Maddesi ve HMK 297 Maddesi uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerekmekle birlikte, tenfiz talebine konu yabancı mahkeme kararında yer alan gerekçenin HMK maddesinde öngörülen koşulları taşımasının beklenemeyeceği zira yabancı mahkeme ilamında yer verilen gerekçenin nasıl bir gerekçe olması konusunda herhangi bir sınırlama bulunmadığı, yabancı mahkemenin ilamında hükmettiği sonuca nasıl varmış olduğunun ilamdan anlaşılabilmesi yeterli olacaktır. Ancak tenfizi talep edilen ilamda yabancı mahkemenin hükme nasıl vardığı konusunda yeterli düzeyde açıklık bulunmadığından, davacı taraftan tenfize konu kararın dayanağı olan delillerin celbi istenmiş ve varılan sonucun yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir....
Bölge Müdürlüğüne söz konusu ihaleye yabancı bir firmanın katılıp katılmadığı, katılmış ise teklif verip vermediğinin sorulduğu ve cevaben gönderilen yazıdan ihaleye yabancı firmanın katılmadığının belirtildiği, bu durumda; 488 sayılı Yasa'nın Ek 2. maddesinde sayılan şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği, böylelikle davacının söz konusu istisnadan yararlanmasının mümkün olmadığı" gerekçesiyle "davanın reddine" karar verildiği ve söz konusu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Dairelerinin 07/03/2019 tarih ve E:2018/9990, K:2019/840 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir....
Tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararı, daha sonra davalının Almanya'daki vekiline 14/07/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz yoluna başvurulmaması üzerine karar 24/07/2017 tarihinde kesinleşmiş ve kararın kesinleştiğine dair Apostille şerhi işlenmiştir. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm bulunduğundan davanın reddine karar verilmişse de, kesin hüküm olarak kabul edilen Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/776 E.-2013/163 K. Sayılı kararında " Yabancı mahkeme ilamının usule uygun şekilde davalıya tebliğ edilmediği, SGK'dan alınan yazı cevabında tebligat yapılan Ali Arıcan'ın davalının çalışanları olarak bildirilen kişiler arasında olmadığı, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karardan sonra yabancı mahkeme kararı, kararda davalı vekili olarak adı geçen Aldebert Heiss'e tebliğ edilmiş, temyiz yoluna başvurulmaması üzerine karar 24/07/2017 tarihinde kesinleşmiştir....
A.. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Talep boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkindir. Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 320. maddesi uyarınca, dosya üzerinden inceleme yapılarak talebin kabulüne karar verilmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir (HMK. m. 316). Basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK m. 320). Şu halde basit yargılama usulüne tabi bir işin duruşmasız incelenebilmesi için evvela kanunen mümkün olmalıdır. Hükmü temyiz eden dahili davalı verdiği cevap dilekçesinde yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfızi koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Mahkemesi tarafından verilen ... ve ... tarihli ve ... dosya numaralı kararların ... tarihinde müvekkili lehine kesinleştiğini belirterek bu yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davacı yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin asliye ticaret mahkemesine dava açmış, bu mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği mahkemece görevli olduğu kabul edilerek esastan inceleme yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK 51/1. maddede yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde asliye mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş ancak asliye hukuk veya asliye ticaret şeklinde bir ayrıma da yer verilmemiştir. Buradaki asliye mahkemesi ibaresinin ticaret mahkemesini de kapsayıp kapsamadığı yönünden ticaret mahkemesinin görevine ilişkin yasa hükümlerine de bakmak gerekir. 6100 sayılı HMK 5/2. maddeye göre; bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere bu mahkemede bakılır....
Sivil Hukuk Dairesi'nin 7 O 342/10 numaralı dosyasından verilen 06/06/2012 tarihli kararının ve yargılama masraf tespit kararlarının kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararlarının tenfizine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın 7194 sayılı Kanunun 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2019/689 E sayılı dosyasında tanınması istenen yabancı mahkeme ilamı ile eldeki dosyada tanınması istenen yabancı mahkeme kararının aynı olduğu, Alanya 1. Aile Mahkemesinin 2019/689 E sayılı dosyasının henüz derdest olduğunu, derdestlik itirazlarının kabulü ile davanın reddini, ayrıca tanınması istenen yabancı mahkeme ilamının kesinleşmediğini, beyanla davanın reddini talep etmiştir....
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile nüfus aile kayıt tablosu, yabancı mahkeme ilâmı aslı ve onaylı tercümesi, apostil şerhi ile tüm dosya kapsamı çerçevesinde yapılan değerlendirmede dava konusu 17.07.2012 tarihli Gelsenkirchen Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesinin) 32 F 112/12 sayılı nafaka kararı olup, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki kanunda düzenlenen yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine ilişkin koşulların gerçekleştiği ve yargılamada Türk hukukuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, taraflar arasındaki ortak çocuk ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, yabancı aile mahkemesi kararının tenfizi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklanan mal paylaşımı istemine ilişkin olduğu, kararın yabancı aile mahkemesince verildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usûllerine Dair Kanunun 4/2. maddesi; 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku Hakkındaki Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinden kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır....