İİK.nun 72/son maddesinde öngörülen yetki kuralları icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında uygulanır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ise; genel yetki kuralları uygulanmaktadır. Takipten önce açılan menfi tespit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulanır. İİK'nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tespit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Somut olayda, menfi tespit davası icra takibinden önce açıldığına göre, genel yetki kurallarının uygulanması gerekmektedir. Bu durumda; davanın çeke dayalı menfi tespit davası olduğu gözetilerek, dava konusu çekte muhatap bankanın ve keşide yerinin Eskişehir olduğu anlaşıldığından davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
banka yoluyla yekün 385.046,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. 6502 sayılı TKHK'nın "Ön Ödemeli Konut Satışı" başlıklı dördüncü bölüm altında düzenlenen 45/1. maddesine göre "Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve TBK.nun 304 ve 306.maddeleri gereğince ayıbın giderilmesi için kiracıya uygun süreli ihtar keşide edilerek sözleşmeden dönme hakkının kullanılmadığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına 30/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile davalıdan satın aldığı koltuk takımının ayıplı çıktığı gerekçesiyle misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş ıslah dilekçesi ile de, misliyle değişim talebinden vazgeçerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemiştir. Davalı vekili ise; ayıp iddialarının doğru olmadığını, ayıp olduğu kabul edilse dahi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin orantısız güçlük doğuracağını, iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 6502 sayılı Yasa'nın "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11. maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmıştır....
Davacı, davalı yükleniciden satın aldığı dükkanın satış bedelini ödediği halde, adına tescil yapılmadığını ileri sürerek ödenen satış bedelinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin B.K 163 maddesindeki temlik sözleşmesi niteliğinde olduğundan geçerli olduğu, satıma konu bağımsız bölümün tapudan devrinin yapılmamış olması davacıya sözleşmeden dönme hakkını vermeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki 8.04.2008 tarihili sözleşme geçerlidir. Davacıya, dava konusu bağımsız bölümün tapusu verilmediği gibi ne zaman verileceği de açıkça belli değildir. Hal böyle olunca, davacı, davalı yüklenici ile yaptığı sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunun kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
nden iki adet bağımsız bölümü satın aldığını, satış bedeli olan 308.000,00 TL'nin 77.000,00 TL'sini satıcı şirkete peşin olarak ödediğini, kalan 231.000,00-TL'yi ise davalı bankadan kredi kullanarak ödediğini, ancak satıcının edimini sözleşmeye uygun şekilde yerine getiremediğini ve konutu taahhüt ettiği 31/12/2010 tarihinde teslim etmediğini, müvekkilin sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanmak istediğinden menfi tespit ve istirdat davası açtığını, açılan dava sonunda "06/08/2010 tarihli iki ayrı konut finansmanı sözleşmesinden davacının davalı ......
Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. 3- Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. 4-Bedelsizlik iddiası, 6762 sayılı TTK’nın 599. (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.687) maddesi anlamında bir kişisel def’îdir....
Sözleşmeden dönmenin düzenlendiği 45.maddede ise; ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu, sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcının konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminat ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir....
tamamı olmadığını, gerek yasal mevzuat gerek davacı ile diğer davalı inşaat firması arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümleri uyarınca satıcının kusuru olmaksızın sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcı-davacının cezai şart ödeme yükümlülüğünün mevcut olduğunu, dava konusu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan, 27.09.2017 tarihli ve 14891 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik’in “Sözleşmeden Dönme” başlıklı 9. maddesinde ve davacı ile diğer davalı inşaat firması arasında akdedilen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin “Sözleşme’nin Fesih Edilmesi, Alıcı’nın ve Satıcı’nın Cayma Hakkı” başlıklı 10. maddesinde yer verilen düzenlemeler uyarınca, davacı-alıcı tarafından teslim tarihine kadar sözleşmeden dönülmesi halinde diğer davalı-satıcı; ön ödemeli konut satışı nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedeli üzerinden kararlaştırılan oranda tazminat...
Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlenmiş olup menfi tespit davalarında yetki kesin değildir. Bu davalarda kesin yetki kuralı bulunmadığından 6100 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 2. Kesin yetki halinin kuralının bulunmadığı ve birden fazla genel ve özel yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir....