DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 1- Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında iştirak nafakası miktarı dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının iştirak nafakası miktarı dışındaki sair istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir. 2- TMK'nın 182. maddesine göre velayet kendisine verilmeyen eş müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine maddi gücü oranında katılmak zorundadır....
Her ne kadar davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı yoksulluk nafakası ile, iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, davalı erkek tarafından ise, yoksulluk ve iştirak nafakası kararlarının müvekkili gelir elde edene kadar iptali yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın yararına TMK 175.maddesi gereğince yoksulluk nafakasına ve velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekili ve davalının yoksulluk ve iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurularının...
daval-davacı erkeğin maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Dava tarihinde yardım nafakası talebinde bulunulan çocuklara ilişkin velayet hakkı davacı annededir.Bahse konu velayetin kaldırılmasına ilişkin ilamın davacı anne tarafından temyiz edildiği ve dosyanın halen Yargıtay 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak ve Yoksulluk Nafakasısının Kaldırılması-Protokol Hükmünün İptali-Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından asıl davada davalı anne ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, menfi tespit davasının reddi, yoksulluk nafakası ve protokolde tanınan diğer mali hakların Nisan 2014 tarihinden itibaren kaldırılmaması, bölge adliye mahkemesi tarafından protoldeki kira yardımı ile ilgili maddenin kaldırılma tarihinin velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihi olarak değiştirilmesi ve sağlık sigortasına ilişkin maddenin kaldırılmasına ilişkin davanın reddi kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin tarafına verilmesine talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili, tarafların boşanmalarına, velayetin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakası takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakası takdirine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; velayete ilişkin kararın kaldırılarak müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,kadının yargılama sırasında çalıştığı dönemler,TMK 4 ncü maddesine göre kadın lehine TMK 169 ncu maddesi gereğince tedbir nafakası isteme koşullarının gerçekleştiği ve belirlenen tedbir nafakası miktarının yerinde olduğu,yine taraflarca boşanma hükümlerine ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmadığı ve boşanma hükümlerinin kesinleştiği tarih itibarı ile kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelik ve derecede sürekli ve düzenli gelirinin olmadığı,böylece lehine TMK 175 nci maddesi gereğince yoksulluk nafakası isteme koşullarının da gerçekleştiği,belirlenen yoksulluk nafakası miktarının ise yine yukarıda açıklanan kriterlere göre az olduğu,lehine aylık 650 TL.yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin daha uygun olacağı,erkeğin bu hususlardaki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kadının ise yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. 3- )Davacı-davalı...
Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (TMK m.178) Yoksulluk nafakası, boşanma davası sonuçlandıktan sonra, bir yıllık süre içinde ayrı bir dava ile de istenebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresinde sunduğu 05.07.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; incelemenin duruşmalı yapılmasını, velayetin değiştirilerek davalıya verilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararların hatalı olduğunu, karar gerekçesinde tanık beyanlarına yer verilmediğini, delillerinin dikkate alınmadığını, uzman raporunun değerlendirilmediğini, ortak çocukların dinlenilmediğini, sağlık ve danışmanlık tedbiri uygulanmadan velayet değişikliğine karar verildiğini, davalının velayet hakkını kötüye kullandığını ve başkası ile yaşadığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ve velayetin anneye verilmesine ilişkin kararların kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi, soyadını kullanma izninin kaldırılması, yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi halde yoksulluk nafakasının azaltılması istemlerine ilişkindir....
Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....