Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un velayetinin davacı babasına verilmesine, davalının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece yoksulluk nafakası yönünden bozmaya uyulmuş ve davanın reddine karar verilmiş, velayet hususunda ise “ “davalının toplanan delillere göre kendisini dahi koruyup gözetmekten aciz bir yapıda olması, küçük A... için gerekli bakım, gözetim ve eğitimi yapabilecek durumda olmaması, davalının ahlaki anlayışının çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması nedenleriyle velayet hususunda eski kararda direnilmesine karar verilmesi gerektiği” ” gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, tanık beyanlarına, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle tüm dosya kapsamından davalı annenin müşterek çocuğu yeterince koruyamayacağı kanaati hasıl olduğundan usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir....

    olan Gökşen, Nisa ve Herdem AKBAŞ'a müvekkilinin vasi olarak atanmasını talep ve dava etmiştir....

    olan Gökşen, Nisa ve Herdem AKBAŞ'a müvekkilinin vasi olarak atanmasını talep ve dava etmiştir....

    Davacı kadının kusuru bulunmamış olsa da davadan sonra fiilen bir başka erkekle yaşama olayı gerçekleştiğine göre, tedbir (TMK m. 169) ve yoksulluk nafakası alamaz (TMK md. 175 ve 176). Öyleyse davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi yanlış olmuştur. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece bozmadan önce kurulan ilk hüküm ile, tarafların boşanmalarına, velayet anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının maddi tazminat talebinin reddine, kadın yararına 4.000 TL. manevi tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi yerine kabulünün hatalı olduğunu, ayrıca ortak velayet verilmesi gerektiğini belirterek, istinafa başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanma ve ferilerine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre davalının yapılan istinaf incelemesinde; Ortak velayet için tarafların ortak velayet konusunda anlaşmaları gerekmektedir. Dosya kapsamına göre ortak velayet konusunda bir anlaşmalarının olmadığı görülmüştür. Mahkeme uzman raporu doğrultusunda velayeti anneye vermiştir. Annenin velayet hakkını kötüye kullandığına dair dosyada bir delil yoktur....

        Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velayetin müvekkiline tevdiine, 500,00 TL tedbir, iştirak ve 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL manevi tazminat, 65.000,00 TL maddi tazminata ve düğünde müvekkiline takılan on yedi çeyrek ve bir tam cumhuriyet altınının müvekkiline iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının ailesinden etkilendiğini, davacının annesi ve kız kardeşinin müvekkilinin yaşadığı eve saldırarak davacıyı alıp götürdüklerini, abisinin tehdit ettiğini, ayrı ev açmaya hazır olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Aile Mahkemesinin 2016/1453 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası verildiğinden yeniden tedbir nafakası verilmesine yer olmadığına, davacı kadının kusuru bulunmasından dolayı yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen davalı erkeğin velayet talebinin reddine, birleşen davada erkeğin kişisel ilişki düzenlenmesi talebinin kısmen kabulüne, baba ve çocuk arasında Ankara Batı 3. Aile Mahkemesinin 2015/800- 1066 sayılı ilamı ile kurulan şahsi ilişkinin kaldırılmasına ve baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. pazar günü saat 10:00- 17:00 arası, dini bayramların 2. günü, babalar günü ve çocuğun tek yıllara denk gelen doğum günlerinde aynı saat aralıklarında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin karar verilmiştir....

        Aile Mahkemesi 24/01/2020 tarih, 2018/777 Esas 2020/62Karar sayılı ilamı ile özetle; boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne, TMK'nun 166/1- 2 m.leri gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Nehir'in velayetinin anneye Muhammed Ali'nin velayetinin babaya verilmesine, çocuklarla anne baba arasında ayrı ayrı kişisel ilişki kurulmasına, davalı kadın yararına aylık 600 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, velayeti anneye verilen Nehir yararına aylık 200 TL tedbir ve iştirak nafakasına, velayeti babaya verilen Muhammed Ali için önceden takdir edilen aylık 200 TL tedbir nafakasının kaldırılmasını, eşit kusur nedeniyle tarafların maddi ve manevi tazminat isteklerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

        İlk derece mahkemesi tarafından toplanan deliller ışığında TMK 348 maddesine göre velayet görevinin ihmal edildiğinin tespitinde, babada bulunan velayet hakkının kaldırılarak baba ile şahsi ilişki düzenlenmesinde ve vasi tayini için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunularak çocuğun anneden bağlanan ölüm aylığı üzerine tedbir konulmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalının SİR raporlarının taraflı ve etki altında düzenlendiği yönündeki istinaf başvurusunun herhangi bir dayanağı bulunmamaktadır. Sonuç olarak; davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Dosya kapsamı, delil durumu incelendiğinde, Sivas 1....

        UYAP Entegrasyonu