şeklinde oluşturulduğunu, karar metninde, davacının yönetim kurulu başkanlığı görevinin sona erdiği hususunun yazılı bulunduğunu, davacının sahibi olmadığı yönetim kurulu Başkanlığı görevinin sona erdirilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının da hüküm ve sonuç doğurması ve geçerli olarak kabulüne olanak bulunmadığını, bu nedenle yönetim kurulu kararının esasen olmayan bir yetkiyi sona erdirmiş şekilde alınmış olması sebebiyle de batıl olduğunu beyanla davanın kabulüne, davalı şirket yönetim kurulu tarafından alınan; 16/10/2020 tarihli ve 12 sayılı kararın batıl olduğunun tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı yan, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile birlikte protokolün yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiş ise de, bu talep yönünden de husumetin protokolün tarafına yöneltilmesi gerektiği halde şirket yönetim kurulu üyelerine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talebinde bulunan vekili istinaf dilekçesinde özetle; toplantıda alınan ibra kararının hatalı olduğunu, pay sahibinin kendisi adına oy kullanarak kendini ibra ettiğini, yönetim kuruluna seçilen ...'nin yönetim kurulu üyesi olamayacağına dair haklı gerekçelerinin göz ardı edildiğini, toplantıda kar payı dağıtılmamasına rağmen yönetim kuruluna yeni seçilen üyelere 200.000-tl gibi fahiş huzur hakkı ödemeleri yapılarak adeta örtülü kazanç transferi yapıldığını, mevcut durumda bu ödemeler sebebiyle şirket durmadan borçlandığını, tedbiren bu toplantıda alınan kararların durdurulmaması halinde şirket kasasındaki nakit, yönetim kurulu üyelerine ödenecek, sonrasında ise bu ücretlerin tahsili mümkün olmayacağını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının;davacının, davalı şirketin 15/04/2022 tarih ve 2022/5 sayılı Yönetim Kurulu Kararının Geçersiz (Batıl) olduğunun tespiti ile iptali isteminin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir. Dava, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davasıdır. Eldeki davanın 6102 sayılı TTK nın 391 maddesi kapsamında yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davası olduğu, yapılan işlemlerin yönetim kurulu işlemi oldukları, anılan hükme göre; pay sahiplerinin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitini mahkemeden isteyebilecekleri, davalıların ...A.Ş..'nin Yönetim Kurulu üyesi oldukları, yönetim kurulu kararlarının batıl olduklarının tespiti davasında ise husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, işlemi gerçekleştiren yönetim kurulu üyelerinin bu dava yönünden pasif husumetlerinin bulunmadığı açıktır. Davada sıfat yani husumet, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki hak ilişkisine dayalı bağdır....
ve genel kurul kararlarının incelenmesinde 25/05/2022 tarihine kadar davalı şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin Füsun Çolak ve Berfin Çolak Ersanlı olduğu, Füsun Çolak'ın 1 yıl için Yönetim Kurulu Başkanı, Berfin Çolak Ersanlı'nın 1 yıl için yönetim kurulu başkan vekili olarak seçildiği, bu nedenle davalı şirketlerde yönetim boşluğu oluşmadığı gerekçeleriyle davacı tarafın davalı şirketlere yönetim kayyımı atanması talebinin ve icranın geri bırakılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kooperatif yönetim kurulu ihraç kararının mutlak butlanla batıl olduğunun ve kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16 ncı maddesi, Ana Sözleşmenin 14 ncü maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ncı ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16 ncı maddesi 3 üncü fıkrası (aynı yönde kooperatif ana sözleşmesinin 14 üncü maddesi 2 nci fıkrası) gereğince çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmıştır. Dava açmaya ilişkin bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ancak sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur....
aykırı toplanan 17.10.2007 tarihli genel kurulun ve aldığı kararların yokluğunun tespit edilmesine, bu genel kurulda alınan sermaye artırım kararının iptaline ve dava dilekçesinde belirtilen usulsüz hisse devirlerini onaylayan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile yapılan satışların pay defterinden silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi gereği diğer organların görevine giren hususlarda ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararların batıl olduğunu, söz konusu geminin satış işlemi genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğunu, yönetim kurulu kararı ile yapılan bu satışın butlanla malul olduğunu, yok hükmünde olduğunu, ----- Asliye Ticaret mahkemesinin -------Sayılı dosyasında geminin satışına ilişkin yönetim kurulu kararının butlan ile malul olduğunun tespiti istemi ile dava açtıklarını, iş bu davada da butlanla malul olan yönetim kurulu kararına dayanılarak yapılan satışın iptalini istediklerini, her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğunu belirtmiş dosyaların birleştirilmesini talep etmiştir....
in davalı şirketin gayri menkullerini satmaya başladığını, genel kuruldan yetki almadığını belirterek davalı şirketin gayri menkullerine acilen tedbir konulmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; dava konusu olmayan konularda ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ihtiyati tedbir için yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı istinaf dilekçesinde özetle; yaklaşık ispatın dava konusuna ilişkin ihtiyati tedbir şartlarının sağlandığını, dava dilekçesinde iptali istenen kararlara ilişkin itirazlarına rağmen alınan kararların ...'in tedbir talebinde açıklanan eylemleriyle bağlantısının görüleceğini, ...'...
GEREKÇE :Dava, davalı şirkete ait taşınmaz satışının dayanağı olan yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı taraf, davalı müflis şirketin faaliyet konusu değiştirilmediğinden TTK'nun 529. Maddesi gereğince şirketin tasfiye sürecine girdiğini, bu şirketin en önemli ve tek malvarlığı olan davaya konu taşınmazın 1/4 hissesinin 06/09/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda herhangi bir karar alınmadan ve şirketle işlem yasağına aykırı davranılarak 20/09/2018 tarihinde satıldığını belirterek bu işlemin batıl olduğunun tespiti istemiştir. Gerçekten de, Ticaret Sicil Gazetesi ve şirketin ana sözleşmesi incelendiğinde, satışa konu taşınmazın şirketin tek malvarlığı olduğu açıkça görülmektedir....