Kardeşlerin kişisel ilişki dönemlerinde birbirleriyle görüşmesini engelleyecek şekilde, aynı tarihlerde kişisel ilişki kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan, davalının bu yöne değinen istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2.bendinin kaldırılmasına ve müşterek müşterek çocuk Yağmur ile baba arasında yeniden kişisel ilişki kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırılması- Kişisel İlişkinin Sınırlandırılması ve Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "iştirak nafakasının artırılması ve kişisel ilişkinin sınırlandırılması" davası ile davalı tarafından açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, artırılan nafaka miktarları ve kişisel ilişki talebiyle ilgili verilen hüküm yönünden, davalı-karşı davacı tarafından da, temyize cevap dilekçesi ile (katılma yoluyla) velayetin değiştirilmesi talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hüküm davalı-karşı davacı tarafında da, temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirmek suretiyle temyiz edilmiştir (HMK.m.433/2)....
Günü saat 17.00'a kadar baba yanında kalmak sureti ile şahsi ilişki tesisine; bu süreler içinde müşterek çocuğun velayet kendisine verilen taraftan alınarak velayet kendisine verilmeyen tarafa teslimine" karar verilmiştir. Davacı vekilinin tashih talebi üzerine ilk derece mahkemesince, 15.03.2022 tarihinde baba yanında kalmak sureti ile şahsi ilişki tesisine; ibaresi anne yanında kalmak olarak tashih edilmiş, kişisel ilişki bendi yeniden yazılmıştır. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece alınan uzman raporunun yetersiz olduğunu, idrak çağındaki çocuğun duruşmada beyanı alınmadığını, kararın usul, yasa ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, velayetin annede bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunmak, kabul edildiği takdirde buna göre karar vermek, kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak bir düzenleme de yapılmadığı takdirde, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak sürdürülmesi, tarafların boşanmalarına karar verilmesi halinde velayetin düzenlenmesine esas olması açısından 4787 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince uzman kişilerden rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar vermekten ibarettir. Yasal koşullar oluşmadan ve kişisel ilişki konusunda tarafların görüşü alınmadan kişisel ilişki düzenlemesi yapılması ve Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu taleple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece iade isteğinin reddine, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Hakim istekten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26). Talep olmadan mahkemece velayetin düzenlenmesine de karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ; Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.01.2017 (Prş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması-Çocukla Kişisel İlişki Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; velayetin kaldırılması isteğinin reddi ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı ... tarafından ise; katılma yoluyla vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı ..., davacının temyiz dilekçesine süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek (HUMK. m. 433/2) temyiz talebinde bulunmuş ise de, temyiz harcı yatırmadığı gibi, bu dilekçesnin temyiz defterine kaydedildiğine ilişkin bir bilgi de bulunmadığından, adı geçen davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delilllerin takdirinde bişr yanlışlık görülmemesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, nafakaların miktarı, nafaka davası nedeniyle kadın lehine hükmedilen vekalet ücreti ve reddedilen karşı dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadının açtığı tedbir nafakası davasında, davalı-davacı erkek karşı dava dilekçesi ile, velayetin geçici olarak düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki anlaşmazlığın tedbir nafakası ve karşı davanın ise kişisel ilişki tesisi olduğu belirlenmiş, davalı-davacı erkek talebinin buna ilişkin olduğunu belirtmiştir....
Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba için de bir haktır. Bu hak sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Değişen durum ve şartlara göre her zaman dava açılabilir. Bu durumda müşterek çocuklar ile davalı-davacı anne arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi azdır....
Çocuk ... 28.11.2009 doğumlu olup, ana ve babası boşanmış; boşanma kararı ile velayet davalı anneye bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, karar 26.04.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanma kararı ile kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan baba İstanbul'da, davalı anne ile çocuk ... ili ... ilçesinde, kişisel ilişki kurulmasını talep eden babaannenin ise...'da bulunduğu yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davacının torunuyla görüşmesine, babanın engel çıkardığı ileri sürülmemiştir. Davacı, babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2020/149 ESAS DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Selim Yusuf'un velayetinin anneye verildiğini, Amerika'da yaşayan baba ile şahsi ilişki kurulduğunu ve kurulan şahsi ilişkinin çocuğun üstün yararına olmadığını, yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Velayeti anneye verilen müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek tarafına verilmesini, anne ile talebi gibi şahsi ilişki kurulmasını talep etmiştir....