WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olan velayetinin kaldırılarak velayetin davacı babaya verilmesine, diğer müşterek çocuklar Bahar Ediz ve Hüseyin Eray Ediz lehine hükmolunan iştirak nafakalarının kaldırılmasına veya azaltılmasına, müşterek çocuk Mustafa Berat Ediz lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan küçük ...'nın "Alyu" olan soyadının ''Altundağ" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava Evlilik birliği dışında doğan küçük ... 'nın babasının tanımasıyla kazandığı "Alyu" soyadının velayet hakkı kapsamında annenin soyadı olan "Altundağ" soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen ... ergin kişi değil, çocuktur, davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği dışında doğan, velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....

    Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan küçükler... olan soyadlarının "Karaaslan" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava Evlilik birliği dışında doğan küçükler ......babalarının tanımasıyla kazandıkları ...." soyadının velayet hakkı kapsamında annenin kızlık soyadı olan "Karaaslan" soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen Evin ve Selin ergin kişi değil, çocukturlar, davacı annenin velayeti altındadırlar....

      Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan küçük ...'in "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava Evlilik birliği dışında doğan küçük ...'in babasının tanımasıyla kazandığı "..." soyadının velayet hakkı kapsamında annenin daha sonraki evlilik soyadı olan "..." soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen ... ergin kişi değil, çocuktur, davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği dışında doğan, velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....

        SAVUNMA: Davalı anne cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çocuklarını bırakıp gitmediğini, çalışmak için gittiğini, çocukların müvekkilinin yanında kaldığı süre zarfında müvekkilin ailesinin sadece destek konumunda olup müvekkil yerine çocuklara bakmadığını, davacının çocukları müvekkile göstermediğini, babanın kalabalık bir ev ortamında yaşadığını, çocukların ayrı odaları dahi olmadığını, çocukların yaşı itibariyle anneye olan bağımlılığının dikkate alınmasını belirterek davacıya verilen geçici velayetin sona erdirilmesini, dava süresince velayetin annede bırakılmasını ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

        velayetlerinin davalı annede kalmasının çocukların üstün yararına olduğu, TMK.nun 348. madde uyarınca davalı anneden velayetlerin kaldırılmasını gerektirir hususların davacı tarafça ispat edilemediği saptanmıştır....

        Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Osman 2006 doğumlu ve ilkokul 3. sınıf öğrencisi olduğu; davalının ise, asgari ücretle çalıştığı, yeni eşi ve iki çocuğuyla babasının evinde yaşadığı anlaşılmıştır. Boşanma kararının kesinleştiği tarih (29/06/2009) ile artırım davasının açıldığı tarih (12/02/2015) arasında yaklaşık 6 yıla yakın bir süre geçtiği, bu süreçte müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artmış olduğunun açık olması karşısında, iştirak nafakasının TMK 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırımına gidilmesi gerekmektedir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, iştirak nafakasının artırımına yönelik talebin reddedilmesi, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....

          Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında Ankara 5....

          Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; ilk derece mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, hukuki nitelendirmede hata yapılmadığı, dosyaya sunulan SİR raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalı kadının velayet görevini gereğince yerine getirmediği, velayetin değiştirilmesi için TMK 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluştuğu, velayetin davacı babada kalmasının küçüğün yüksek yararına olacağı, bu yüzden ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; ilk derece mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, hukuki nitelendirmede hata yapılmadığı, dosyaya sunulan SİR raporu, küçüğün tercih içeren beyanı ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde velayetin davalı annede kalmasının küçüğün yüksek yararına olacağı, bu yüzden ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin Adana 8....

          UYAP Entegrasyonu