WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından geçici velayet ile tedbir nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle erkeğin açtığı boşanma davasının ret hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Derin'in velayetinin davacı anneye verilmesine, çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Derin yararına aylık 400 TL tedbir ve aylık 500 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 350 TL tedbir ve aylık 400 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; boşanma davasının kabulü, yetkisizlik ilk itirazının reddi, kusur belirlemesi, velayet ve aleyhe tüm nafakalar yönünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf kanun yolu ile talep ettiği, dosyanın bu şekilde dairemize gönderildiği görülmüştür....

    Sonuç olarak; yukarıda gösterilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK nun 353/1- a-6 anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez. Bu durumda H.M.K nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf edilmeksizin kesinleşen boşanma, velayet ve şahsi ilişki tesisine ilişkin kısım hariç olmak üzere kararın kaldırılmasına, tarafların usulüne uygun gösterdikleri deliller toplanarak kusur belirlemesi yapılması ve tedbir-iştirak nafakası ve tedbir -yoksulluk nafakası hakkında yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davalı erkeğin istinaf talebinin HMK.nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca KABULÜ ile Antalya 4....

    sormadığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekki line verilmesini, çocuk için aylık 250 TL tedbir-iştirak ile müvekkili için aylık 400 TL tedbir-yoksulluk ve 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma, velayet ve tedbir nafakası istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı taraf istinafa cevap vermemiş, 25.12.2020 tarihinde istinafa cevap süresinden sonra verdiği dilekçesinde, annenin velayeti kaybettiği için çocuğa baskı yaptığını, şiddet uyguladığını, davacıya nafaka ve tazminat verecek durumunun olmadığını bildirmiştir. Dava, TMK'nın 166/1.madde kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça velayet ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Velayet ve kişisel ilişki dışındaki boşanma ve ferilerine ilişkin gerekçe ve karar bentleri kesinleşmiştir. Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır....

      Müşterek çocuklar Rümeysa ve Can Ahmet'in yaşları, müşterek çocuklar, Ülkü, Rümeysa ve Can Ahmet'in uzmana vermiş olduğu beyanlar ile sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alınarak, bu çocuklar yönünden velayete yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Müşterek çocuk Betül'ün inceleme tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının 2 nolu bendinde bu çocuk yönünden verilen velayet kararının ve 3 nolu bendindeki kişisel ilişki kararının kaldırılmasına, Betül'ün velayet talebi hakkında ve bu husustaki istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). TMK.'...

      Mahkemece yalnızca babanın ekonomik durumunu esas alarak görüş bildiren bilirkişi raporu esas alınarak velayet düzenlemesi yapılması doğru değildir. Temyiz inceleme tarihi itibariyle ortak çocuklar velayet konusunda görüşlerini açıklayabilcek yaşa ulaşmış olup, eğitim, kültür ve yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda çocuklar bilgilendirilerek velayet hakkındaki görüşleri sorulmak ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bilirkişilerden yeniden sosyal inceleme raporu alınarak tüm delillerin yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde birlikte değerlendirilip, velayet konusunda sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerekmiştir....

        Davacı kadının kusuru bulunmamış olsa da davadan sonra fiilen bir başka erkekle yaşama olayı gerçekleştiğine göre, tedbir (TMK m. 169) ve yoksulluk nafakası alamaz (TMK md. 175 ve 176). Öyleyse davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi yanlış olmuştur. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

          Aile Mahkemesinin 2016/1453 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası verildiğinden yeniden tedbir nafakası verilmesine yer olmadığına, davacı kadının kusuru bulunmasından dolayı yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen davalı erkeğin velayet talebinin reddine, birleşen davada erkeğin kişisel ilişki düzenlenmesi talebinin kısmen kabulüne, baba ve çocuk arasında Ankara Batı 3. Aile Mahkemesinin 2015/800- 1066 sayılı ilamı ile kurulan şahsi ilişkinin kaldırılmasına ve baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. pazar günü saat 10:00- 17:00 arası, dini bayramların 2. günü, babalar günü ve çocuğun tek yıllara denk gelen doğum günlerinde aynı saat aralıklarında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu