Aile Mahkemesinde açtığı dava ile terditli olarak iştirak nafakasının gelecek yıllarda memur maaş artışı ya da enflasyon oranında artışa tabi tutulmasını istemesi üzerine mahkemece davanın kabulü ile, belirlenen nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, karar kanun yolu denetiminden geçerek iştirak nafakasının miktarı yönünden düzeltilmekle, 27.11.2020 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 01.12.2020 tarihinde açılmış olup, aradan geçen süre ve davacının kendi talebi gözetildiğinde iştirak nafakası miktarında meydana gelen artış dava tarihi itibariyle öngörülemez ve katlanılamaz nitelikte olmadığı gibi mahkemenin de kabulünde olduğu üzere anılan karardan sonra tarafların gelirlerinde bir azalma olmamış, ancak müşterek çocuğun ihtiyaçları artmıştır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; müşterek çocukların velayetlerinin ortak olarak devamına karar verilmesi ya da kendisine bırakılmasını, davacının soyadını kullanmak istemediğinden bu iznin kaldırılmasını, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, ortak velayete karar verilmesi halinde ortak çocuklar lehine aylık 1.500'er TL nafakaya karar verilmesini istemiştir....
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyi niyet, doğruluk; dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru ile mali imkanlarını zorlayan tarafın TMK'nın .... maddesinden yararlanması söz konusu olamaz....
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı kızı T2 Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/55 Esas ve 2009/4 Karar sayılı ilamı ile aylık 275,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, davalı kızının reşit olduktan sonra eğitimine de devam ettiği için Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/22 Esas sayılı davanın ikame edildiğini ve davalı kızı lehine 450 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, daha sonrasında davalı kızı tarafından Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/15 Esas sayılı davanın ikame edilerek ödediği yardım nafakasının artırılarak 1.000 TL şeklinde ödenmesi talep edildiğini, mahkemece kısmen kabul edilerek 600 TL yardım nafakası ödemesine hükmedildiğini ancak bu kararın davalı kızı tarafından istinaf edilerek yeni bir hüküm oluşturularak artırım yapılmak suretiyle 800 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, davalı kızının 21/09...
Taraflar arasında görülen asıl davada yardım nafakasının, karşı davada iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.01.2017 günü oybirliğiyle karar verildi. ....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması, kaldırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz eder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz....
İlk derece mahkemesince asıl dava kısmen kabul edilerek yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 5.000,00 TL'ye indirilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasına ÜFE artışı belirlenmesine karar verilmiştir. TMK 176. maddesi "... irat içinde ödenmesine karar verilen maddi tazminat ve ya nafaka alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararı ile kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hakim istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğine karara bağlayabilir." hükmünü içermektedir....
"...İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2021 NUMARASI : 2020/1259 ESAS 2021/1803 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....