Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davacının talebinin davalıların kusuru nedeniyle araçta meydana gelen zararın tazmini talebi olduğu, davacı tarafından dosyaya gerçek hasar miktarı ve zararın tespiti için delil ibraz edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; araçta oluştuğu belirtilen maddi zararın tahsili istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunun 50. maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. 51 .maddesinde; - Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki çekişmesiz kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle temerrüt faizi alacağı ile uğranılan zararın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, çekişmesiz kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle temerrüt faizi alacağı ile uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/05/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; sulh nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 29/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından karar ve ilam harcına yönelik olarak temyiz edilmiştir....
Y.. aleyhine 29/11/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımından reddine dair verilen 13/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem zamanaşımı nedeni ile reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ile anlaşmalı şekilde boşandıklarını, davalının kendisine tokat atarak darp etmesinden dolayı mahkum edildiğini bildirerek bu nedenle uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, usul ve esas yönden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Bilirkişi keşif sonrası sunduğu raporunda: keşifte kendisi tarafından yapılan kontrolde tesisatta herhangi bir kaçak/usulsüz kullanım "harici hat" olmadığının tespit edildiğini, fakat önemli ve geçerli olanın DEDAŞ 'ın kaçak kullanımla ilgili o anda çekilmiş video, fotoğraf vb. nitelikteki materyalların dosyada olması ve bunun tarafınca incelenmesi gerektiğini, kaçak kullanımla ilgili o anda çekilmiş video, fotoğraf vb nitelikteki materyal bulunması durumunda, ilgili görüntülerin tarafınca incelenip gerektiği takdirde ek rapor düzenlenebileceği, kaçak tespitine uygun video fotoğraf vb nitelikteki materyalin olması ve güç tespitinin 5,01 olması durumunda, abonenin geçmiş tüketimlerine bakıldığı zaman ihtilaflı bir süre olmadığı için kullanım süresinin kaçak tespitinden önceki işlem günü olan 13.03.2019 tarihi ile kaçak tespiti 14.03.2019 arasındaki 1 günlük süre olacağı ve bununda 42,97 TL olduğu, tüketimde ihtilaflı dönem olmadığı için ek tahakkuk yapılmasına gerek olmadığı tespit edilmiştir...
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın fotoğraf çekimi nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, davacıların desteğinin terör örgütünce gerçekleştirilen canlı bombanın patlaması sonucu ölmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın genel güvenliği ve can güvenliğini sağlamakla görevli İçişleri Bakanlığından tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu zararlı sonucun, davalı idarenin önlemekle yükümlü olduğu terör örgütü eylemi sırasında patlatılan bomba sonucu desteğin ölmesi biçiminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Kamu hizmeti kapsamında can güvenliğini korumak ve bu konuda her türlü tedbiri almak hazırlıkları yapmak davalı idarenin görevi olup, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının brüt ve net ücretinin davacı tarafından bilinmesi sebebiyle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının 14.05.2012- 11- 09.2018 yılları arasındaki işçi alacaklarının tahsili amacıyla 17.10.2018 tarihinde bu davayı açması nedeniyle söz konusu ihbar ve kıdem tazminatı kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davalı şirket genel müdürünün cep telefonuna, şirket içinde çekilmiş olan video görüntüleri ve davacının telefonu ile yaptığı bazı mesaj fotoğraflarının gönderildiğini, söz konusu video görüntülerinin davacının kendi cep telefonu ile çektiği suçlaması ve konu ile ilgili Samet isimli işçi ile birbirlerine çektikleri mesajlar hakkında davcıdan savunma alındığını ve akabinde iş sözleşmesinin haklı nedenle davalı tarafından feshedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dosya kapsamındaki belgelerden davalının davacıya ait düğün salonlarında paket dahilinde fotoğraf ve video çekimi yaptığı, bu işlerin yapılmış olan sözleşmelere dayalı yapıldığı, sözleşmeye göre davalının düğün sahiplerinden 400 TL para alması gerekirken 600 TL veya 650 TL tahsil ettiği, şikayetler üzerine davacı tarafından düğün başına fazla tahsil edilmiş olan paraları tutanak ile ve şahit huzurunda ödediğinin anlaşıldığını, sonuç olarak, taraflarca tutulması gereken ticari defter ve kayıtların eksiksiz olarak usule uygun tutulduğu, defterlerin açılış ve kapanış tasdikini ihtiva ettiği, kayıtlara esas teşkil eden dayanak belgelerin mevcut olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan alacağının 80700 TL alacaklı olarak göründüğ, davacı talebinin 72000 TL olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya borçlu görünmediği, davacı ticari defterleri ve dosya içindeki tutanaklara göre davacının 72000 TL alacaklı olduğu kanaatindeyim " şeklinde mütalaada bulunmuştur....
D.. vd aleyhine 03/03/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 20/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle uğranılan manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ve davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılar ile arasında Ankara 21.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan davaya, davalılar tarafından sunulan dilekçede belirtilen ifadeler nedeni ile kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....