Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu         2020/352 E.  ,  2021/881 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki “Genel Kurul Kararlarının Yokluğunun Tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: Dava, davalı şirketin 23.10.1995 tarihinden itibaren alınmış tüm genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti istemine ilişkin olup, Mahkemece verilen direnme kararı davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

    Sayılı dosyası üzerinden anılan yönetim kurulu kararının yokluğunun ve hükümsüzlüğünün tespit konulu bir davanın ikame edildiği, Sayın Mahkemeden dava konusu genel kurul kararının tedbiren yürütmesinin durdurulması akabinde işbu davanın ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E....

      nin hisse ortağı olduğunu, 07/06/2021 tarihinde yönetim kurulu tarafından 26/06/2021 tarihinde olağan genel kurul toplantısı için çağrı yapıldığını ve 07/07/2021 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yapıldığını, ancak genel kurul toplantısı ve işbu genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, genel kurul toplantısı ile işbu genel kurulda alınan kararların yokluğunun tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulü ile ... San ve Tic. A.Ş.'nin 07/07/2021 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan genel kurul kararlarının yokluğunun tespitini, İzmir ili, Selçuk ilçesi, ... Mahallesi, .. Mevkii, ... ada, .. parselde bulunan taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı uygulanmasını talep etmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davalı kooperatifin 23.06.2019 tarihli genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan kararların geçersizliğinin (yokluğunun) tespiti ile 12.898,95 TL genel gider nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....

          Buna göre Tespit davası yolu ile mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti istenebilir. Maddi vakıalar, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar. Diğer yandan kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yarar bulunmalıdır. Eldeki davada davacı, şirketin rayiç değerinin tespitini istemektedir. Talep gözetildiğinde tespit davasını düzenleyen HMK 106. maddesinde belirtilen "bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti" hallerinin söz konusu olmadığı, davacının talebinin maddi vakıalara ilişkin bulunduğu sonucuna varılmıştır. Diğer yandan davacının talebinin delil tespiti talebi olarak kabul edilmesi halinde bile HMK 400. maddesi dikkate alındığında hukuki yarar şartının gerçekleşmediği görülmektedir....

            Dosya kapsamından; dava konusu hükümsüzlüğünün tespiti istenen T5 Kardemir Döküm Makina Sanayi ve Tic. AŞ'nin hisse senedi alım satımı konusunda alınan 18.03.2011 tarihli yönetim kurulu karar örneğine göre yönetim kurulu başkanı Kamil Güleç, başkan vekili Mutullah Yolbulan ve yönetim kurulu üyesi Muharrem Bostancı'nın katılımıyla oluşan üç kişilik yönetim kurulu tarafından ana sözleşmenin 3/5 maddesi gereğince hisse senedi alınıp satılmasına ve bununla ilgili olarak Garanti Yatırım Menkul Değerler AŞ de işlem yapmaya yönetim kurulu üyesi ve ortağı Kamil Güleç'in yetkili kılınması hususunda karar alındığı, bu karar gereği yetkili kılınan Kamil Güleç tarafından Kardemir (B) grubu 13.984.690 adet hissenin T3 virman edilmesi hususunda Garanti Yatırım Menkul Kıymetler AŞ'ye 24.07.2017 tarihinde virman talimatı verildiği, Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin davacısının Mahir Sevinç davalısının T1 Ve Tic....

              DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kooperatif genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulunca verilen muvafakatnameye istinaden zemin katta mesken olarak gözüken yerlere tadilat ruhsatı alınarak ve muvafakat verilerek işyeri haline getirildiğini, yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunu, ayrıca genel kurul kararı olsa dahi alınan kararın diğer ortaklar aleyhine olduğunu ileri sürerek yönetim kurulu kararı ile yapılan işlem batıl olup yokluğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatife ait olmayan yapılmış ve tapusu devredilmiş dairelerin iş yerine çevrilmesi hususunda muvafakatname verildiğini, kooperatifi ilgilendiren dairelerle ilgili olmadığını, ilgili dairelerin iş yerine çevrilmesinin 2005 yılında olduğunu, on yılı aşkın süredir işyeri olarak kullanılan taşınmazlara ilişkin dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. III....

                Dava, TTK 553 vd.gereğince açılan yönetim kurulu üyelerine karşı açılan tazminat davası ile TTK’nun 391.maddesi gereğince açılan yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davası olup, uyuşmazlığın 17/07/2019 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olup olmadığı, davalıların husumet itirazlarının değerlendirilmesi, davanın belirsiz dava olarak açılıp açılamayacağı, yönetim kurulu üyelerinden bir kısmının davalı olarak gösterilmesinin davanın husumet yönünden reddinin gerektirip gerektirmediği, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davanın yasal süresinde açılıp açılmadığı, zararın mevcut olup olmadığı mevcut ise zarardan davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, zarar miktarı ve davalılardan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

                  a devredileceğinin hüküm altına alındığı, hakem kararına yönelik iptal davası açılmadığı, bilahare davalı şirketin davacının da hazır bulunup başkanlık ettiği 24/06/2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacı hisselerinin dava dışı ...'a satışına ilişkin karar alındığı ve yeni ortaklık yapısının davacı olmadan oluştuğuna dair yönetim kurulu kararı alındığı, ancak hamiline yazılı şirket hisselerinin dava dışı ortağa fiilen zilyetliğinin teslim edilmediği, davacının hakem kararının ve yönetim kurulu kararının kendisine yüklediği hisse senetlerinin teslimi borcunu yerine getirmeyerek iyi niyetli davranmadığı, bilahare bu işlemlerden 9 yıl sonra genel kurul kararlarının yokluğuna ilişkin eldeki davayı açmış olmasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı anlaşıldığından usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                    İstinaf süresi geçtikten sonra verilen ikinci istinaf dilekçesi üzerinden de istinaf incelemesi yapılması doğru olmadığından esasa girilmeden BAM Hukuk Dairesince verilen kararının bozulması gerekirken onanması doğru olmadığı gibi; Şirket Ana Sözleşmesinde ve TTK’da anonim şirket yönetim kurulu toplantıları için çağrı şekli öngörülmemiş olmasına (Dairemizin 06.06. 2017 gün ve 2016-5382/3443 sayılı Kararı) ve YK Kararının geçerliliğinin veya yokluğunun tespiti için açılmış bir davada bulunmamasına göre, fiziki toplanılarak oy çokluğuyla alınan Yönetim Kurulu kararının yok hükmünde olduğu ve dolayısıyla bu karara istinaden toplanan Anonim Şirket Genel Kurulunda alınan kararlarında yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davalı ... işleminin hukuka uygun olduğu nedeniyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi de doğru olmadığından Kararın bozulması gerektiği görüşünde olmam nedeniyle onama yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım...

                      UYAP Entegrasyonu