Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.05.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen davada ise davacı vekili tarafından davalı aleyhine 30.05.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, inşaata izin ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, 01.03.2995 ve 30.06.2005 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

    un gösterilmesi ve satış yetkisi verilmesi gerekiyorsa asıl adına verilmesi zorunludur. 4-Kararın hüküm bölümünde nama ifaya izin verilirken bilirkişi rapor ve ek raporuna atıf yapılarak karar oluşturulmuştur. Nama ifaya izinde eksiklerin ve ayıpların tek tek kararın hüküm bölümünde gösterilmesi ve avans mahiyetinde olan giderilme bedellerinin de kalem kalem açıklanması gerekirken, toplam olarak eksik ve ayıpların giderilme bedelini gösteren, her kalem için eksik ve ayıpların giderilme bedelini açıklamayan bilirkişi raporu ve ek raporuna atıfta bulunularak hükmün kurulması hatalı olmuştur. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

      Tekrar ve önemle vurgulamak gerekirse bu talebin ileri sürülebilmesi için sözleşmenin yürürlükte olması (feshedilmemesi) iş sahibinin bir kusurunun olmaması ve yüklenicinin temerrüdü gerekir. Burada iş sahibinin isteyebileceği masraf ifaya taalluk eden menfaatine karşılık olacağından bir bakıma müspet zarardır. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden taraflar arasındaki akdi ilişkinin 22.01.2008 tarihli sözleşmeyle kurulduğu, eserin tesliminden sonra davacının davalıyı gönderdiği ihtarnameyle temerrüde düşürdüğü, bir sonuç alamaması üzerinde de 16.06.2009 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere sözleşme iş sahibi tarafından feshedildiğinden Borçlar Kanununun 106. maddesindeki seçimlik hakkın sözleşmenin feshi doğrultusunda kullanılması sebebiyle artık nama ifa için yapılan harcamaların tutarı istenemez....

        Şti. vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir. 1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında yüklenici vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uymayan aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir. 2-Asıl davada eksik işlerin giderimi ve yapı kullanma izin belgesi alma masraflarının nama ifa suretiyle davacı arsa sahiplerince karşılanabilmesi için davalı yükleniciye düşen 20 no'lu bağımsız bölümün satışına izin verildiği, dolayısıyla da sözleşme gereği yüklenicinin yapması gereken iş ve işlemler asıl davada kurulan hükmün infazı sonucunda ifayla sonuçlanmış olacağından yüklenici tarafından arsa sahipleri aleyhine 16 ve 20 no'lu bağımsız bölümlerin tapu iptâli ve tescili talebiyle açılan 2012/547 Esas sayılı davada 16 no'lu bağımsız bölümün davacı adına tescili talebinin kabulü yerine davanın tümden reddi doğru olmamıştır....

          Asıl dava davalısı yüklenici, işin ifa edileceği bir kısım yerlerde kamulaştırma işlemlerini tamamlamadığından ve davacı taşeronun süresi gelmiş hakediş ödemelerinin bir kısmını yapmadığından kusurludur. Asıl dava davacısı taşeron ise kamulaştırma yapılan ve çalışılan alanlardaki eksik ve hatalı işlerini çekilen ihtara rağmen düzeltmediğinden ve de iş sahasını bir bildirim yapmadan terk ettiğinden kusurludur. Şu durumda fesihte tarafların ortak kusuru bulunmaktadır. Taraflar ortak kusurlu olduklarından mahkemece tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Yine dönüş motorin giderleri sözleşmenin tam ifa ile sonuçlanması halinde hak edilecek bir bedel olarak öngörülmüş olup, iş tam ifa ile sonuçlanmadığından buna ilişkin talebin reddedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Kat 31 numaralı bağımsız bölümü müvekkilinden satın aldığını ve bedelini peşin olarak ödediğini, müvekkili şirket ile arsa sahibi olan diğer davalı kooperatif arasında çıkan hukuki uyuşmazlıklar nedeniyle müvekkilinin davacıya sattığı bağımsız bölümün tapusunu veremediğini, diğer davalı arsa sahibi S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin müvekkili aleyhine açmış olduğu nama ifa davasının Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/92 E. sayılı dosyasında görülerek karara bağlandığını, nama ifa kararından sonra sözleşme gereğince arsa sahibinin payı olan C Blok'un iskana hazır olarak fiilen bitirildiğini, şu anda binada oturulduğunu savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı SS. ......

              Davacıların nama ifa taleplerinin olduğu, nama ifa niteliğindeki bu taleplerinde haklı olmadıkları, alacakları kadar bağımsız bölüm üzerine her zaman ihtiyati haciz isteyebilmelerinin mümkün olduğu, satış yetkisinin verilmesinin de nama ifa olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmakla buna yönelik ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....

              (TBK 113-BK 97 md.) hakim talep üzerine bilirkişi marifetiyle eksik ve ayıplı iş kalemlerini ve bunların tamamlanması giderlerini ve ayrıca yapı kullanma izin belgesi için gereken giderleri saptayıp ifaya izin kararı verir. İzin kararının hüküm fıkrasında eksik ve ayıplı iş kalemlerini, miktarlarını ve giderlerini tek tek gösterir. Eğer sözleşme uyarınca yükleniciye düşen bir bağımsız bölümün satışı suretiyle ifaya izin istenmiş ise, o bağımsız bölümün satışı suretiyle ifaya izin verilmesine ve giderlerin satış bedelinden karşılanmasına hükmedilir. Somut olayda, davalının eser sözleşmesinden kaynaklanan edimini, sözleşme uyarınca tamamen ifa etmediği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece eksik ve kusurlu işler bedeli bilirkişiye hesaplattırılmıştır. Nama ifaya izin kapsamında yüklenici, verilen sürede saptanan bedeli depo etmemiştir. Satışı istenen bağımsız bölümün değerinin yüksek olması nama ifa amacıyla satışına engel sayılamaz....

                Davalı vekili, yüklenici tarafından inşaatın yarım bırakıldığını, inşaatta halen faaliyetin olmadığını, müvekkilinin nama ifa hakkını kullanarak inşaatı kendisinin tamamlamak istediğini, binalardan birisi hakkında ruhsatsız olması nedeniyle yıkım kararı verildiğini, söz konusu kaçak blokun ekonomik değeri bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre belediye görevlilerinin A, B, C ve D blok inşaatlarının ruhsatsız inşaa edildiği gerekçesiyle yapı tatil zaptı düzenlediği ve Belediye Encümeni'nin A blok zemin katın 1,93 m² yüksek inşa edildiği ve yapının ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle bu blok hakkında yıkım kararı verdiği, ........

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nam'a ifa ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu