Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Günü saat 18:00'e kadar çocuk baba yanında kalacak şekilde ŞAHSİ İLİŞKİ TESİSİNE, süre bitiminde çocuğun anneye teslimine, c)TMK.'...

Dava, velayetin kaldırılması kararından sonra küçüğe atanan vasiye karşı TMK'nın 351/2.madde kapsamında açılan velayetin geri verilmesi davasıdır. TMK'nın 351/2.madde kapsamında '' velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalmış ise hakim re'sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velayeti geri verir. '' Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6....

sarsıldığını, tarafların boşanmalarına-velayetin müvekkiline verilmesine karar verilmesini"talep ve dava etmiştir....

Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin karardan önce psikolog, pedagog ve ya sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlar tarafından her iki tarafın yaşadığı ortamda ayrı ayrı inceleme yapılması, taraflarla ve çocukla görüşmek suretiyle velayet ve şahsi ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği, şahsi ilişkinin süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması gerekli iken bu hususta rapor alınmadan karar verildiği görülmüştür. İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için tarafların tüm talepleri hakkında delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun toplanmış delillerin dosyada bulunması zorunludur. Kabule göre de; hafta sonları için düzenlenen kişisel ilişkinin neden yatısız olarak düzenlendiği de açıklanmaksızın yatısız kişisel ilişki düzenlenmesi doğru bulunmamıştır....

Kaldı ki dava dosyası içinde alınan uzman raporunda kişisel ilişki konusunda bir görüş alınmış olmadığına göre mahkeme tarafından yapılacak iş dava konusu küçüğün annesiyle kişisel ilişki kurması ve süresi konusunda görüşü alınarak deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma kararı ile velayetleri davalıya bırakılan müşterek çocuklarla, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen davalı arasında kişisel ilişki tesis edilmiş, karar 10.06.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Temyize konu işbu dava ise 12.01.2015 tarihinde açılmıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kişisel ilişki düzenlemesinde geçen tek sayı ifadesi ile tek sayı ile biten yılların kastedildiğinin anlaşılmasına göre davalı babanın aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece 2001 doğumlu ve 2008 doğumlu müşterek çocuklar ... ve ...'nın velayeti babadan alınarak anneye verilmiş ve baba ile şahsi ilişki düzenlenmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. paragrafında ise " kişisel ilişki yönünden kurulan kararın hükmün kesinleşmesine kadar devamına" karar verilmiştir....

        Mahkemece müşterek çocuk ile davalı babası arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, kişisel ilişki kurulurken çocuğun 14 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

          Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde, asıl davanın kabulünün yanlış olduğunu reddedilmesi gerektiğini, karşı davanın reddinin de yanlış olduğunu kabul edilmesi gerektiğini, 14 ve 16 yaşında olan çocukların yeniden dinlenmesine ilişkin taleplerinin mahkemece kabul edilmediğini bu nedenle duruşma açılarak istinaf aşamasında beyanlarının alınmasını istediklerini, velayetin değiştirilmesini gerektirir haklı neden bulunmadığını, buna rağmen davanın kabul edildiğini, taraflar boşanırken çocukların yaşı küçük olduğu halde annenin velayeti istemediğini, küçüklüklerinden beri velayetin babada olduğunu, velayetin değiştirilmesine gerek olmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile anne ile çocuklar arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir....

          Aile Mahkemesinin 2016/315 Esas 2017/197 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuklardan Mehmet Can'ın velayetinin kendisine, diğer çocuk Hatice'nin velayetinin davalıya verildiğini, müşterek çocuğu keyfi ne zaman isterse kendisi ve abileri ile görüştürdüğünü, uzun zaman şahsi ilişki tesis edilemediğini, çocuğu çoğu zaman evde yalnız bıraktığını, davalının evden kaçıp tek başına Ankaraya gittiğini, Ankarada abisine polisler tarafından teslim edildiğini, davalının psikolojik sorunları olup müşterek çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini, müşterek çocuğun madde kullanmaya başladığını, annenin çocukla ilgilenemediğini, bu nedenle davalı annede bulunan velayetin kaldırılarak velayetin kendisini verilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği davalının cevap vermediği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu