Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen Karar Mahkemece 03.06.2010 tarih, 2010/118 E. ve 2010/311 K. sayılı karar ile yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 12.11.2012 tarih, ... sayılı kararıyla dava konusu itibarıyla yabancı mahkeme kararının tanınmasının ve tenfizine karar verilmesinin tek başına Türk kamu düzenine aykırı olmadığına işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B....

    HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup, yabancı mahkeme kararında asıl davalı (borçlunun) ticaret şirketi olmasına ve eldeki davada davalı tarafça sunulan temyiz dilekçesinde borcun konusunun ticari iş niteliğinde olduğunun belirtilmesi karşısında, hükme ilişkin temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 08/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Ancak tenfizi istenen Mahkeme kararında, dava sürecinde soybağı reddedilen kişiler arasında DNA araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, tenfizi ve tanınması istenen mahkeme kararının, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğu”gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 5718 Sayılı yasanın 50 inci maddesinde, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşen ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlanmış, tanımayı düzenleyen 58 inci maddesinde ise, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğu; tenfiz şartlarını düzenleyen 54/1-c maddesinde de, yetkili mahkemenin tenfiz kararı vermesinin hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasına bağlı olduğu, hükme bağlanmıştır. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgilidir....

        Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen karara ilişkin dava dilekçesinin 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usule uygun biçimde davalıya tebliğ edilmediği, davalıya savunma hakkının tanınmadığı ve adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, tenfizi istenilen karara ilişkin dava dilekçesinin davalıya Lahey Sözleşmesi'ne uygun bir biçimde tebliğ edilmeyerek davalının savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosyaya sunulan tebliğ evraklarından ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yapmış olduğu yargılamada, dava dilekçesinin ......

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2022 NUMARASI : 2022/357- 2022/970 DAVA KONUSU : Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizi-Tanınması İstemli KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ve davalının, Hollanda Gelderland Mahkemesinin 06/11/2019 tarihli, C/05/343274/ES RK 18- 535 dosya numaralı sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararının 17/01/2019 tarihinde kesinleştiğini, davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          , “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 tarihli New York sözleşmesi” 8.5.1991 tarih ve 3731 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş olduğundan ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu sözleşme hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekli olduğundan, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarının alanı oldukça daralmıştır....

            Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı vekili, yabancı mahkeme ilamına konu alacağın tevdi mahalli kararı ile mahkemece belirlenen hesaba yatırıldığını belirterek; davanın konusuz kaldığını ve davacının bu davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını ileri sürmüş ise de; tevdi mahalli kararının depo edilen paranın davalıya ödenmesine ilişkin bir hüküm içermediği ayrıca anılan kararın infaz kabiliyeti bulunmadığı, bu nedenle davacının yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizini istemekte hukuki yararının olduğu, tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilamının tanınma ve tenfizine ilişkin tüm yasal şartları içerdiği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... Mahkemesi Özel Hukuk Dairesinin 05/08/2014 tarih ve CV- 13-5999, F NO:246 sayılı kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir....

              Yabancı ilamın tanınması Türkiye’de tenfizi (yerine getirilmesi) sonucunu doğurmadığından, bu ilamdan ancak konusuna giren bir talep yapıldığında yararlanılabilir. Örneğin Türk Medeni Kanununun 462. maddesinde yazılı hallerde vesayet makamından; 463. madde de gösterilen hallerde ise hem vesayet makamından hem de denetim makamından izin alınması gibi, işte, bu gibi durumlarda 5718 sayılı yasanın 10/3. maddesinin açık hükmü nedeniyle vesayet işlemlerinin yürütülmesine ve denetlenmesine Türk Hukuku uygulanacaktır. Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54.üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilafsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir....

                Davalı cevap dilekçesinde yabancı mahkeme kararının Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 58 ve diğer maddelerdeki şartları taşımadığını, davacının teminat yatırması gerektiğini, verilen kararda mahkeme dışı giderler yazıldığından Türk Hukuku kamu düzenine aykırı olduğunu, yabancı kararın tanınabilmesi için davalının savunma hakkına riayet edilerek verilmesi gerektiğini, Köln yerel mahkemesinin 28/11/2018 tarihli gıyabi kararından bahsedildiğini, Türkiye ile Almanya arasında mütekabiliyet anlaşması olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir. Yabancı mahkemelerde verilen bir kararın Türkiye'de hüküm ifade edebilmesi için bu kararın Türk Mahkemelerince tanınması ve tenfiz edilmesi gerekir. Davacı da tenfiz talep etmektedir. Eğer yabancı kararın icra edilebilir niteliği varsa bu konuda tenfiz kararı verilmesi gerekir....

                  CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; yabancı Mahkeme ilamına konu davanın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi içinde kaldığını, yabancı Mahkeme ilamının Türk kamu düzenine aykırı olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk hukuk kurallarına göre çözümlenmesi gerektiğini, olayda yabancılık unsurunun bulunmadığını, uyuşmazlığa Alman hukukunun uygulandığının belirtildiğini, davacının yabancı Mahkemede açtığı davadaki talebinin anonim şirkette bulunan ortaklık payının iadesine ilişkin olduğunu, oysa davacının müvekkili şirketin ortağı olmadığını, müvekkili şirketin ortağı olmayan bir kişinin ortaklık payının iadesine karar verilemeyeceği gibi bu kararın tenfizine de karar verilemeyeceğini, davacının kanuna karşı hile yoluna giderek davasını Almanya'da açmak suretiyle sonuca ulaştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....

                    UYAP Entegrasyonu