Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, ‘--verilen süre içerisinde apostil şerhi, mahkeme kararı sureti sunulmuşsa da bahsedilen mahkeme kararının kesinleştiğini gösterir yetkili makamlarca onaylanmış herhangi bir belge ve yazı bulunmadığı ve kesinleşmemiş mahkeme kararlarının MÖHUK maddeleri gereğince tenfizi mümkün olmadığı‘ gerekçesiyle ‘verilen kesin süreler içinde tanıma ve tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilamının kesinleşme şerhi veya onaylı örneği sunulmadığından HMK 115/2 md gereğince ön şart yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE’ karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince ‘--Apostil şerhi mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğini göstermez. ---Tanıma ve tenfizi istenilen mahkeme kararının yetkili makamlarca onaylanarak kesinleştirilmesi gerekir....

    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın ve dava dilekçesinin Lahey Sözleşmesi hükümleri uyarınca davalıya tebliğ edildiğini gösterir evrakın ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenilen kararın ve dava dilekçesinin Lahey Sözleşmesi hükümleri uyarınca davalıya tebliğ edildiğini gösterir evrakın ibraz edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davacı tarafça dosyaya sunulan davaya konu Almanya Kiel Eyalet Mahkemesi kararının tercümesinden ve tebliğ evrakından, tenfizi istenilen kararın Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla 09.04.2009 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

      Tenfizi istenen kararın verildiği Almanya ile Türkiye Cumhuriyeti arasında, yabancı ilamların tenfizine ilişkin sözleşme ve karşılıklılık ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. MÖHUK’un 54/b maddesi gereğince yabancı mahkeme kararlarının tenfizi için aranan şartlardan ikincisi, kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmamasıdır. Somut olaydaki tenfizi istenen kararın, yabancı mahkeme tarafından verilmiş olup eda hükmü içerdiği ve Alman Hukukuna göre kesinleştiği yönünde apostilli şerh içerdiği; kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. MÖHUK’da kabul edilen sisteme göre, tenfiz talep edilen mahkemenin, yabancı mahkeme kararını esastan inceleme ve hukuka uygunluğunu denetleme yetkisi yoktur....

      - K A R A R - Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Davalı vekili, tenfizi istenen mahkeme kararının ve kesinleşme şerhinin onaylı Türkçe çevirisinin ibraz edilmediğini belirterek tenfiz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının onanmış örneği ve tercümesinin sunulmuş olmasına rağmen, ilamın kesinleştiğini gösteren onanmış tasdik şerhinin bulunmadığı, eksikliğin tamamlanması için verilen süre içinde ... Ticaret Mahkemesi Zabıt Katibi tarafından imzalanan karar örneği ile onanmış tecrümesi sunulmuş ise de, ilamın kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca verilmiş ayrı bir belge veya ilamın apostili taşıyan örneğinin sunulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın usulüne uygun şekilde davalı tarafa tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözlemesi hükümlerine göre yapılmadığı, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ...Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan davada davalının kendisini vekille temsil ettirdiği ve kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmakta olup, mahkeme karar başlığında da vekilin adı yazılı bulunmaktadır. Bu durumda tenfizi istenen mahkeme kararı usulüne uygun olarak davalının ...'...

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın davalı tarafa tebliğ edilmediği ve bu hali ile kesinleşmiş bir ilamdan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin ...Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ... ......

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......

              Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......

                Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında ...Ticaret Odası'na kayıtlı olan ... Holding S.A. davalıdır. İşbu davada davalı olarak gösterilen ... Holding A.Ş. farklı bir şirket olup, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında taraf değildir. Bu durumda davanın husumetten reddi gerekirken, davanın yazılı olduğu şekilde yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile reddi doğru değilse de, davanın reddine dair karar sonucu itibariyle doğru bulunduğundan HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca karaın gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  -İKİNCİ BÖLÜM : YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TENFİZİ VE TANINMASI -TENFİZ KARARI - Madde 50 - (1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların ----- icra olunabilmesi yetkili -------- tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. ---- Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir. -GÖREV VE YETKİ -Madde 51 - (1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. --- Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ----yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, ---- yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse ----- birinden istenebilir. -TENFİZ İSTEMİ -Madde 52 - (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir....

                    UYAP Entegrasyonu