davada davacı arsa sahibinin taleplerinden biri de eksik işlerin giderilmesi amacı ile nama ifaya izin ve satışa yetki verilmesidir....
Bununla birlikte, birleşen davada, arsa sahibince, 1999-2003 ve 2004-2008 yılları arasındaki dönemlere isabet eden ve yüklenicinin bağımsız bölümleri için ödenen emlak vergilerinin tahsili istenmiş; mahkemece, bu konuda bir inceleme yapılmadığı gibi, karar gerekçesinde herhangi bir sebep gösterilmeksizin talebin reddedilmesi de hatalı olmuştur. Keza, birleşen davada, diğer bir istek kalemi ise, sitenin havuzunun ikmali için gerekli olan bedelin tahsiline yöneliktir. Yanlar arasında 2000/171 Esas sayılı davada, arsa sahibince havuzun yapımı için nama ifa talebinde bulunulduğu ve mahkemece bu istemin kabul edilerek nama ifaya izin verilmesinin yanında; ifanın sağlanabilmesi için avans niteliğinde 54.891.00 TL'nin arsa sahibine ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm altına alınan bu bedelin avans niteliğinde olması nedeniyle arsa sahibince bedeli nama ifaya konu iş veya işlerin yapımında yetersiz kalması halinde bakiye kısmın bedelinin tahsili isteyebileceği açıktır....
a yetki ve izin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, 04.06.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile eksik ve ayıplı işler bedeli ile ilgili talebini 17.200,00 TL'ye, kira kaybı ile ilgili talebini 1.980,00 TL'ye arttırmış, eksik işlerin yüklenici nam ve hesabına giderilmesi, sigorta prim borcu olan 19.400,00 TL ve gecikme zammının yüklenici nam ve hesabına ilgili kuruma ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, inşaattaki eksik imalatların tamamlanması ve iskân izninin alınması için gerekli işlemlerin yapılması için takibe konu 80.000,00 TL'lik senedi nakde çevirmek üzere davacılara nama ifa için yetki ve izin verilmesine, artan para olursa davalıya iadesine, 1.980,00 TL. kira alacağının 10.10.2006 tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline dair verilen kararın, davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifa ve teminat istemi üzerine verilen kesinleşmiş karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 23.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
tarihte taşınmazın mevcut durumunun bu dosyadaki ilk bilirkişi raporunda görüldüğü gibi olduğunu, yüklenici ya da taşeron tarafından gerekli önlemler alınmaması nedeniyle apartmana izinsiz olarak başka şahısların girip hırsızlık yapması ya da zarar vermesi durumunda dahi sorumluluğun davalılara ait olmayıp taşeron ve yüklenicide olduğunu, taşeronluk sözleşmesinin imza tarihinin 05/11/2014 tarihi, davalılar tarafından yüklenici aleyhine açılan nama ifa davasının açılma tarihinin 2015 yılı, davacının, davalılara ihtarname gönderdiği tarihin ise 2016 yılı olup kronolojik açıdan davacının, davalıların yüklenici aleyhine nama ifa davası açmadan önce sözleşme konusu işleri tamamlayıp teslim etmiş olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, Tüm bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi isteminde bulunmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, davacı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında, 05.03.1998 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacılara ait dairelerin eksiklikleriyle birlikte ancak 16.06.2004 tarihinde teslim edildiğini, davalı tarafından iskân ruhsatının halen alınmadığını, geç teslim nedeniyle kira kaybı bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek iskân ruhsatı alınması için davacılara yetki verilmesini, geç teslim nedeniyle oluşan kira kaybı bedellerinin tahsilini ve iskân ruhsatı alınması için davalıya ait 8 no'lu bağımsız bölümün nama ifa giderleri için satışına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dairelerin 08.11.2003 tarihinde teslim edildiğini, davalının tüm edimlerini yerine getirdiğini, iskân ruhsatının alınamamasında davalının kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan nama ifaya izin, eksik ve ayıplı işler bedeli ve gecikme kirası isteklerine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı yüklenicinin edimlerinin eksik ve ayıplı olarak meydana getirdiği ayrıca iskan almak suretiyle teslimin gerçekleştirilmediği iddiasıyla eldeki dava açılmıştır. Kural olarak nama ifayla yüklenicinin eksik ve ayıplı işleri onun nam ve hesabına arsa sahiplerince giderileceğinden bu taleple aynı anda eksik ve ayıplı işler bedelinin de istenmesi aynı edimin 2 kez hükme bağlanması sonucunu doğurur. Mahkemece davacının talebinin nama ifa mı yoksa eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili istemine ilişkin mi olduğu açıklattırılmadan karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca nama ifaya izin talebinin mahiyeti gereği yüklenicinin işten el çektirilmesini gerektirdiği gözetilmeden yüklenicinin inşaattan el çektirilmesi talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve yetki verilmesi, olmadığı takdirde tazminat; karşı dava ise sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini, maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın sözleşmenin feshi, terkin ile ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mıntıka 1605 ada 5 Parsel 10 Nolu bağımsız bölüm tarafından mal kaçırma, haksız ve üzerine dava konusu taşınmazlara dava esnasında, davalılar tarafından mal kaçırma, haksız ve kötü niyetli hareket etme ihtimaline binaen 3. şahıslara devrinin engellenmesi ve alacağın tahsilinin sağlanması ve davacının zarar görmemesi ve sözleşmede dikkate alınarak teminatsız olarak davalı T3 dairesinin üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davalılardan şimdilik 35.000,00 TL bedelin, yüklenici davalı inşaat şirketini projede ve sözleşmede tarafların kararlaştırdığı şart ve nitelikteki teknik şartlara uygun yapılamayan ayıplı, eksik inşaat nedeniyle müspet ve menfi maddi zararlarının, temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen mahkemeniz dosyasına depo edilmesine ve/veya tahsiline, eksik işlerin yüklenici müteahhit adına yapılması ve ilgili resmi kurumlar alan Yozgat Belediyesi, Maliye ve SGK kurumlarında inşaatla ilgili işlemleri aynen ifa hükümleri gereği yapılması...
Hakim bu talep üzerine konusunda uzman bilirkişi yardımı ile keşif yaparak eksik bırakılan ve ayıplı yapılmış olan iş kalemlerini ve bunların tamamlanması ile giderilmesi masraflarını, imalatın metraj, yöntem ve takribi bedellerini, diğer kurumlara olan borçları ve iskan masraflarını tahminen saptayarak izin kararını verir. İzin kararının hüküm fıkrasında da eksik ve ayıplı iş kalemleri ve diğer borç ve masrafların her birinin tahmini masrafları tek tek gösterilir. Genel nitelikli yetki ve izin verilemez. Bu durumda mahkemece; infazda tereddüde yol açmamak için nama ifasına izin ve yetki verilen iş ve işlemleri hüküm fıkrasında tek tek belirtilip gösterilmek suretiyle, infazı mümkün hüküm kurulması ve nama ifa için belirlenen giderlerin ne suretle karşılanacağının gösterilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüde yer verecek şekilde genel ifadelerle satışı izin verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....