Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç uydurma HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına Gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen  TCK.nın 57/1. maddesi uyarınca fiilleri işlediği sırada akıl hastası olan sanık hakkında koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurullarında koruma ve tedavi altına alınması kararı   usul ve yasaya uygun bulunduğundan,   sanık müdafinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 23.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına Gereği görüşülüp düşünüldü: Bozmaya uyularak, mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen  TCK.nın 57/1. maddesi uyarınca fiilleri işlediği sırada akıl hastası olan sanık hakkında koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurullarında koruma ve tedavi altına alınması kararı   usul ve yasaya uygun bulunduğundan,  sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 13.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret, kasten yaralama, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen  TCK.nın 57/1. maddesi uyarınca fiilleri işlediği sırada akıl hastası olan sanık hakkında koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurullarında koruma ve tedavi altına alınması kararı   usul ve yasaya uygun bulunduğundan,   sanık müdafiinin, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İhtisas Dairelerinden verilen raporlarla ayniyet kabul edilemeyeceğinden, sanık hakkında Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönünde bozma öneren düşünce benimsenmemiştir. 3-) Katılan ... vekilinin temyizi üzerine sanık hakkında öldürme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Müsnet suçu işlediği kanıtlarla sübuta eren sanık ...’ın suç tarihinde ceza ehliyeti bulunmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesinin 25.06.2010 tarih ve 569 sayılı raporu ile 4.İhtisas Kurulunun 26.07.2010 tarih ve 2621 sayılı raporları göz önünde bulundurularak sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 32 ve 57.maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına dair mahkeme kararı yasaya uygun olduğundan katılan ......

          Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli ve 2009/212-334 sayılı ek kararına vaki itirazın reddine ilişkin İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarihli ve 2016/494 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre, hükümlü hakkındaki 31.03.2010 tarihli sağlık kurulu raporuna istinaden 5 yıl süre ile 3’er aylık aralıklarla kontrolünün sağlanması için en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmesine ilişkin tedbir süresinin dolduğu ve alınan en son 21.12.2015 tarihli sağlık kurulu raporunda hükümlünün sosyal şifa halinde bulunduğunun tespit edildiği, 5237 sayılı Kanunun 57. maddesinde yeralan "(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vesayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, ...'in kısıtlanmasına ve annesinin velayeti altında bırakılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... dava dilekçesinde şizofreni tanısı ile tedavi olan kızı ...'in kısıtlanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, TMK 405.madde kapsamında akıl sağlığı yönünden ...'in kısıtlanmasına ve annesi ...'ın velayeti altına konulmasına dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi kapsamında kalan, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir....

              Mevkii Dış Kapı:51 İç Kapı:3 .../...'' olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. 4721 sayılı TMK'da kayyımlık; temsil kayyımlığı (TMK m. 426), yönetim kayyımlığı (TMK m. 427) ve isteğe bağlı kayyımlık (TMK m. 428) olmak üzere üç türde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin hukuki sonuçları birbirinden farklı olup, aynı Kanun'un 403. maddesine göre kayyımın, belirli işleri görmek ya da mal varlığını yönetmek için atanacağı hüküm altına alınmıştır. Temsil kayyımlığı TMK'nın 426. maddesinde; "Vesayet makamı, ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar.” şeklinde düzenlenmiştir....

                No:37, İç Kapı No:2 Merkez/..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 4721 sayılı TMK'da kayyımlık; temsil kayyımlığı (TMK m. 426), yönetim kayyımlığı (TMK m. 427) ve isteğe bağlı kayyımlık (TMK m. 428) olmak üzere üç türde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin hukuki sonuçları birbirinden farklı olup, aynı Kanun'un 403. maddesine göre kayyımın, belirli işleri görmek ya da mal varlığını yönetmek için atanacağı hüküm altına alınmıştır. Temsil kayyımlığı TMK'nın 426. maddesinde; "Vesayet makamı, ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar.” şeklinde düzenlenmiştir....

                  KARŞI OY 6102 sayılı TTK 393/1 maddesinde "Yönetim kurulu üyesinin, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dahil üçüncü dereceye kadar kan ve kayin hısımlarından birinin, kişisel ve şirket dışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere katılamayacağı" düzenlenmiş. 6100 sayılı HMK 308/2 maddesinde "davayı kabulün, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğuracağı " vaz edilmiş, 4721 sayılı TMK 426/1 maddesinde de "ergin bir kişinin hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse" vesayet makamının temsil kayuma atayacağı öngörülmüştür....

                    Ancak; TCK'nın 57/1. maddesine göre fiili işlediği sırada akıl hastası olduğu anlaşılan sanık hakkında koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilirken, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda “toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi” halinde mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılacağı gözetilmeden sadece “toplum açısından tehlikeliliği ortadan kalkıncaya kadar yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınması" şeklinde uygulama yapılması, Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca, hükmün 2. paragrafının “5237 sayılı TCK'nın 57/1-2. maddeleri uyarınca sanık hakkında toplum açısından tehlikeliliğinin...

                      UYAP Entegrasyonu