AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2021 NUMARASI : 2020/1259 ESAS 2021/1803 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakasının Azaltılması ve Protokol Hükmünün Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından tamamına yönelik olarak; davalı tarafından ise karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, iştirak nafakasının azaltılması ve protokol hükmünün kaldırılması taleplerinde bulunmuştur. Bu isteklerin her biri ayrı ayrı harca tabidir. Yatırılan başvurma harcının dava dilekçesindeki tüm bu istekleri de kapsadığı, tüm taleplere ilişkin yalnızca tek maktu peşin karar harcının alındığı anlaşılmaktadır....
İlk derece mahkemesince; davacının davasının kısmen kabulü ile davacı için dava tarihi olan 15/11/2021 tarihinden itibaren aylık 500- TL yardım nafakası takdirine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine hükmolunmuştur. Davalı, aleyhine hükmolunan yardım nafakasının kaldırılması, kaldırılması mümkün değilse azaltılması gerektiğini ileri sürmek suretiyle yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri sekiz bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesindeki parasal sınır 8.000,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir....
Davacı vekili, davalı lehine hükmedilen aylık 2.000 TL yardım nafakasının 700 TL'ye düşürülmesini istemiş, ilk derece mahkemesiyardım nafakasını 800 TL düşürerek aylık 1.200 TL yardım nafakasının davalıya ödenmesine hükmetmiştir.Davacı yardım nafakasının 1.300 TL azaltılasını talep etmiş olup, ilk derece mahkemesince talebin 800 TL'si kabul edilmiş ve 500 TL'lik kısmı reddedilmiştir. Reddedilen nafaka miktarının bir yıllık toplam tutarının 500x12=6.000,00 TL olduğu, kararın reddedilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NEVŞEHİR AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2015 NUMARASI : 2014/615-2015/213 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının azaltılması, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü cevapla birlikte temyiz eden davalı taraftan temyiz harçlarının alınmadığı anlaşılmış ancak dilekçenin temyiz defterine kayıt edilip edilmediği tespit edilememiştir....
Davalı (karşı davacı) vekili dilekçesinde; aylık 750,00 TL nafakayı ödemesi mümkün olmadığını, nafaka artırımı, azaltılması ya da kaldırımı kararlarının tarafların ekonomik durumlarındaki artmaya ya da eksilmeye bağlı olarak verildiğini belirterek, 500,00 TL iştirak nafakasının öncelikli olarak kaldırılmasını olmadığı takdirde 100,00 TL ye düşürülmesini, müşterek çoçuğun davalı annede kaldığı süreçte davalının nafakadan vareste tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" davası ile bununla birleştirilen "yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması" davasının ve buna karşı açılan "yoksulluk nafakasının azaltılması ve iştirak nafakalarının kaldırılması"na ilişkin mukabil davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (karşı davacı) tarafından; yoksulluk nafakasının arttırılmasına ilişkin hüküm yönünden; davalı-davacı (karşı davalı) tarafından da; velayetin değiştirilmesi, yoksulluk nafakasının artış miktarı, iştirak nafakaları, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,...
Hal böyle olunca mahkemece; davalının çalıştığı işin sabit ve güvenceli bir iş olmadığı ve her an için sona erdirilebileceği de dikkate alınmak suretiyle, elde ettiği gelirin yoksulluk durumunu ortadan kaldırmayacağı, ancak çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözönünde bulundurularak, nafaka miktarında hakkaniyete uygun bir miktar indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
O halde, mahkemece; dava tarihindeki şartlara göre, davalının yoksulluğunun devam etmesi; boşanma davası döneminde ve eldeki davanın açıldığı dönemde tarafların ekonomik ve sosyal şartlarında, gelir durumlarında hiç bir değişiklik olmaması, yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da azaltılması için yasal şartların bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz eder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk, dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2- 656- 688 sayılı kararında da belirtildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....