Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58)Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur....

Şti.nden müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili T1 için geçici iş göremezlik nedeniyle 500 TL, kalıcı iş göremezlik nedeniyle 500- Tl olmak üzere toplamda şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 20.000- TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı T4 ve T8 Dış Tic. Ltd. Şti'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 11.07.2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı Selim için toplam 1.495,75- TL; davacı Naide için toplam 41.289,05- TL olarak ıslah etmiştir. Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta şirketi, davanın reddini savunmuştur. Davalı T8 Tic. Ltd....

Hukuk Dairesi'nin 29.01.2020 tarih, 2019/2477 E.- 2020/130 K. sayılı kararı kaldırılmak suretiyle, davacı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21/1. maddesinde "tescil edilen araçlar, tescil belgesi ve tescil plakası alınmadan karayollarına çıkarılamaz" düzenlemesine; aynı Kanun'un 23/2. maddesinde ise "araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 Türk Lirası idari para cezası verilir. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Diğer taraftan; ...'na başvurulabilecek halleri düzenleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14/2-b maddesi ve ... Yönetmeliği'nin 9/1-b maddesi gereği, ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/10/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir....

      Davacı vekili, davalının müvekkili site duvarının bir kısmını yıktığını ileri sürerek uğradığı maddi zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 6100 Sayılı HMK.'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Davacı vekili müvekkili sitenin duvarının davalı tarafından yıkıldığını ileri sürerek bu kişiden haksız fiil faili olarak tazminat talebinde bulunmuştur. Davalının sorumluluğu komşu taşınmaz maliki olarak kusursuz sorumluluğa değil, doğrudan haksız fiil faili olarak kusur sorumluluğuna dayalıdır....

      A.Ş. ile davalılar arasında ise TBK'nun 69. maddesindeki yapı eseri malikinin sorumluluğu kapsamında bir ilişki bulunmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmakta olup, sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk - bakım eksikliği ayrımının bir önemi yoktur. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir....

        G E R E K Ç E Uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde meydana gelen yangın nedeniyle yapı malikinin sorumluluğa dayalı maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır....

          Diğer taraftan koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle tescil mümkün olmaması hâlinde arsa maliki tarafından yıkım talep edilmediğiya da aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin, malzeme malikine bir tazminat vermesi gerektiği ve tazminat miktarının malzeme malikinin iyi niyetli olup olmamasına göre belirleneceği hususu TMK’nın 723’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Malzeme sahibinin iyi niyetli olması hâlinde arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olacağına ilişkin, TMK’nın 723’üncü maddesinde sözü edilen “uygun tazminat” sözcüğünden, salt inşaat bedeli değil, olayın özelliğine göre, aynı Kanun’un 4’üncü maddesinden aldığı yetkiye dayanarak hâkimin takdir edeceği en uygun bedel (asgari levazım bedeli) ile taşınmaz maliki yönünden yapının sübjektif (öznel) olarak taşıdığı değer anlaşılmalıdır....

            Vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın istinaf nedenlerinin yerinde olmadığını, müvekkili şirketin kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, ölenin ağır kusuru bulunduğundan da davanın yerinde olmadığını, ret kararı hukuka uygun olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddini savunmuştur. Davalı Gdz Perakende Satış A.Ş. Vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 6446 Sayılı EPDK göre yalnızca dağıtım şirketinin sorumlu olduğunu, dolayısıyla davacının istinaf başvurusunun yerinde olmadığından reddine karar verilmesini istemiştir. G E R E K Ç E Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, enerji nakil hatlarının ağaca temas etmesi nedeniyle ağaçtan düşmekten kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi manevi tazminat isteklerine ilişkindir....

            Davacı, sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Somut olaya gelince; Davacı ... şirketi tacir olan davalıdan, konut vasfındaki taşınmazda yapılan 20/05/2018 tanzim tarihli sigorta poliçesine göre ödeme yaptığı sigortalısı yerine geçerek, sigortalısının davalıdan yapı malikinin sorumluluğu hükümlerine göre doğan tazminat alacağını istemektedir. Başka bir deyişle, zararını ödediği sigortalısının yerine geçerek, davalıya ait yapı eserinden doğan zararı istemekte, Borçlar Kanununun 69. ve devamı maddelerinde düzenlenen Yapı Malikinin Sorumluluğu ile ilgili hükümlere dayanmaktadır. Tarafları tacir olsa da, Uyuşmazlık TTK nın 4/1 maddesine göre ticari dava olmadığı gibi, 2. maddenin “a-f” bentlerinde söz edilen uyuşmazlıklardan da olmadığı cihette, görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesidir....

              UYAP Entegrasyonu