Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hususta bilimsel öğretide ARSLANLI, MOROĞLU ve DOMANİÇ birbirine yakın görüş ve haklı gerekçeler ortaya koyarak, emredici hükümler arasında ikili bir ayrım yapmakta; üçüncü kişileri ve ortaklık alacaklılarını korumaya yönelik (mutlak) emredici hükümlere aykırılığın yokluk veya butlana (EBK. 19-20), bunlar dışında kalan ve ortakları korumaya yönelik (nisbi) emredici hükümlere aykırılığın iptal davasına tabi olduğunu savunmakta idiler. Bu görüş uyarınca, hangi hükümlerin nisbi emredici nitelikte olduğu hükmün sözünden anlaşılamadığı takdirde, hakim tarafından yorum yoluyla saptanacaktır. Bu açıdan özellikle, kararın oluşmasına dair kurucu/şekli (mutlak emredici) hükümler dışında kalan ve kararın oluşmasıyla ilgili olan tüm hükümler nisbi emredicidir (bkz. O. İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, İstanbul, 1989, s. 158-159, MOROĞLU, s. 196-198; H. ARSLANLI, Anonim Şirketler, II-III, İstanbul 1960, s. 68; H. DOMANİÇ, Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK....

    Genel kurulda alınan kararlardan bazıları nisbi butlan, bazıları ise mutlak butlan olarak değerlendirilmektedir. Nisbi butlanla alınan kararlar, iptal edilinceye kadar hüküm ifade ettiği halde, mutlak butlan durumunda olan kararlar hiç alınmamış hükmündedir. Bu nedenle yok sayılan kararlar için iptal davası yerine yokluğun tespiti davası açılması daha uygun düşmektedir. Yasanın emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı kararlar ile konusu olanaksız olan genel kurul kararları, geçersiz kararlardır. Bu kararlar için bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılma zorunluluğu yoktur. Bu kararların diğer bir özelliği de iptal davası açabilmek için kooperatif ortağı olma koşulunun aranmamasıdır. Ayrıca bu tip kararların iptali için dava açmanın ön koşulu olan genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırma koşulu aranmamaktadır..." belirtmiştir....

      Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; genel kurulda alınan kararların butlan ile malül olmadığı, ancak iptali kabil olduğu, davacılar vekilinin ise butlan talebinde bulunduğu talepten fazlasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekilince genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğu talep edilmiştir. "Çoğun içerisinde az da vardır" kuralına göre, dava konusu edilen kararların kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı yani iptalinin gerekip gerekmediği hususları değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde nispi butlan sebebi ile evliliğin iptaline (TMK m. 149-150) karar verilmesini talep etmiş, 13.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası (TMK m. 166/1) olarak ıslah etmiştir. Davacı vekili, 24.03.2015 tarihli celsede ıslahtan vazgeçtiklerini, evliliğin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ıslahtan vazgeçilmiş olduğu gerekçesi ile davanın nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davası olduğu kabul edilerek davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 13.11.2014 tarihli celsedeki beyanı, davanın hukuki sebebinin ıslahı niteliğindedir. Bir davada ıslah yoluna ancak bir kez başvurulabilir. Bu sebeple bu celsedeki beyan artık hukuki sonuç doğurmaz....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "Dava; TMK 149/2 maddesine göre açılmış nisbi butlan nedeni ile evliliğin iptali davasıdır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacının iddia ettiği gardropta gördüğü mermilerden ve çeyiz sermede olan olaydan sonra nikah yapıldığı, düğün günü olan olaylarda ise TMK 149/2 maddesinde eşinde bulunmaması, onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmenin objektif ve subjektif koşullarının gerçekleşmediği kabul edildiğinden davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. TMK 160 maddesi gereği butlan davalarında yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümlerin uygulanacağı, TMK 169 maddesi gereği boşanma davası açıldığında dava süresince gerekli olan eşlerin geçimine ilişkin geçici önlemler resen alınacağından tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak davacı için tedbir nafakasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."...

          Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/158 esas sayılı dosyası ile davacılar tarafından şirketin feshi istemiyle açılan davada, davacıların mahkemeye ilettikleri talepleri doğrultusunda şirketin feshine değil, davacı ortakların ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, davacıların aktif dava ehliyeti kalmamış olmasına rağmen, butlan halinin kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle davacıların diğer davalı ... Plastik San. Tic. Ltd. Şti.'ne yönelik davasının kabulü ile 25.12.2013 tarihli 2013/02 sayılı sermaye artırımına ilişkin kararın yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karara karşı davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. Mutlak butlan davasının sonucu beklenmeksizin, boşanma davasının esasının incelenmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı-karşı davacı kadının terditli açılan davasında harcın tamamlanması halinde mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının sonucu beklenildikten sonra, karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. " gerekçesiyle Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce, HMK' nun 373.maddesi uyarınca duruşma açılarak tarafların beyanları alınmış, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili 17.04.2022 tarihinde 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç yatırmıştır....

            ın hali hazırda yatalak vaziyette hasta olduğunu, davalıların evlilik tarihi olan 13.01.2014 tarihinde müvekkilinin ablası Hatice Nuran'ın 83 yaşında ve demans hastası olması nedeniyle ayırt etme gücünden yoksun bulunduğunu, evlenme ehliyeti olmadığını, ayırt etme gücünden yoksun bulunanların evlenemeyeceklerini, her nasılsa gerçekleşmiş olan evliliğin de mutlak butlan sebebiyle iptal edilmesi gerektiğini, davalılardan ...'nin evlenmeden çok kısa bir süre sonra, 09.12.2014 tarihinde eşi Hatice Nuran Erikçi'nin kısıtlanması ve vasi olarak tayin edilmesi amacıyla Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/3541 Esas sayılı dosyasında açtığı dava sonucu ...'nin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 405 ... maddesi gereğince kısıtlanarak eşi ...'...

              Ne var ki, kooperatif genel kurul kararlarının ortaklara ayrıca tebliği gerekmemekte olup, genel kurulu izleyen bir ay içinde iptal davası açılmadığı ve açılıpta dava reddedilerek iptal edilmediği ya da mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmediği sürece tüm ortakları bağlayacağından bir ayın sonunda, şeklen varlık kazanmış olan kararların varlığını bilmeleri gereken ortakların, kararların sonradan her zaman, mutlak butlan ile malûl olduğunu ileri sürelebileceğinin kabulü de kooperatiflerin işleyişini zora sokabileceğinden ve güven ilkesini zedeleyebileceğinden doğru görülemez. Süre bakımından sınır, TMK'nın 2. maddesinde belirtilen iyiniyet kuralları ile çizilmelidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin Butlanı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava evlenmenin mutlak butlan nedeniyle iptaline ilişkin olup, Cumhuriyet Savcılığınca açılmıştır(TMK.md. 146). Taraf teşkili kamu düzenindendir. Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça öngörülen hallerde hukuk davası açar veya açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır (HMK md. 70/1). Cumhuriyet Savcısının duruşmalara katılmadığı anlaşılmaktadır. Kamu adına mutlak butlan davasını açan ve evliliğin iptalini isteyen Cumhuriyet savcısına usulünce tebligat yapılıp duruşmaya katılımı sağlamadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu