Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öğretide, yabancı mahkeme kararında yer alan hükümlerin özel hukuka ilişkin olup olmadığının hâkimin hukukuna (“lex fori”) göre belirleneceği, bir diğer ifadeyle vasıflandırma konusunda Türk mahkemelerince bir karar verileceği kabul edilmiştir. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi için gerekli olan bir diğer ön şart ise, kararın verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmasıdır. O hâlde verildiği ülkenin kanunlarına göre henüz kesinleşmemiş ancak icra edilebilir olan bir kararın Türk hukukunda tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ise yabancı ülkenin hukukuna göre belirlenecektir....

Öğretide, yabancı mahkeme kararında yer alan hükümlerin özel hukuka ilişkin olup olmadığının hâkimin hukukuna (“lex fori”) göre belirleneceği, bir diğer ifadeyle vasıflandırma konusunda Türk mahkemelerince bir karar verileceği kabul edilmiştir. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi için gerekli olan bir diğer ön şart ise, kararın verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmasıdır. O hâlde verildiği ülkenin kanunlarına göre henüz kesinleşmemiş ancak icra edilebilir olan bir kararın Türk hukukunda tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ise yabancı ülkenin hukukuna göre belirlenecektir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin MÖHUK-34-42. maddelerinde düzenlendiği, Kanunun 34/1 maddesi uyarınca tenfize konu olan karardan, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin ilam niteliğindeki kararların anlaşılması gerektiği ayrıca bu kararların, ilgili devlet kanunlarına göre kesinleşmiş ilam niteliğinde bulunması gerektiği somut olayda tenfizi istenen kararın ilam niteliğinde bir belge olmayıp, ilamsız ihbara bağımlı olarak verilmiş bir icra kararı olduğu, kararın ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilmiş bulunmasına rağmen ilam niteliğinde bulunmadığından tenfizinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      ise tanıma başlıklı şu düzenleme yer almaktadır; 1- Yabancı mahkeme ilamının kesin delili veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....

      Yabancı mahkemedeki usul hükümlerinin uygulanmasında ve tebligat usulünde, o yer kanunları geçerlidir. Diğer bir ifade ile yargılamanın usulü ve tebligat hakimin hukukuna (...) tabidir. Tenfiz hakimi, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin kararı veren mahkemeye usulüne uygun olarak davet edilip edilmediğini tespit ederken, Türk Tebligat hukukunun kurallarına göre bir değerlendirme yapamaz. Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğu için yabancı kararda uygulanmış olan usul ve tespitler tanıma ve tenfız davasının inceleme konusu dışındadır. Tanınması istenen yabancı mahkeme kararında, davalının yargılamaya katıldığı ,kararı veren mahkemeye o yer kanunlarına uygun bir şekilde çağrıldığı anlaşılmaktadır. Davalı, aksi yönde bir delil getiremediğine göre, 54'ncü maddenin (ç) bendindeki tenfız isteğinin ret sebebi olayda gerçekleşmemiştir. O halde, isteğin tanımada aranan (5718 s....

        Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58).Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. (MÖHUK m. 58). Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz (tanıma) şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK m. 55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır....

        ın da tutuklu olması nedeniyle, Weilburg Yerel Mahkemesi tarafından büyük anne ve büyük babaya tevdi edildiğini açıklayarak, Weilburg Yerel Mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfiz edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, konunun Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiği, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine dahil bir konuda, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, ... tarafından temyiz edilmiştir. 2675 sayılı MÖHUK'nun yürürlükten kaldırılmasından sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı MÖHUK'nun yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir....

          ----tarihli cevabi yazı ile örneği ekte gönderilen--- atıfta bulunularak; ------arasında mahkeme kararlarının tenfizini mümkün kılan bir anlaşma olmadığı, mahkeme kararının verildiği ülke ile --- arasında ikili anlaşma mevcut değilse, bu konuda yetkili ----mahkemesinin,----verilen mahkeme kararının şeriat hukukuna uygun olup olmadığını tespit ettiği; uygun olduğuna dair karar verirse, ilgili mahkemenin söz konusu kararı tenfiz edebildiği; ---- uygulanmasının varsa ikili veya çok taraflı adlî yardımlaşma anlaşması esaslarına göre, herhangi bir anlaşma olmaması durumunda ise, karşılıklılık ilkesine göre yapılmakta olduğu ... Sonuç olarak, konunun değindiği hukukî durum yukarıda açıklanmış olup, bu çerçevede, yabancı mahkeme ilâmlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilip verilmeyeceği hususunun yargılama yetkisi ve takdir hakkı dahilinde mahkemesine ait olduğu ...'' şeklinde özetlenebilecek mahiyette açıklamalar yapılmıştır. ------cevabi yazı da aynı mahiyettedir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 12 0 537/08 sayılı 18.11.2013 tarihinde kesinleşen kararın ve aynı mahkemenin mahkeme masraflarıyla ilgili kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararı diplomatik yolla tebliğ edilmişse de, önceden adi posta yoluyla yapılan tebligat üzerinden yabancı mahkeme ilamı kesinleştirildiği, savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu uyarınca yabancı ülke mahkeme kararının tenfizi talebinden ibarettir. Tenfiz; yabancı mahkeme kararının Türkiye'de icra olunabilmesini sağlayan mahkeme kararıdır. Tenfiz usul ve esasları 2675 sayılı MÖHUK'un 34 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup Türk Mahkemeleri'nin yabancı ülke mahkeme kararlarının tenfizi davasında yerindelik denetimi söz konusu değildir. Tenfizden amaç yabancı ülke mahkeme kararının aynen Türkiye'de herhangi bir mahkemenin verdiği bir kararmış gibi kabul görmesidir. Bu amaçla Türk Mahkemeleri'nin yabancı ülke mahkeme kararında tenfize konu hükmü değiştirme hak ve yetkisi dahi bulunmamaktadır. Yargılamada sadece tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmesi yapılır. Türk hukuk sisteminde yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilebilmesi için gerekli koşullar sıralanmıştır....

                UYAP Entegrasyonu