Kişisel ilişki düzenlenirken çocukların yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Davacı baba dava dilekçesi ile aynı zamanda müşterek çocuklar ile baba arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini de talep etmiş ancak, ilk derece mahkemesince davacının bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş, nitekim davacı baba vekili de istinaf başvurusunda ilk derece mahkemesince baba ile çocuklar arasında tedbiren kişisel ilişki kurulması talepleri hakkında bir hüküm tesis edilmemesinin hatalı olduğundan bahisle istinaf itirazında bulunmuştur....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu talebin reddi doğru görülmemiştir. 4- Velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan ortak çocuk 01.07.2012 doğumlu Aybüke ile davacı-karşı davalı baba arasında her ayın ilk ve son haftası yatılı kişisel ilişki kurulmaması, okulların yarıyıl tatilinde kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, dini bayramlar ve her yıl Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş tarihlerinin ve saatlerinin gösterilmemesi infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Ayrıca her yıl Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında birer hafta kişisel ilişki düzenlenmesi de annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 30.01.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlar, ortak çocukları 20.08.2008 doğumlu ....'ın velayeti anneye verilmiş baba ile ortak çocuk arasında aynı veya ayrı şehirde bulunmaları durumuna göre kişisel ilişki düzenlenmiştir. Bu davada davacı, ortak çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiş mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Boşanma hükmü ile kurulan kişisel ilişkinin yeterli olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı baba ...., davalı anne ile ortak çocuk ise....yaşamaktadırlar....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Velayeti anneye verilen ortak çocuk Eyüp Ensar ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersiz olup babalık duygularını tatmine elverişli değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını “isteme hakkı” diğer kişilere, özellikle hısımlara da tanınabilir. (TMK.m.325) Müşterek çocuk ....,’nın büyükbaba ve büyükannesi tarafından kişisel ilişki kurulması yönünde herhangi bir davaları bulunmadığı halde çocuk ile büyükbaba ve büyükannesi arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik düzenleme yapılması doğru değildir. Diğer yandan; çocukla, baba arasında “iki haftada bir Cumartesi günleri” şeklindeki kişisel ilişki düzenlemesi de, hangi Cumartesi günleri olduğu belirtilmediğinden dolayı infazda duraksama yaratacak niteliktedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, velayetine bırakılan çocukla davalı (baba) arasında boşanma kararıyla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiş, mahkemece; "derdestlik sebebiyle davanın usulden reddine" karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Mahkeme "boşanma kararındaki kişisel ilişkiye dair düzenlemeyi" derdestliğe esas almıştır. Büyükçekmece 4....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm,davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının boşanma davasının kabulü ile kusur belirlemesi; velayet kişisel ilişki nafakalar ve tazminat talebinin reddi ve ıslah talebi hakkında karar verilmemesi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.05.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; davacı-karşı davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönünden, davacı-karşı davalı erkek tarafından ise; davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminat talepleri, davalı-karşı davacı kadın yararına verilen nafakalar, velayet, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Müşterek çocuk ............, eğitim çağında olup, ayda iki defa kurulan...