelir durumu nazara alındığında; davacının yardım nafakası talebinin reddine karar verilmiş olması, TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. O halde mahkemece yapılacak işin; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davacı çocuğun yaş ve ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları nazara alınarak; nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde yardım nafakasının bir miktar artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yardım nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

        Davacı vekili, ıslah dilekçesinde özetle; davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yardım nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. Davacı vekili; adli yardım talepli istinaf dilekçesi ile; davacı yararına hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili; istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Davacı vekilinin; hükmedilen yardım nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 336/3.maddesinde;kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılacağı belirtilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu