Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacaklarının düzenlendiği, bu nedenle yönetim kurulu başkanı Halil Kale'nin oylamaya katılmasının anılan kanun maddesine aykırı olduğu, ancak iptale talebine konu genel kurul kararında yönetim kurulu başkanı Halil Kale' oylamaya iştirak etmemiş olsaydı finansal tablo ve faaliyet raporunun 480 oya karşılık 1440 olumlu oyla tasdik edilmiş olacağı, yönetim kurulu başkanının oylamaya katılmasının alınan kararın sonucuna etkili olmadığı, bu nedenle icra edilen genel kurulun öncesinde ve toplantısında yasal mevzuata uygun hareket edildiği, şeklen kararların iptalinin gerekmediği, bunun yanında davacının alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğu iddiasında bulunulmuşsa da; toplantıda alınan kararların 6102 Sayılı T.T.K.nun 447.maddesinde sayılan kararlardan olmadığı, her ne kadar...

Onun için batıl kararları iki kategoriye ayırmak, şekil yönünden batıl genel kurul kararlarını veya sebeplerini belirlemeyi içtihata ve öğretiye bırakmak, konu açısından batıl genel kurul kararlarına da sınırlayıcı olmamakla birlikte, örnekler göstererek-kesin çizgilerle işaret etmek en isabetli yol olarak değerlendirilmiştir. " açıklamasına yer verilmiştir. Bu durumda mahkemece, 04.03.2012 tarihli genel kurul toplantısının yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimine dair maddesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun emredici nitelikteki 48. maddesi hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak, davacının muhalefet şerhi bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır." şeklinde verilmiştir....

    yi temsil eden yönetim kurulu üyesinin kullandığı oyun geçersiz olduğunu, o esnada GKP Telekomünikasyon A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı Gökhan Poyraz'ın yoğun bakımda bulunduğunu, bu nedenle GKP Telekomünikasyon A.Ş.'nin, ...'nın HEM İletişim Ltd. Şti.'nin müdürlüğüne de atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu iddia ederek, ...'nın HEM İletişim Ltd. Şti.'nin müdürlüğününe atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile ...'nın 15.07.2013 tarih ve 2013/1 sayılı karar ile atandığı HEM Ltd. Şti. Şirket müdürlüğü görevinden azline karar verilmesi talep etmiştir. Asıl ve birleşen davanın davalıları vekili, davanın reddini istemiştir....

      Şube açma veya bu konuda yönetim kuruluna yetki verme, şubeleri birleştirme veya kapatma,” şeklinde hükümler içermektedir. Sendika Ana Tüzüğünün “Şubelerin Yetki Alanları” başlıklı 57.maddesinde ise "Şube yetki alanları genel merkez yönetim kurulu tarafından belirlenir" hükmünü içermektedir. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun genel kurulların görev ve yetkilerini düzenleyen 11. maddesinin 8. bendinde “Şube açma veya bu konuda yönetim kuruluna yetki verme, şubeleri birleştirme veya kapatma” konularında genel kurulun yetkili olduğunun hükme bağlanmış olması karşısında, genel kurul veya bu konuda yetki verdiği genel yönetim kurulu şube açma yetkisine sahiptir. O halde genel yönetim kurulu, genel kurulca verilen yetkiye dayanarak şube açabilecektir. Somut olayda sendika genel kurulu tarafından olağan genel kurulda, genel yönetim kuruluna “ Şubeler Açmak ” konusunda yetki ve görev verilmiştir. Genel Yönetim Kurulu da bu yetkiye dayanarak “......

        ün de sayıya dahil edilerek 14 ortaktan 12 sinin katılımı ile genel kurulun açıldığı şeklinde tutanak tutulduğunu, oysa ortak sayısının 13 olduğunu, 2015 yılında yapılan genel kurulda yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine ..., ...., ...., ...., .... ve .... seçildiğini, bu nedenle 6 üyenin yönetim kurulu ibrasında oy kullanamayacağını, yönetim kurulunun ibrasında kullanılması gereken oy sayısının 13-6=5 olması gerekirken 8 oyun kullanılmış olmasının ibra işleminin batıl olduğunu gösterdiğini, kaldı ki .... ve ....'in yönetim kurulu üyeleri olan .... ve .... tarafından temsil edildiklerini, .... adına oy kullanan ....'nun kendi ibrasında hukuku dolanarak oy kullandığını, yönetim kurulu üyesi olan ....'in de başka bir yönetim kurulu üyesi olan .... tarafından temsil edildiğini, ....'nun ibrasında oy kullandığını, bu durumun kararların butlanla malul olduğunun en açık delili olduğunu, ....'...

          nun 24.12.2013 tarihi itibariyle yönetim kuruluna hiç katılmadığı, böyle bir kararın alınmasından da haberdar olmadığı, yönetim kurulu kararında ... adına atfen atılan imzaların bu şahsa ait olmadığı, taklit edilerek atıldığı, yönetim kurulu kararının Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirimine dair aynı tarihli iki adet yazı altındaki imzanın dahi davacı ...'ya ait olmadığı, somut olayda TTK'nın 391. maddesinde tahdidi olarak sayılan batıl olma koşullarının da ötesinde, yönetim kurulu kararı altındaki imzanın sahte olması sebebiyle yönetim kurulu kararının başlangıçtan beri hiç doğmadığı ve batıl olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile 24.12.2013 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

            DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın, davalı şirketin 25/10/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 nolu faalmeyit raporunun okunması, 3 nolu bilanço ve kar zarar hesaplarının görüşülmesi, 4 nolu yönetim kurulu üyelerinin ibrası, 5 nolu kar payı dağıtılmamasına yönelik karar ve 7 nolu TTK'nın 395 ve 396. Maddelerine göre şirket yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine iliştir genel kurul kararlarının batıl olduğu tespiti, bu talep kabul edilmediği takdirde iptali istemine ilişkin olduğu anlaşıldı. Alınan bilirkişi raporundan, şirketin bağımsız denetimden geçtiği, şirketin fiili durumu ve finansal yapısının kayıtlara doğru yansıtıldığı anlaşılmıştır. İncelenen genel kurul toplantı tutanakları ve yazılı talepler ile cevaplarından, şirket genel kurulunda yeterince bilgi verildiği, bu konuda ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/......

              nın toplantıya katılmadığı, adına başka birisinin imza attığı ve dava konusu yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu ve bu hususun tarafların kabulünde bulunduğu, uyuşmazlığın dava açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığında toplandığı, davalı her ne kadar dava açılmadan önce, davacıya gönderdikleri ihtarname ile davaya konu yönetim kurulu kararında yanlışlıkla davacı ... yerine imza atıldığı, bu yanlışlığın fark edildiği ve söz konusu yönetim kurulu kararınca bir işlem yapılmadığı belirtilmiş ise de, yönetim kurulunun toplanarak bu kararın yok hükmünde olduğuna veya geri alındığına dair bir karar verip vermediği iddia ve ispat edilememiş olduğu ve TTK 391 maddesinde yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitinin mahkemeden istenebileceğinin düzenlendiği, buna göre kararın yok hükmünde olduğunun tespitinde davacıların hukuki yararı bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur....

                Bu durumda mahkemece, davalı anasözleşmesi ve ticaret sicil kayıtları getirtilerek, davalı yönetim kurulu üye sayısı, toplantı ve karar nisabının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacının ihracına ilişkin karar altında imzaları olan davalı yönetim kurulu üyelerinden Zeki Çoban ve Şenol Doğan'ın imzalarının sahte olup olmadığının Adli Tıp Kurumu aracılığı ile tespiti, bu belirleme ve tespit sonrasında, anılan yönetim kurulu üyelerinin imzalarının sahte olması ve davalı yönetim kurulu üye sayısı 5 olup karar yeter sayısının yukarıda belirtildiği gibi yarıdan bir fazlası olması halinde, davacının ihracına ilişkin karar batıl olacağından davanın kabulüne karar verilebileceği nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                  Bu durumda mahkemece, davalı anasözleşmesi ve ticaret sicil kayıtları getirtilerek, davalı yönetim kurulu üye sayısı, toplantı ve karar nisabının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacının ihracına ilişkin karar altında imzaları olan davalı yönetim kurulu üyelerinden ...'ın imzalarının sahte olup olmadığının Adli Tıp Kurumu aracılığı ile tespiti, bu belirleme ve tespit sonrasında, anılan yönetim kurulu üyelerinin imzalarının sahte olması ve davalı yönetim kurulu üye sayısı 5 olup karar yeter sayısının yukarıda belirtildiği gibi yarıdan bir fazlası olması halinde, davacının ihracına ilişkin karar batıl olacağından davanın kabulüne karar verilebileceği nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu