Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tarafların gelir durumları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın lehine artırılan yoksulluk nafakası miktarında bir isabetsizlik görülmemiştir. İştirak nafakası yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır....
Davalı-davacı vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde: somut olayda, davacı-davalı kadının dilekçe teatisi aşamasında ve diğer tüm aşamalarda yoksulluk nafakası talep etmediği gibi ıslah yolu ile de böyle bir talebi olmadığı, ayrıca ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası olarak belirlendiği halde ilk derece mahkemesince talebin aşılmak (HMK m.26) suretiyle yazılı şekilde davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı-davacı vekilinin bu yönden istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının 3 nolu " ... karar kesinleştikten sonra 350 TL yoksulluk nafakası olarak devamına" şeklindeki hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına...
Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Davacının iştirak nafakasına yönelik itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "-Davanın KABULÜ ile tarafların TMK.nun 166/1- 2 maddeleri uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle BOŞANMALARINA, -Müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesine, -Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuklar ile davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına, -Müşterek çocukların anne yanında kalmaya başladığı 14/09/2021 tarihinden itibaren aylık 800,00 er TL tedbir nafakalarının hüküm kesinleştikten sonra aynı miktarda katılım nafakası olarak davalıdan alınarak müşterek çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacıya verilmesine, (mahkememizin 03/01/2022 tarihli ara kararı ile hükmedilen nafaka ile mükerrerlik oluşturmamak ve mahsup edilmek kaydı ile), -Dava tarihinden itibaren aylık 800,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (mahkememizin 03/01/2022 tarihli ara kararı ile hükmedilen nafaka ile mükerrerlik...
Sonuç olarak; davalı-karşı davacı kadının iştirak, yoksulluk nafakası, manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu sebeple davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi usul ve yasaya uygun olduğu gibi velayet hakkı anneye verilen çocuklar yararına da iştirak nafakası takdir edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, davacının istinaf talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacının istinaf talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE. 2- Davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden alınması gerekli 220,70 TL istinaf başvuru harcı ile 80,70 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına. 3- İstinaf aşamasında suçüstü ödeneğinden karşılanan 22,75 TL posta masrafı ve 6 adet tebligat gideri 164,00 TL olmak üzere toplam 186,75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına. 4- İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, maddi tazminat, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Ortak çocuk Eylül 2005 doğumlu olup idrak çağındadır. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocuğun üstün yararıdır....
TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı,eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK.md.183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ilk hükümde her iki dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki, kadın lehine 125 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir....